""Hello my name is August. I will not tell you how I look. Whatever comes to your mind, I probably look worse than him"" We should definitely meet this book!!! Since August (Auggie) Pullman was born with a physical disorder on his face, he could not attend a regular school… so far. Soon you will start your fifth grade at Beecher Secondary School, and if you have been a "new child" even once in your life, you can imagine how difficult it was. Liking ordinary things like playing games on his Xbox, eating ice cream, Auggie is just an ordinary kid with an unusual face. Incredible story of a child who has to travel with an Astronaut helmet due to his physical flaws. ""Merhaba adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur"" August (Auggie) Pullman yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğ­duğu için, normal bir okula gide­miyordu… şimdiye kadar. Yakında Beecher Ortaokulu’nda beşinci sınıfa başlayacak ve ömrünüzde bir kere bile “yeni çocuk” olduysanız, bunun ne kadar zorlu olduğunu tahmin edebilirsiniz. Xbox’ında oyun oynamak, dondurma yemek gibi sıra­dan şeyleri seven Auggie aslında sadece sıradışı yüzü olan, sıradan bir çocuk. Fiziki kusurları yüzünden Astronot kaskı ile dolaşmak zorunda kalan bir çocuğun inanılmaz hikayesi. Bu kitapla kesinlikle tanışmalısınız!!!

My Twitter account: @UguraydinRaydin ENG:I'm interested in space art. Even though I continue to write stories as a writer, one side of me is constantly looking for character creation. So I created a twitter account to interact with you more and to see how I interpret my work. Anyone can follow me. TUR: Uzay sanatı ile yakından ilgileniyorum. Yazar olarak hikayeler yazmaya devam etsemde bir tarafım sürekli karakter yaratma peşinde. Bu nedenle sizlerele daha fazla etkileşimde olmak ve yaptığım işleri nasıl yorumladığımı görmeniz için twitter hesabı oluşturdum. Dileyenler beni takip edebilir.

ENG: In my previous message, I mentioned the catastrophe that occurred in Australia. Of course, we have 38 resident citizens who have a global network of citizenship in Asgardia and reside in Australia or reside in another country. I hope all the people there and 38 citizens are in good health. If you are in contact with them or have made friends with me, please share your current situation with me. May all our prayers reach the living creatures there. TUR: Bir önceki mesajımda Avusturalya da meydana gelen felaketten bahsettim. Elbette Asgardia küresel bir vatandaşlık ağına sahip ve Avusturalya da bulunan veya başka bir ülkede ikamet eden 38 yerleşik vatandaşa sahibiz. Umarım orada bulunan tüm insanların ve 38 vatandaşımızın sağlık durumları iyidir. İçinizde onlarla temas halinde olan veya benimle arkadaşlık kurmuş olanlar lütfen mevcut durumlarını benimle paylaşsın. Tüm dualarımız orada ikamet eden canlılara ulaşsın.

ENG: I would like to make a short reminder for the people who have paid the citizenship fee and those who will pay the new citizenship. What sets us apart from others is the citizenship identification numbers on the surface of the earth, on the life platform that is planned to be established in orbit and on the surface of the moon. This number is private and will represent you in all of our institutions. These numbers, which are digitally provided to you for now, but which you can obtain at a later date, indicate that you are a true citizen of the Agardia Space Nation. Since this special number represents you, I ask you not to share it with other people or on social media. If you have any further questions, I will be here and at your service for you. I give you my citizenship card as an example. Yours truly Citizenship and Culture Committee Member / Uğur Aydın Vatandaşlık ücretini ödemiş kişiler ve yeni ödeyecek olanlar için kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum. Dünya yüzeyinde, yörüngede kurulması planlanan yaşam platformunda ve ay yüzeyinde kurulacak olan yaşam alanında bizleri başkalarından ayıracak olan şey vatandaşlık kimlik numaralarıdır. Bu numara özeldir ve sizi tüm kurumlarımızda temsil edecektir. Şimdilik dijital olarak size sunulan, fakat ileri bir tarihte gerçeğini alabileceğiniz kimlik kartlarımızda bulunan bu numaralar, sizin gerçek bir Agardia Uzay Ulusu vatandaşı olduğunuzun göstergesidir. Bu özel numaral sizi temsil ettiği için başka kişilerle veya sosyal medyada paylaşmamanızı rica ediyorum. Daha fazla sorunuz olursa sizin için burada ve hizmetinizde olacağım. Bana ait olan vatandaşlık kartımı örnek olarak size sunuyorum. Saygılarımla. Vatandaşlık ve Kültür Komitesi Üyesi / Uğur Aydın

ENG: I want to make an important announcement. You all know that I'm here as a member of the citizenship committee and I serve our young nation. As the citizenship committee, we have always tried to make important decisions for you. We continue our efforts to create the infrastructure for all future opportunities. I would like to thank you once again for being part of the world's first space country, the Asgardia nation. Many people rightly ask questions about our future and follow our work with interest. One thing to note is that we have been recorded as the first space nation in history. And all the governmental bodies that support it are ready. I have been part of our nation since the day Asgardia was declared and I wanted to share my position with you. I am the 345th person who approved our constitution. Having this number consisted of sleepless times requiring high concentration. But I did it. You believed and voted for me to represent you in the elections. I've done a lot of important things for you and I'll share them soon. I continue on my way with the Citizenship Committee, but on the other hand, another committee that meets some of my characteristics has always attracted my attention. This was the Cultural Committee. And Lembit Opik, the chairman of the parliament, decided that I should become a member of the Cultural Committee. After that, I will continue on my way with more responsibility and will strive to move our young nation forward as a person of a certain age. Ariadne, chairwoman of the Citizenship Committee and Cheryl, chairwoman of the Cultural Committee. I know we will go further with these two powerful people. TUR: Önemli bir duyuru yapmak istiyorum. Hepiniz biliyorsunuz ki vatandaşlık komitesi üyesi olarak burada bulunuyor ve genç ulusumuza hizmet ediyorum. Geçtiğimiz dönem içerisinde vatandaşlık komitesi olarak sizler için her zaman önemli kararlar almaya çalıştık. İleride size sağlanacak olan tüm imkanların alt yapısını oluşturmak için bu çalışmalarımıza devam ediyoruz. Dünya tarihini ilk uzay ülkesi olan Asgardia ulusunun bir parçası olduğunuz için sizlere bir kere daha teşekkür etmek isterim. Bir çok kişi haklı olarak geleceğimiz hakkında sorular soruyor ve çalışmalarımızı ilgi ile takip ediyor. Unutulmaması gereken bir şey var ise o da bizlerin tarihin ilk uzay ulusu olarak kayıtlara geçmiş olmasıdır. Ve bunu destekleyen tüm hükümet organlarımız hazırdır. Asgardia ilan edildiği günden bu yana ulusumuza dahil oldum ve geldiğim pozisyonu sizlerle paylaşmak istedim. Anayasamızı onaylamış 345inci kişi benim. Bu sayıya sahip olmak yüksek konsantrasyon gerektiren uykusuz zamanlardan ibaretti. Fakat başardım. Seçimlerde sizi temsil etmem için bana inandınız ve oy verdiniz. Sizin için bir çok önemli işe imza attım ve yakın zamanda bunları paylaşacağım. Vatandaşlık komitesi ile yoluma devam ediyorum fakat diğer taraftan bazı özelliklerime uyan bir başka komite ilgimi her zaman çekti. Bu Kültür Komitesiydi. Ve meclis başkanımız Lembit Opik kararını vererek benim Kültür Komitesi üyesi olmamı onayladı. Bundan sonra daha fazla sorumluluk alarak yoluma devam edeceğim ve belli bir yaşa ulaşmış kişi olarak genç ulusumuzu ileriye taşımak için gayret edeceğim. Vatandaşlık Komitesi başkanı Ariadne ve Kültür Komitesi başkanı Cheryl. Bu iki güçlü insan ile daha ileriye gideceğimiz biliyorum.

ENG: The focus of this competition is Space Art and other Visionary Art dedicated to our life in space as Asgardians. This event is supported by the Ministry of Culture and the Culture Committee of the Parliament of Asgardia. It is intended to discover, acknowledge and promote talented space artists, both professional and amateur, whose creative ideas and inspirations help inform and spark artistic beauty, scientific thought, technological innovation and progress in Space Research. The link to the official page where the contest was held: apsac.space TUR: Bu yarışmanın odağı Uzay Sanatı ve Uzayda Asgardiyenler olarak yaşamımıza adanmış diğer Vizyoner Sanatı. Bu etkinlik, Kültür Bakanlığı ve Asgardia Parlamentosu Kültür Komitesi tarafından desteklenmektedir. Hem yaratıcı hem de ilham veren, sanatsal güzelliği, bilimsel düşünceyi, teknolojik inovasyonu ve Uzay Araştırmaları'ndaki ilerlemeyi bilgilendirmeye ve teşvik etmeye yardım eden, hem profesyonel hem de amatör yetenekli uzay sanatçılarını keşfetmek, onaylamak ve tanıtmak için tasarlanmıştır. Yarışmanın düzenlendiği resmi sayfanın bağlantısı: apsac.space

ENG: The script, written by Melissa Mathison, directed by Steven Spielberg, is directed by E.T. the Extra-Terrestrial begins its journey on the screen as an alien remains alone in the land of an unknown creature who has come from outside the world to study the world. MEAT. looking for a way to survive in this world where she is left alone and frightened of losing her way, she suddenly finds herself in the backyard of a house. This backyard is actually Elliot's (Henry Thomas) home, which feels alien to this home and its surroundings, even though it is in his home. With the initial cliché of the classic science-fiction thriller, Spielberg initially drives the viewer into obscurity. In the warehouse behind the house, Elliot is afraid of E.T. encounters. It is at this point that Spielberg creates the breaking of the stereotype and creates his own magic. Elliot doesn't try to kill E.T., eat Eliot at E.T. A bond between them is impossible to describe. With this vineyard, Elliot begins to hide E.T. in his wardrobe. E.T.'s desire is to return to his home and, after gaining the trust and curiosity of Elliot with the supernatural events he can do, he takes the ability to speak and says alarak call home ‘. While this call reflects E.T.'s desire to return home, it is also a goal for Elliot and a goal in which she can feel valued. As Elliot struggles to help E.T., Elliot's older brother Michael (Robert MacNaughton) and younger sister Gertie (Drew Barrymore) begin to get to know and communicate with E.T. While Michael struggles to get E.T. home, Gertie helps E.T. contact him, albeit unknowingly. However, E.T. and Elliot begins to form another bond. Somehow E.T. and Elliot begin to form a spiritual, telepathic and physical connection. MEAT. When he is alone at home, he starts wandering around. He starts to try foreign ones. Among these experiences, when Elliot, who drinks beer, starts to get drunk, Elliot in school starts to get drunk, and this happens as the first step of the bond between them. Later, with the capture of E.T. by the people, the hope of returning home and the removal of Elliot from the bedroom, which she feels safe, begin to consume E.T.'s life energy. As E.T.'s light goes out, Elliot becomes sick and dies. In addition to criticism of the film's emotional and faceless people, E.T. With Elliot’s bicycle scene or Halloween costumes, the film is a picture of unforgettable light of hope and friendship in a heartbreaking atmosphere. Elliot, who is alien to his home from the bond of friendship, and E.T., who is foreign to the world, is told about the unforgettable sci-fi film E.T. the Extra-Terrestrial TUR: Steven Spielberg tarafından yönetmenliği yapılan Melissa Mathison tarafından senaryosu yazılmış olan film, E.T. the Extra-Terrestrial bir uzaylının, dünyanın dışından dünyayı incelemek için gelmiş ancak terk edilmiş bir canlının bilinmediği topraklarda yapayalnız kalmasıyla beyazperdede yolculuğuna başlar. E.T. yapayalnız kaldığı ve korkutuculuğu içerisinde kendi yolunu kaybettiği bu dünyada hayatta kalmak için bir yol ararken kendini bir anda bir evin arka bahçesinde bulur. Bu arka bahçe aslında evinde olsa da kendini bu eve ve çevresindekilere yabancı hisseden Elliot’ın (Henry Thomas) evidir. Klasik bilimkurgu-gerilim hikayesinin başlangıç klişesi ile Spielberg izleyiciyi ilk başta bilinmezliğe doğru bir yola sürükler. Evin arkasındaki depoda Elliot korkulu ama bir o kadar da meraklı bakışlarla E.T. ile karşılaşır. İşte tam da bu noktada Spielberg klişesinin kırılmasını yaratır ve kendi büyüsünü yaratır. Elliot E.T.’yi öldürmeye, E.T.’de Elliot’ı yemeye falan çalışmaz. Aralarında tarifi imkansız bir bağ oluşur. Bu bağ ile beraber Elliot E.T.’yi gardırobunda saklamaya başlar. E.T.’nin isteği evine dönmektir ve yapabildiği doğaüstü olaylar ile Elliot’ın güvenini ve merakını kazandıktan sonra konuşma yetisini eline alarak ‘call home’ der. Bu arayış, bu çağrı E.T.’nin eve dönme arzusunu yansıtırken Elliot için de yapılacak bir amaç ve kendini değerli hissedebileceği bir gaye olur. Elliot E.T.’ye yardım etmeye çabalarken Elliot’ın büyük erkek kardeşi Michael (Robert MacNaughton) ve küçük kız kardeşi Gertie (Drew Barrymore) E.T.’yi tanımaya ve onunla iletişim kurmaya başlarlar. Michael E.T.’nin eve dönmesi için çabalarken, Gertie de E.T.’nin iletişim kurması için ona bilmeden de olsa yardım eder. Ancak E.T. ile Elliot arasında tüm bunların yanında başka bir bağ meydana gelmeye başlar. Artık bir şekilde E.T. ile Elliot arasında ruhsal, telepatik ve fiziksel bir bağ meydana gelmeye başlar. E.T. evde yalnız kaldığı bir zaman evde dolanmaya başlar. Yabancı olanları denemeye başlar. Bu deneyimler arasında bira içen Elliot sarhoş olmaya başladığında okulda ki Elliot da sarhoş olmaya başlar ve bu aralarındaki bağın ilk adımı olarak gerçekleşir. Daha sonra E.T.’nin insanlar tarafından yakalanmasıyla beraber eve dönüş umudunun ve kendini güvende hissettiği Elliot’ın yatak odasından sökülüp alınması E.T.’nin hayat enerjisini tüketmeye başlar. E.T.’nin ışığı sönmeye başladıkça Elliot da hasta olmaya ve ölmeye başlar. Filmin tüm duygusallığının ve yüzü olmayan insanların eleştirisi yanında E.T. ile Elliot’ın bisiklet ile uçtuğu sahne ya da Cadılar Bayramı kostümler ile beraber film kalp kıran atmosferi içerisinde unutulmaz umut ve dostluk ışığının resmedilişi olmuştur. Dostluk bağından çıkarak evine yabancı olan Elliot ile dünyaya yabancı olan E.T.’nin dostluğunun anlatıldığı dünya, insan, kaos ve ön yargı eleştirisinin unutulmaz bilimkurgu filmi E.T. the Extra-Terrestrial

ENG: Isaac Asimov, the famous science fiction writer, contributed greatly to the science fiction: The Three Robots Act. According to the Law of Three Robots; -Robots cannot harm people or allow them to remain inactive. -Robots are obliged to obey orders given by people unless they conflict with the First Law. -Robots must protect their own assets, unless they conflict with the First or Second Law. In Robot, Isaac Asimov collected the 9 most famous robot stories. These stories have been a guide for future generations of robot stories and have taken the robot seriously in science fiction. Asimov traces the history of robots, from robots that are incapable of speaking these stories to machines that are in favor of humanity. Of course, you should watch the movie of this famous book ;) TUR: Ünlü bilimkurgu yazarı Isaac Asimov'un bilimkurguya en büyük katkısı Üç Robot Kanunu'dur. Üç Robot Kanunu'na göre; -Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz. -Robotlar, Birinci Kanun'la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır. -Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun'la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır. Ben, Robot'ta, Isaac Asimov en ünlü 9 robot öyküsünü toplamıştır. Bu öyküler, gelecek nesillerin robot öyküleri için bir yol gösterici olmuş, bilimkurguda robotun ciddiye alınmasını sağlamıştır. Asimov, bu öykülerle konuşma yetisi olmayan robotlardan insanlığın iyiliğini gözeten makinelere kadar, robot tarihinin izini sürüyor. Elbette bu ünlü kitabın filmini mutlaka izlemek gerek ;)

10December World Human Rights Day 10Aralık Dünya İnsan Hakları Günü "One Humanity, One Unity"

ENG: """"Interesting İnformation About the Little Prince"""" Almost everyone in his childhood read the Little Prince. Is it just an illustrated children's book or a philosophy of life? The presumed word of the author Saint-Exupéry on the abbreviation of the book will be explanatory: Excellence is achieved when there is nothing left to be added to the article, but nothing left to be removed. It is one of the best-selling books in the world that has been translated into most languages ​​after the holy books and Das Kapital. And before it became short, it was actually about 1,000 pages. The book was also written in a hotel room in New York and was first published in 1943. The book is thought to contain many details of the life of Saint-Exupéry. Consuleo, the wife of the rose in the book, each of the planets symbolize a country and the order of World War II is changing is thought to be included in the book. The starting point of the book is the Sahara Desert, where Saint-Exupéry fell during a flight in 1935 and somehow managed to escape. Due to his duty during World War II, the author took off in the Mediterranean skies on July 31, 1944 and was never heard from again. Until the discovery of the author's wristband in 1998 by a fisherman from Marseille and in 2004 until the wreckage of the plane was found again as a result of research on the coast of Marseille. Sixty-five years after his death, a German pilot, Hors Rippert, admits that the author shot down the plane he was driving and said, "If I knew who was inside, I wouldn't have fired." Asteroid B-612 The planet where the Little Prince lived was named after the asteroid 46610, discovered in 1993. Here's a small parenthesis: the number 46610 corresponds to the hexadecimal B-612 (French: bésixdouze), which is often used by computerists. And two great questions from within the story: the elephant or the hat? Did the sheep eat the flower? Note: I still enjoy watching his film and I keep his book as a souvenir. TUR:""""""Küçük Prens Hakkında İlginç bilgiler""""" Çocukluğunda neredeyse herkes okumuştur Küçük Prens’i. Sadece resimli bir çocuk kitabı mıdır yoksa bir yaşam felsefesinden mi bahseder?. Yazarı Saint-Exupéry’nin kitabı kısaltması üzerine söylediği tahmin edilen sözü açıklayıcı olacaktır: Mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır. Dünyada, kutsal kitaplar ve Das Kapital’den sonra en çok dile çevrilmiş ve en çok satılan kitaplardan birisidir. Ve şu anki kısa hâline gelmeden önce aslında yaklaşık 1000 sayfalık bir eserdi. Ayrıca kitap New York’ta bir otel odasında yazılmış ve ilk kez 1943 yılında basılmıştır. Kitapta Saint-Exupéry’nin yaşamına ait birçok ayrıntının yer aldığı düşünülüyor. Kitaptaki gülün eşi Consuleo’yu, gezegenlerin her birinin bir ülkeyi simgelediği ve 2. Dünya Savaşı’nın değiştirmekte olduğu düzene de kitapta yer verildiği düşünülür. Kitabın çıkış noktası olan çöl ise Saint-Exupéry’nin 1935’te bir uçuşu sırasında düştüğü ve bir şekilde kurtulmayı başardığı Sahra Çölü’dür. Dünya Savaşı sırasında görevi gereği 31 Temmuz 1944’te Akdeniz semalarında havalanan yazardan bir daha haber alınamadı. Ta ki 1998 yılında Marsilyalı bir balıkçının yazara ait bilekliği bulana ve 2004 yılında yine Marsilya kıyılarında yapılan araştırmalar sonucu uçağın enkazı bulunana kadar. Ölümünden 65 yıl sonra, bir Alman pilotu Hors Rippert, yazarın kullandığı uçağı düşürdüğünü itiraf ediyor ve “içinde kimin olduğunu bilseydim ateş etmezdim,” diyor. Asteroid B-612 Küçük Prens’in yaşadığı gezegenin adı 1993 yılında keşfedilen 46610 numaralı asteroide verilmiştir. Burada küçük bir parantez açalım: 46610 sayısı bilgisayarcıların sıkça kullandığı on altılık sayı sisteminde (hexadecimal) B-612’ye (Fransızca: bésixdouze) denk geliyor. Ve hikayenin içerisinden iki harika soru: Fil mi şapka mı? Koyun, çiçeği yedi mi? Not: Filmini hala seyretmekten keyif alıyorum ve kitabını ise bir hatıra olarak saklıyorum.

ENG: In the depths of space… vast, cold and emotionless minds were watching this world with jealous eyes and gradually developing their plans against us. “Man is so arrogant and so blinded by his arrogance that no author had predicted the existence of a worldly mind or a smarter life form similar to that of man until the end of the nineteenth century. Moreover, the fact that Mars, made up of about one-fourth of the Earth's surface and further away from the Sun, was both older than Earth and not only far from the beginning of time, but also near the end of time. " Herbert George Wells (1866-1946) was born in Bromley, Kent. After starting a few ‘wrong starts yaşama, including a two-year apprenticeship in a textiles shop, he won a scholarship to the School of Normal Science in South Kensington. Here, T.H. He took biology lessons from Huxley. His teaching career, which he started after graduating in 1890, did not last long due to health problems. In 1893, while he was going through the internal crisis, he began to write various articles and short stories and soon became a journalist. *The world is invaded by the Martians. Earthlings have no chance in the face of the deadly Heat Ray they emit and resemble a massive metallic spider. The most important war in the history of the world begins and the end of humanity is rapidly approaching. This book, named G. The Shakespeare of Science Fiction H., was first published in 1898 and is one of the first and best science fiction works of its time. Note!!!: Of course, you should watch the film of this important work. TUR: Uzayın derinliklerinde… engin, soğuk ve duygusuz zihinler bu dünyayı kıskanç gözlerle izliyor ve bize karşı uygulayacakları planlarını yavaş yavaş geliştiriyorlardı. “İnsan öyle kibirlidir ve bu kibri yüzünden öyle körleşmiştir ki hiçbir yazar, insanınkine benzer dünyevi bir aklın veya ondan daha zeki bir yaşam formunun var olabileceğini on dokuzuncu yüzyılın sonuna kadar öngörememişti. Dahası, Dünya’nın yüzeysel olarak yaklaşık dörtte birinden meydana gelen ve Güneş’ten daha uzak olan Mars’ın, hem Dünya’dan daha yaşlı olduğu hem de sadece zamanın başlangıcına uzak değil, aynı zamanda zamanın sonuna yakın olduğu gerçeği de göz ardı edilmişti.” Herbert George Wells (1866-1946), Bromley, Kent’te doğdu. Bir manifaturacı dükkânındaki iki yıllık çıraklık dönemi de dahil olmak üzere yaşama birkaç ‘yanlış başlangıç’ yaparak başladıktan sonra, Güney Kensington’daki Normal Bilim Okulu’nun bursunu kazandı. Burada T.H. Huxley’den biyoloji dersleri aldı. 1890’da mezun olduktan sonra başladığı öğretmenlik kariyeri, sağlık sorunları nedeniyle pek de uzun sürmedi. 1893’te yaşadığı iç buhranı atlatmaya başladığı sıralarda çeşitli makaleler ve kısa öyküler yazmaya ve çok geçmeden de yaşamını gazetecilikten kazanmaya başladı. *Dünya, Marslıların istilasına uğrar. Devasa boyutlarda metalik bir örümceği andıran yapıları ve yaydıkları ölümcül Isı Işını karşısında Dünyalıların hiçbir şansı yoktur. Dünya tarihinin en önemli savaşı başlar ve insanlığın sonu hızla yaklaşır. “Bilimkurgunun Shakespeare’i” olarak anılan H. G. Wells’in ilk defa 1898 yılında yayımlanan Dünyalar Savaşı adlı bu kitabı, çağının ilk ve en iyi bilimkurgu yapıtları arasındaki yerini yıllardır korumaktadır. Not!!! : Elbette bu önemli eserin filmini izlemelisiniz.

ENG:Asgardia and Journey to the Past for the Oscar Awards: The year of 2016, the foundation of the Asgardia space nation, seems to be a time zone with high energy for science. With Asgardia, people who went on a scientific journey in the light of real science also went on a journey of fiction science in the giant cinema screens. Mad Max: Fury Road: 10 nominations. The Martian: 7 nominations. Star Wars: Episode VII - The Force Awakens: 5 nominations. Ex Machina: 2 nominations. If we make a small account, if we remove the documentary categories from the Oscar Awards given in 24 categories, 14 of the remaining 22 different nominations have at least one science fiction film. This means that in 1929, the nomination in the most categories was equaled in 1977. In this respect, it is possible to say that there has been a very positive development. The fact that the best films such as Gravity and Interstellar have appeared in recent years and Alfonso Cuaron's award for Best Direction with a sci-fi movie is enough to make this field more visible. The Martian continued this tradition and this year's space films were another good production. When we exclude documentary categories, there are 111 different nominations in the remaining 22 categories. It is worth mentioning that 24 of these 111 nominations have any of the four sci-fi films. I realize that when it's written this way, it's still a little out of the eye, but I'd say it's pretty good for a genre like science fiction. TUR:Asgardia ve Oscar Ödülleri İçin Geçmişe Yolculuk: Asgardia uzay ulusunun temeli olan 2016 yılı, bilim için yüksek enerjili bir zaman dilimi gibi görünüyor. Asgardia ile, gerçek bilim ışığında bilimsel bir yolculuğa çıkan insanlar, dev sinema ekranlarında kurgu bilimi yolculuğuna çıktılar. Mad Max: Fury Road: 10 adaylık. The Martian: 7 adaylık. Star Wars: Episode VII – The Force Awakens: 5 adaylık. Ex Machina: 2 adaylık. Ufak bir hesap yapacak olursak eğer, 24 dalda verilen Oscar Ödülleri‘nden belgesel kategorilerini de çıkarırsak, geriye kalan 22 farklı adaylıktan 14 tanesinde en az 1 adet bilimkurgu filmi bulunmakta. Bu da, 1929‘dan itibaren verilmeye başlanan ödüllerde, 1977 ile birlikte en fazla kategoride elde edilen adaylığın egale edildiği anlamına geliyor. Bu yönden baktığımızda oldukça olumlu bir gelişme yaşandığını söylemek pekala mümkün. Son yıllarda Gravity ve Interstellar gibi çok iyi filmlerin çıkması ve Alfonso Cuaron‘ın En İyi Yönetmenlik ödülünü bir bilimkurgu filmi ile kazanması, bu alanı biraz daha görünür kılmaya yetti açıkçası. The Martian da bu geleneği sürdürerek bu yılki uzay filmlerine iyi bir yapım daha kazandırılmış oldu. Belgesel kategorilerini dışarıda bıraktığımız zaman geriye kalan 22 farklı kategoride toplam 111 farklı adaylık bulunuyor. Bu 111 adaylığın 24 tanesinde, 4 bilimkurgu filminden herhangi birinin yer aldığını belirtmekte yarar var. Bu şekilde yazıldığında göze yine az geldiğinin farkındayım ama bilimkurgu gibi bir tür için oldukça iyi bir rakam olduğunu söyleyebilirim.

ENG: I offer my sincere regards to all my followers. As usual, I found myself at the bookstore over the weekend. There are so many books to guide us and know about the future !. But I never thought I'd meet an astronaut's book. It was a big and beautiful coincidence. And I did the selfy with the book so as not to miss the opportunity. What is great for me is that this book is published in Turkish. Of course, the original language of the book is English. About Book; Was it fun to do a space walk? How squashed were you in the capsule on the way back? What were your feelings as you looked down on Earth for the first time? Were you ever scared? Where to next--the Moon, Mars, or beyond? Based on his historic mission to the International Space Station, Ask an Astronaut is Tim Peake's guide to life in space, and his answers to the thousands of questions he has been asked since his return to Earth. With explanations ranging from the mundane--how do you wash your clothes or go to the bathroom while in orbit?--to the profound--what's the point?--all written in Tim's characteristically warm style, Tim shares his thoughts on every aspect of space exploration. From training for the mission to launch, to his historic spacewalk, to re-entry, he reveals for readers of all ages the cutting-edge science behind his groundbreaking experiments, and the wonders of daily life on board the International Space Station. Tim in the book, accompanied with illustrations, diagrams, and never-before-seen photos. TUR: Tüm takipçilerime içten saygılarımı sunarım. Her zamanki gibi hafta sonu kendimi kitapçıda buldum. Bize rehberlik edecek ve gelecek hakkında bilecek çok fazla kitap var. Ama bir astronotun kitabıyla tanışacağımı hiç düşünmedim. Büyük ve güzel bir tesadüf oldu. Fırsatı kaçırmamak için kitapla özçekim yaptım. Benim için harika olan bu kitabın Türkçe olarak basılması. Tabii ki, kitabın asıl dili İngilizce'dir. Kitap Hakkında ; Uzay yürüyüşü yapmak eğlenceli miydi? Geri dönerken kapsülün içinde ne kadar ezildi? İlk defa Dünya'ya bakarken duygularınız nelerdi? Hiç korktun mu? Nereden sonraki - Ay, Mars veya ötesi? Uluslararası Uzay İstasyonu'na yaptığı tarihi misyonuna dayanarak, Astronotu Sor, Tim Peake'nin uzaydaki yaşam rehberi ve Dünya'ya döndüğünden beri sorduğu binlerce soruya verdiği cevaplardır. Gündelikten farklı açıklamalarla - yörüngedeyken çamaşırlarınızı nasıl yıkar ya da banyoya çıkarsınız - derinliğe - amaç ne? - Tim'in karakteristik olarak sıcak bir tarzında yazdığı Tim, her birinin düşüncelerini paylaşır. uzay araştırmalarının yönü. Misyonun başlatılması, tarihi uzay yürüyüşüne, yeniden girişe kadar eğitimden, yeniden girişe kadar, her yaştan okuyucular için çığır açan deneylerinin arkasındaki en son bilimi ve Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki günlük yaşamın harikalarını okuyor. Kitapta Tim, çizimler, diyagramlar ve daha önce hiç görülmemiş fotoğraflar var.