BİLGE KAĞAN YAZIT METNİ
(Günümüz Türkçesiyle)
Doğu Yüzü:
Tanrı gibi Tanrı yaratmıştı Türk Bilge Kağanı, sözüm: Babam Türk Bilge Kağanı… Efendim, Dokuz ...
BİLGE KAĞAN YAZIT METNİ
(Günümüz Türkçesiyle)
Doğu Yüzü:
Tanrı gibi Tanrı yaratmıştı Türk Bilge Kağanı, sözüm: Babam Türk Bilge Kağanı… Efendim, Dokuz Oğuz, İki Ediz çadırlı beyleri, milleti… Türk tanrısı… hakkında kagan oturdum.
Oturduğumda ölecek gibi düşünen Türk beyleri, milleti memnuniyeti sevinip, yere dikilmiş gözü yukarı izlen.
Bu günde kendim oturup bunca ağır töreyi dört taraftaki… dim.
Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, herkes tarafından kılınmış.
İnsan oğlunun üzerinde ecdadım Bumın Kağan, İstemi Kağan oturmuş.
Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutu vermiş, düzene soku vermiş.
Dört taraf hep düşman imiş.
Ordu teslim etme dört taraftaki milleti hep almış, hep tâbi kılmış.
Başlıya baş eğdirmiş, dizliye dik çöktürmüş.
Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş.
İkisi arasında pek faydalıâtsız Gök Türk'ü düzlem sokarak çıkmıştı.
Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş.
Buyruku bilgili imiş tabiî, Cesur imiş tabiî.
Beyleri de milleti de doğru imiş.
Onun için ili öylece tutmuş tabiî.
İli tutup töreyi düzenlemiş.
Kendisi vefâtılmış.
Yasçı, ağlayıcı, doğuda gün doğusundan Bökli Çöllü halkı, Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip ağlama, yas tutmuş.
Öyle ünlü kağan imiş.
Ondan sonra küçük kardeşi kağan olmuş tabiî, oğulları kağan olmuş tabiî.
Ondan sonra küçük kardeşi büyük kardeşi gibi kılınmamış olacak, oğlu baba gibi kılınmamış olacak.
Bilgisiz kağan oturmuş, kötü kağan oturmuş.
Buyruku da bilgisizmiş tabiî, kötü imiş tabiî.
Beyler, milleti ahenksiz olduğu için, aldatıcı olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için,
bey ve milleti birbirine çekiştirttiği için, Türk milleti ilçesi ilini elden çıkarmış, kağanveriş kağanını kaybedivermiş.
Çin milletine beylik erkek evlâdını kul kıldı, hanımlık kız evlâdını cariye kıldı.
Türk beyler Türk adını bıraktı.
Çinli beyler Çin ismi olmalı, Çin kağanına itaat etmiş.
Elli yıl işi gücü vermiş.
Doğuda günlerinde Bökli kağana kadar ordu sevk edi vermiş.
Batıda Demir Kapıya ordu sevk edi vermiş.
Çin kağanına ilini, töresini alı vermiş.
Türk halk kitlesi şöyle demiş: İlli millet idim, ilim şimdi hani, kime ili kazanıyorum der imiş.
Kağanlı millet idim, kağanım hanı, ne kağana işi, gücü veriyorum der imiş.
Öyle diyip Çin kağanına düşman olmuş.
Düşman olmak, tanzim ve tertip edemediğinden, yine tâbi olmuş.
Bunca işi, gücü vermediğini düşünmeden, Türk milletini öldüreyim, kökünü kurutayım der imiş.
Yokuya gidiyormuş.
Aşağı Türk Tanrısı, mukaddes yeri, suyu öyle tanzim oluşur.
Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye, babam İltiriş kağanı, annem İlbilge Hatun'u göğün tepesinden tutup yukarı kaldırmıştır.
Babam kağan yedi erle dışarı çıkmış.
Dağın çıkmış, dağdaki inmiş.
Toplanıp henüz oldu.
Tanrı kuvvetiyle, babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş.
Doğuya batıya askerlik edip adıyla, yığmış.
Hepsi yedi yüz er olmuş.
Yedi yüz erünün ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kullaşmış milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadımın töresince yaratmış, yetiştirmiş.
Tölis, Tarduş milletini orda tanzim edilmiş.
Yabguyu, şadı orda vermiş.
Güneyde Çin milleti düşman imiş.
Kuzeyde Baz Kağan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş.
Kırgız, Kurıkan,
Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı hep düşman imiş.
Babam kağan bunca….
kırk yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi savaş yapmış.
Tanrı lûtfettiği için illiletmiş, kağanlıyı kağansızlatmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş.
Babam kağan öülmüş ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş.
Babam kağan için ilkin Baz kağanı balbal olarak dikmiş.
Babam kağan uçtuğunda kendim sekiz yaşında kaldım.
O töre üzerine amcam kağan oturdu.
Oturarak Türk milletini tekrar tanzim etti, tekrar besledi.
Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı.
Amcam kağan oturduğunda kendim prens… Tanrı buyurduğu için ondört yaşımda Tarduş milleti üzerine şad oturdum.
Amcam kağan ile doğuda Yeşil Nehir'e, Şantung ovasına kadar ordu sevk ettik.
Batıda Demir Kapı'ya kadar ordu sevk ettik.
Kögmen'i aşarak Kırgız ülkesine kadar ordu sevk ettik.
Yekun olarak yirmi beş defa ordu sevk ediyorum,
üç defa savaştık.
İlliyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık.
Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik.
Türgiş kağanı Türk'üm, milletim idi.
Bilmediği için, yanlış hareket etme, ihanet ettiği için kağanı öldü, buyrükü, beyleri de öldü.
On ok kavmi eziyet gördüm.
Ecdadımızın tutmuş olduğu yer, sudakisiz kalmasın diye Az milletini tanzim ve tertip edip… Bars bey idi.
Kağan adını burda biz verdik.
Kız kardeşim prensesi verdik.
Kendisi ihanet etti, kağanı öldü, milleti cariye, kul oldu.
Kögmen'in yeri, suyun sahipsiz kalmasın diye Az, Kırgız milletini tanzim ve tertip edip geldik.
Savaştık… ilini geri verdik.
Doğuda Kadırkan ormanını aşağısı milleti ise kondurduk, öyle düzene soktuk.
Batıda Kengü Tarbana kadar Türk milletini öyle kondurduk, öyle düzene soktuk.
O zamanda kul kullu, cariye cariyeli olmuştu.
Küçük kardeş büyük kardeşini bilmezdi, oğlu babasını bilmezdi.
Öyle kazanılmış, öyle düzene sokulmuş ilimiz, töremiz vardı.
Türk, Oğuz beyleri, milleti işit: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti?
Türk milleti, vazgeç, pişman ol!
Disiplinsizliğin varlığı, beslemiş olan kağanına, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hâle soktun.
Silâhlı nereden gelip dağıtarak nedir?
Mızraklı nereden gelerek sürüp çıkıyor?
Mukaddes Ötüken ormanının milleti, gittin!
Doğuya giden, gittin!
Batıya giden, gittin!
Gittiğin yerde hayrın şu olmalı: Kanın nehir gibi koştu.
Kemiğin dağ gibi yattı.
Beylik erkek evlâdını kul kıldın.
Hanımlık kız evlâdını cariye kıldın.
O bilmemenden dolayı, kötülüğün kaçır amcam kağan uçup gitti.
Önce Kırgız kağanını balbal olarak diktim.
Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye, babam kağanı, annem hatunu yükselten Tanrı, hayır veren Tanrı, Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye, kendimi o Tanrı kağan oturttu tabiî.
Varlıklı, zengin millet üzerine yerleştirilmiş.
İçte aşsız, dışta elbisesiz;
düşkün, perişan millet üzerine oturdumdum.
Küçük kardeşim Kül Tigin, iki şad, küçük kardeşim Kül Tigin ile konuştuk.
Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyuyamadım, gündüz oturuyordım.
Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım.
Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım.
Ben kendim kağan oturduğumdan onun yerini gitmiş olan millet yaya olarak, çıplak, öle yite geri geldi.
Milleti besleyeyim diye kuzeyde Oğuz kavmine doğru;
doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru;
güneyde Çine doğru iki defa ordu sevk ettim… savaştım.
Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, devletim, kısmetim varsın, ölecek milleti diriltip besledim.
Çıplak milleti olanak kıldım.
Fakir milleti zengin kıldım.
Az milleti çok kıldım.
Değerli illiden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım.
Dört taraftaki milleti hep tâbi kıldım, düşmansız kıldım.
Hep bana itaat etti.
Onyedi yaşımda Tanguta doğru ordu sevk ettim.
Tangut milletini bozdum.
Oğlunu, karısını, sürüsünü, servetini orda aldım.
Onsekiz yaşımda Altı Çub Soğdaka doğru ordu sevk ettim.
Milleti orda bozdum.
Çinli Ong vali, elli bin asker geldi.
İduk Başta savaştım.
O orduyu orda yok ettim.
Yirmi yaşımda, Basmıl İduk Kut soyumdan olan kavim idi, kervan gönderdiiyor diye ordu sevk ettim.
K… m tâbi kıldım, malını çevirip getirdim.
Yirmi iki yaşımda Çin'e doğru ordu sevk ettim.
Çaça general, asker bin askerle savaştım.
Askerini orda öldürdüm.
Yirmi altı yaşımda Çik kavmi Kırgız ile beraber düşman oldu.
Kemi geçerek Çike doğru ordu sevk ettim.
Örpende savaştım.
Askerini mızrakladım.
Az milletini aldım… tâbi kıldım.
Yirmi yedi yaşımda Kırgız'a doğru ordu sevk ettim.
Mızrak sokak karı söküp, Kögmen ormanını aşarak yürüyüp Kırgız kavmini uykuda bastım.
Kağanı ile Songa ormanında savaştım.
Kağanını öldürdüm, ilini orda aldım.
İğiş nehrini geçip yürüdüm.
Türgiş kavmini uykuda bastım.
Türgiş kağanının ordusu ateş gibi, fırtına gibi geldi.
Bolçu'da savaştık.
Kağanını, yabgusunu, şadını orda öldürdüm.
İlini orda aldım.
Otuz yaşımda Beş Balıka doğru ordu sevk ettim.
Altı defa savaştım… askerini hep öldürdüm.
Onun tarafından ne kadar insan… yok olacaktı… çağırmak için geldi.
Beş Balık onun için kurtuldu.
Otluk bir yaşımda Kardeş milleti sıkıntısız, hür ve serbest iken, düşman oldu.
Tamag İduk Başta savaştım.
Karluk milletini öldürdüm, orda aldım… Basmıl kara… Karluk milleti toplanıp geldi… m, öldürdüm.
Dokuz Oğuz benim milletim idi.
Gök, yer bucağı için, ödüne kıskançlık değdiği için düşman oldu.
Bir yılda dört defa savaştım: En önce Togu Balık! Ta savaştım.
Togla nehrini yüzdürerek geçip ordusu… İkinci olarak Andırgu'da savaştım.
Askerini mızrakladım… Üçüncü olarak Çuş'ta savaştım.
Türk milleti ayak titretti, perişan olacaktı.
İlerseniz yayarak gelen ordusunu püskürttüm.
Çok ölecek orda dirildi.
Orda Tongra yiğiti bir boyu Tonga Tigin mateminde çevirip vurdum.
Dördüncü olarak Ezginti Kadız'da savaştım.
Askerini orda mızrakladım, yıprattım… yıprat… Otuziki yaşımda Amgı kaldığı kışmıştırta kıtlık oldu.
İlk baharında Oğuz'a doğru ordu sevk ettim.
İlk ordu dışarı çıkmıştı, ikinci ordu merkezde idi.
Üç Oğuz ordusu basıp geldi.
Yaya, kötü oldu diyip yenmek için geldi.
Bir kısım ordusu evi kabuğu yağma etmek için gitti, bir bölüm ordusu savaşmak için geldi.
Biz az idik, kötü durumda idik.
Oğuz… düşman… Tanrı kuvvetiyle için orda mızrakladım, dağıttım.
Tanrı bahşettiği için, ben kazandığım için Türk milleti kazanmıştır.
Ben küçük kardeşimle beraber böyle başa geçip kazanmasam Türk milleti ölecekti, yok olacaktı.
Türk beyleri, milleti, böyle düşünün, böyle bilin!
Oğuz kavmi… Göndereden, diye ordu sevk ettim.
Evini barkını bozdum.
Oğuz kavmi Dokuz Tatar ile toplanıp geldi.
Aguda iki büyük savaş yaptım.
Ordusunu bozdum.
İlini orda aldım.
Öyle kazanıp… Tanrı buyurduğu için otuzüç yaşımda… idi.
Seçkin, muhterem, güç beslemiş olan,
kahraman kağanına ihanet etti.
Üstte Tanrı, mukaddes yer, su, amcam kağanın devleti kabul etmedi.
Dokuz Oğuz kavmi yeri, suyunu terk edip Çin'e doğru gitti.
Çin… bu yere geldi.
Besleyeyim diye düşünüp… millet….
suçla… güneyde imal adı sanı yok oldu.
Bu yerde bana kul oldu.
Ben kendim kağan oturduğum için Türk milletini… kılmadım.
İlçe, töreyi çok iyi kazandım… toplanıp… orda savaştım.
Askerini mızrakladım.
Teslim olan teslim oldu, millet oldu;
Ölen öldü.
Selengadan aşağıya sunmak Kargan vâdisinde evini, barkını orda bozdum… ormana çıktı.
Uygur valisi yüz kadar askerle doğuya kaçıp gitti …… Türk milleti aç idi.
Sürüsünü alıp besledim.
Otuz dört yaşımda Oğuz kaçıp Çin'e girdi.
Eseflenip ordu sevk ettim.
Hiddetle .., oğlunu, karıyla orda aldım.
İki valili millet… .. Tatabı milleti Çin kağanına itaat etti.
Elçisi, iyi şarkı,
niyazı gelmiyor diye yazın ordu sevk ettim.
Milleti orda bozdum.
Sürüsünü… askeri toplanıp geldi.
Kadırkan ormanına kon… doğru doğru, sudaa doşru kondu.
Güneyde Karluk milletine doşru ordu sevk et diyip Tudun Yamtarı gönderdim, gitti… Karluk valisi yokmuş, küçük kardeşi bir kaleye… kervanı koşmadı.
Onu korkutayım diyip ordu sevk ettim.
Koruyucu iki üç kişi ile beraber kaçıp gitti.
Halk kütlesi kağanım geldi diyip övdü… ad verdim.
Küçük bir…
Halk kütlesi kağanım geldi diyip övdü… ad verdim.
Küçük bir…
Halk kütlesi kağanım geldi diyip övdü… ad verdim.
Küçük bir…
Güneydoğu Yüzü:
….
Gök Öngü çiğneyerek ordu yürüyüşüp, gece ve gündüz yediünde susuzu geçtim.
Çorağa ulaşıp yağmacı askeri… Keçine kadar…
Güney Yüzü:
… Çin süvarisini, yedi bin askeri ilk gün öldürdüm.
Piyadesini ikinci gün hep öldürdüm.
Bi… aşıp vard… defa ordu sevk ettim.
Otuzsekiz yaşımda kışın Kıtay'a doğru ordu sevk ettim… Otuz dokuz yaşımda ilk baharda Tatabı'ya doğru ordu sevk ettim….
ben… öldürdüm.
Oğlunu, karısını, sürüsünü, servetini… millet… karısını yok kıldım …….
savaştım.
… Verdim.
Kahraman erini öldürüp balbal kılı verdim.
Elli yaşımda Tatabı milleti Kıtaydan ayrıldı.
… Lker dağına… Ku genel kumandasında kırk bin asker geldi.
Töngkes dağında uzun zamandır edip vurdum.
Otuz bin askeri öldürdüm.
Depoda… var… öktüm.
Tatabı…
öldürdü.
Büyük oğlum hastalanıp yokdumca Ku'yu, generali balballı diki verdim.
Dokuz yıl şad olarak oturdum, dokuz yıl kağan olarak oturdum, il tuttum.
Otuz bir… Türk'üm için, milletim için karşılık öylece kazanı verdim.
Bu kadar kazanıp babam kağan köpek yılı, onuncu, yirmi altıda uçup gitti.
Domuz yılı, beşinci ay, yirmi yedide yas töreni yaptırdım.
Bukağ vali… babası Lisün Tay generalin başkanlığında beş yüz yiğit geldi.
Kokuluk….
altın, gümüş fazla fazla getirdi.
Yas töreni kokusunu getirdi diki verdi.
Sandal ağacı getirip öz… Bunca millet saçını, kulağını… kesti.
İyi binek atını, kara samurunu, mavi sincabını sayısız getirip hep bıraktı.
Tanrı gibi Tanrı yaratmış Türk Bilge Kağanı, sözüm: Babam Türk Bilge Kağan'ı şimdiki Türk beyleri, şimdi Tarduş beyleri;
Kül Çor açısından, arkasından şadpıt beyleri;
önde Tölis beyleri;
Apa Tarkan'ı, arkasından şadpıt beyleri;
bu… Taman Tarkan, Tonyukuk Boyla Baga Tarkan ve buyruk… iç buyruk;
Sebig Kül İrkin genelinde, arkasından buyruk;
bunca şimdiki beyler,
Kuzey Yüzü:
Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu depr oturdum.
Sözümü tamamiyle işit.
Bilhassa küçük kardeş yeğenim, oğlum, bütün soyum, milletim, güneydeki Şadpıt beyleri, kuzeydeki Tarkat, Buyruk beyleri, Otuz Tatar,… Dokuz Oğuz beyleri, milleti!
Bu sözümü iyice işit, adamakıllı dinle: Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, onun listesi millet hep bana tâbidir.
Bunca milleti hep düzene soktum.
O şimdi kötü değil.
Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yok.
Doğuda Şantung ovasına kadar ordu sevk ettim, denize ulaşmama az kaldı.
Güneyde Dokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e ulaşmama az kaldı.
Batıda İnci nehrini geçerek Demir Kapıya kadar ordu sevk ettim.
Kuzeyde Yir Bayırku yerine kadar ordu sevk ettim.
Bunca yere kadar yürttüm.
Ötüken ormanından iyisi hiç yokmuş.
İl tutacak yer Ötüken ormanı imiş.
Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım.
Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor.
Çin milletinin şarkı sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş.
Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış.
Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş.
İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş.
Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar yerleştirmez imiş.
Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün;
Türk milleti, öleceksin!
Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin!
Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak olarak kötü mal verir, yakınlarda iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş.
Bilgi bilmez kişi o şarkı alıp, yakına varıp, çok insan öldün!
O yere doğru gidersen Türk milleti, öleceksin!
Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiç bir sıkıntın yoktur.
Ötüken ormanında oturursan ebediyen ilmanı oturacaksın.
Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin.
Acıksan tokluk düşünmezsin.
Bir doysan açlığı düşünmezsin.
Öyle takiun için beslemiş olan kağanının sözünü almadan onu yere gittin.
Hep orda mahvoldun, yok edildin.
Orda, geri kalanınla, onun yerini zayıflamış ölerek yürüyüşordun.
Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum için kağan oturdum.
Kağan kutsal aç, fakir milleti hep toplattım.
Fakir milleti zengin kıldım.
Az milleti çok kıldım.
Bu sözümde yalan var mı?
Türk beyleri, milleti, bu işitin!
Türk milletini toplayıp il tutacağını burda vurdum.
Yan şarj öleceğini yine burda vurdum.
Onun ne sözüm sırada ebedî taşa vurdum.
Ona ulaşmak bilin.
Şimdiki Türk milleti, beyleri,
bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız?
Babam kağan, amcam kağan oturduğunda dört taraftaki milleti nasıl düzene sokmuş… Tanrı buyurduğu için kendim oturduğumda dört taraftaki milleti düzene soktum ve tertipledim… kıldım.
… Türgiş kağanına kızımı… fevkalâde büyük törenle alı verdim.
Türgiş kağanının kızını fevkalâde büyük törenle oğluma alıverdim… fevkalâde büyük törenle alı verdim… yaptırdım… başlıya baş eğdirdim, dizliye diz çöktürdüm.
Üstte Tanrı, altta yer bahşettiği için gözle görülmeyen, kulaksız işit milletimi doğuda gün doğusuna, güneyde… batıda… sarı altınını, beyaz gümüşünü, kenarlı ipeğini, ipekli kumaşını, binek atını, aygırını, kara samurunu, mavi sincabını Türk'üme, milletime kazanı verdim , tanzim edi verdim… kedersiz kıldım.
Üstte Tanrı kudretli… Türk beylerini, milletini… besleyin,
zahmet çektirmeyin, incitmeyin!
… Benim Türk beylerim, Türk milletim,… kazanıp… bu… bu kağanından, bey bey'den… suyundan ayrılmazsan, Türk milleti, kendinden iyilik göreceksin, evine gireceksin, dertsiz olacaksın.
… Ondan sonra Çin kağanından resimciyi hep getirttim.
Benim sözümü kırmadı, maiyetindeki resimciyi aldı.
Ona bambaşka türbe yaptırdım.
İçine dışına bambaşka resim vurdurdum.
Taş yontturdum.
Gönüldeki sözümü vurdurdum… On ok oğluna, yabancına kadar bunu görüp bilin!
Ebedî taş yontturdum… yontturdum, niyetdım.
… O taş türbesini…
maiyetindeki resimciyi alıyor.
Ona bambaşka türbe yaptırdım.
İçine dışına bambaşka resim vurdurdum.
Taş yontturdum.
Gönüldeki sözümü vurdurdum… On ok oğluna, yabancına kadar bunu görüp bilin!
Ebedî taş yontturdum… yontturdum, niyetdım.
… O taş türbesini…
maiyetindeki resimciyi alıyor.
Ona bambaşka türbe yaptırdım.
İçine dışına bambaşka resim vurdurdum.
Taş yontturdum.
Gönüldeki sözümü vurdurdum… On ok oğluna, yabancına kadar bunu görüp bilin!
Ebedî taş yontturdum… yontturdum, niyetdım.
… O taş türbesini…
Batı Yüzü:
… üstte… Bilge Kağan uçtu.
Yaz olsa, üstte gök davulu gürler gibi, dağ ve yabanda yabani geyik gürlese, öylece mateme gark oluyorum.
Babam kağanın taşını kendim kağan ……
Güneybatı Yüzü:
Bilge Kağan kitâbesini Yollug Tigin, yazdım.
Bunca türbeyi, resimi,… kağanın yeğeni yollug tigin ben bir ay dört gün onu yazdım, resimledim.