İnsanlık olarak evrimsel sürecimizde başımızı göğe kaldırmamızdan günümüze kadar Uzay'ı ve içerisindeki birçok kozmik olgunun açığa kavuşturulması için uğraşlar vermekteyiz. Gökbilimci Galilei Galileo'nun teleskobu keşfetmesi ile Uzay ile olan uğraşımız daha fazla olmaya başladı. Kozmik takvimin sadece bir saniye kadar bir zamanını uzayı ve bilimi öğrenmekle geçiren biz ...
İnsanlık olarak evrimsel sürecimizde başımızı göğe kaldırmamızdan günümüze kadar Uzay'ı ve içerisindeki birçok kozmik olgunun açığa kavuşturulması için uğraşlar vermekteyiz. Gökbilimci Galilei Galileo'nun teleskobu keşfetmesi ile Uzay ile olan uğraşımız daha fazla olmaya başladı. Kozmik takvimin sadece bir saniye kadar bir zamanını uzayı ve bilimi öğrenmekle geçiren biz insanlık daha yolun çok başlarındayız. Fakat şunu biliyoruz ki insanlık ve dünya içerisindeki bütün her şey bir yıldızın ölümü sonucu meydana gelmiştir. Bir insanın içerisindeki birçok element yıldızların içerisindeki nükleer füzyon tepkimeleri sonucu açığa çıkan elementlerden ibarettir. Ünlü astrofizikçi Carl Sagan'ında dediği gibi : ''
DNA’mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı turtamızdaki karbon, çöken yıldızların içlerinde yapıldı. Bizler, yıldızların malzemesinden yapıldık.
İşte bu yüzdendir ki biz insanlık uzayı öğrenme sürecimizin daha başlarında olmamıza rağmen Asgardia ve gelecekte uzayın herhangi bir yerinde meydana gelecek birçok uygarlık bu öğrenme sürecini ileri seviyelere attıracak ve daha çok bilgi sahibi olmamızı sağlayacaktır. Bu yazıda konu alınan bazı şeyler uzak geleceğin ürünlerinden olsa da bunları başarabilmek imkansız değildir. Yeterki insanlık olarak tek yapmamız gereken var olan inancımızı ve inançtan daha da önemli saydığım öğrenme merakımızın yitmemesini sağlamamızdır.
Gözlerinizi Uzay'dan ayırmayın. Herkese iyi günler.