Bosna'da kısa yaşananlar bugün de bir yara, sonsuz bir çığlık olarak tarihte asılı durmaktadır.
Ölen kız çocuğu yine de güzeldir!
Srebrenitsa, soya ...
Bosna'da kısa yaşananlar bugün de bir yara, sonsuz bir çığlık olarak tarihte asılı durmaktadır.
Ölen kız çocuğu yine de güzeldir!
Srebrenitsa, soya büyüklüğü ve büyük bir ihanet ve alçaklıktır.
Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM ile güvenli bölge ilan edildi ve 400 Hollandalı “Barış Gücü” askeri korumalı Srebrenitsa'ya sığınır.
11 Temmuz 1995'te Sırp Ordusu'na teslim edilmemiş.
Erkekler kamyonların kasalarına doldurularak ölüme götürülür.
Kadınlara acımasızca tecavüzlenir.
Bosna ve Srebrenitsa'yı farklı bir yere anlatmak mümkündür!
Homo Sapiens
Zaman, filmin koptuğu sonsuzluk, yenilgiyi kabullenme hali ve onun şeye sünger çekip sıfırdan başlamaya karar verme çağıdır ...
İnsanoğlu dokuz aylık yalnızlığın sonunda ana rahminden ayrılıp hayata ilk çığlığını atar.
Varoluşu, tam 200 bin yıl öncül dayanır.
Önce ayakta kalabilmiş, sonra alet yapımı becerisi kazanmış, sonra da ateşi bulmuştur.
Ne var ki durmamış, evrimini teslim etmeye devam etme ve tarımı görünip ürün biriktirmeye başlamıştır.
“Artı ürün”, biriktirmek ve mülkiyet ...
İşte mertliğin bozulduğu, sazın telinin koptuğu, kan kokusu mavi gökyüzünü sardığı zaman da bu zamandır.
Günümüzün modern insanı, “Homo Sapiens” anılır.
Homa Sapiens;
doğar, büyür, yaşar ve ölür ...
İnsanoğlu, ağlar, güler, sever, âşık olur, ihanet eder, savaşarak kendi türünü öldürür ve utanç yaşar!
Glaucopsyche alexis
“Mavi kelebek”, ismini renginden çalıştı.
Diğer kelebek türleri arasında pek bir fark yoktur.
İki hafta boyunca kozada kalmak.
Yeterince güçlenerek hazır hale gelmelidir, kozasını yırtıp hayata doğru kanat çırpar.
“Glaucopsyche alexis”, anılan tür, milyonlarca yıl önce ne haldeyse bugün deve şekildedir.
Dünyada kaldığı zamana, hayatını doğanın üstüne sunduklarıyla sürdürür.
Glaucopsyche alexis;
doğar, büyür, yaşar ve ölür ... Ne tür tür ne de türün boğazına çöktüğü görülmemiştir.
Mavi kelebek sadece uçar.
Bir de ... Utanç yaşatır!
Ponera Pregrına
“Kan çiçeği” olarak bilinir.
O da tıpkı mavi kelebek gibi ismini renginden.
Diğer çiçeklere benzer.
Küçük bir tohum toprağa kadar.
Narin Filiz, güneşi arar ve ister yaşama renk katar.
Bilimsel adı “Ponera Pregrına” dır.
Kan çiçeği, milyonlarca yıldır dünyayı açıyoruz.
Yağmuru bekler ve toprağın bile sunduklarıyla yetinir.
“Ponera Pregrına” açar, yaşar, büyür ve solar ... Bir başka çiçeği koparınca gören olmamıştır.
Kan çiçeği ait olduğu yer bilir, sadece durur.
Bir de ... Utanç yaşatır!
Ölen kız Çocukları yine de güzeldir
Bosna'da Kısa zaman Önce yaşananlar bugün de açık Bir yara, sonsuz Bir çığlık Olarak tarihte asılı durmaktadır.
Ölen kız çocuğu yine de güzeldir.
Ve kız çocukları öldürülür.
Ve erkek çocukları öldürülür.
Artık onlar sadece bir sayıdır.
Tam 35 bin çocuk.
35 bin çocuk, 70 bin küçücük ayak, 70 bin minicik el, yüz binlerce yaralı yürek;
anne, baba, büyükbaba ve “yalnız” arkadaş olmak.
En büyük felaket
Bosna'da tam 50 bin kadın, babasının, kocanın, oğlunun ve kızının gözleri vardır. Tecavüze uğramıştır.
Bosna'da tam 2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kalmıştır, 18 bin kişinin bugün de kayıp olduğu bilinmektedir.
Bosna Savaşı;
ölen, acı duyan, lanet eden, tüküren Bosnalı demektir.
Avrupa'nın bütünü, tam 312 bin kişi öldürülür.
“Özgürlükler Ülkesi” nin tuttuğu çanak, kanla dolmuştur.
Yetiştir ortasıdır ve “Medeniyetin Beşiği Avrupa” gözüyle göre, soykırıma göz yummuştur.
Bir halk benzer coğrafyayı paylaştığı ve ayakkabı verebildiğimiz başka halkın canına kan doğramıştır.
Açıkça ve alçakça Boşnakları Sırplara kırdırmışlardır.
Bu, İkinci Dünya Savaşı'ndan yana, en büyük felakette ortayalara geçmiştir!
Toplu mezarlar nasıl çıktı çıktı?
Bosna'daki toplu mezarların ve insanlığın utancının özenle gizlenmeye çalıştığı bilinmektedir.
Öldürülen insanlar, çok derin çukurlara atılmış, mezarlar çevreye uygun bitki örtüsüyle kamufle edilmeye çalışılmıştır.
Bir halka ölüm biçenler, terziliklerini en ince metotlarla süslemişlerdir.
Ölüm tarlaları ortaya çıktı, diye kuşanmış metal parça yerleştirilmiştir.
Ne var ki yaratıcı katiller, doğanın düzeni ve onun yol göstericiliğini unutmuşlardır.
Bir akım olayı, bugün, kitap, film ve TV dizileri de ana iskeletini içeren.
Ölüler doğaya döner.
Cansız bir beden, bir tane canlı olmak için yeterli besin ve mineral demektir.
Kan çiçekleri de buğu, kayıpilmeye çalışılan mezarların bulunduğu açmıştır.
Ve mavi kelebekler ...
Onlar hayatlarını sadece, kan çiçeklerinden aldıkları besinle sürdürebilirler.
Acıdır ... Nerede, kan çiçeği ve mavi kelebek varsa oradaydılar ölüm de var demektir!
Velhasıl, yıkık dökük insanlar, kan çiçeklerini izleyen mavi kelebeklerin peşlerinden gidecektir.
Bosna'da tam 300 toplu mezar, bu hüzünlü amazonda birlikteliğin ortaya çıktığı ortaya çıktı!
Evrimini tamamlayamayan insan
Zaman, filmin kopuğu sonsuzluk, yenilgiyi kabullenme hali ve onun şeye sünger çekip sıfırdan başlamaya karar verme çağıdır ... İnsanoğlu mutlak yenilgisini kabul edip yeni bir sayfa açmak için geç bile kalmıştır.
İnsan;
doğar, büyür, yaşar, ölür, öldürür ve utanç yaşar ...
Mavi kelebek;
doğar, büyür, uçar ve utanç yaşatır ...
Kan çiçeği;
açar, büyür, yaşar, durur ve utanç yaşatır ...
Karl Marx, utancın en devrimci duygu olduğunu söylemiştir.
Mavi kelebek ve kan çiçeği evrim konusunda son noktaya varmış, oysa “devrim yapamayan” insanoğlu evrimini de tamamlayabilecek!
Yugoslavya bölününce…
Yugoslavya çözülünce, onu uydurmak.
1992 yılında, Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlıkları AB ve BM tarafından tanınır.
Ayrıca Makedonya ve Bosna-Hersek'in ayrılıkları kurumları ve bir çifte standartla referandum şartına bağlanır.
Aynı yıl, Bosna'da yapılan halk oylamasında bağımsızlıktan yana oylardırca yeni bir devlet daha kurulur.
Ne var ki Bosna'yı tanımayan Sırplar savaş açacak ve 3 yıl sürecek büyük acıları başlatacaktır.
1992-1995 yıllarında, Uluslararası Kızılhaçımızda göre, 312 bin kişi hayatını kaybedecektir.
Bu kaybın 200 bin kadar boşnak halkına aittir.
Bunun adı soykırımdır!
Kasaplar
dünyanın gözü önünde gerçekleşen katliamlar 3,5 yıl sürer.
Savaş 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Anlaşması ile oğlu bulur.
Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi, Sırp Partisi Lideri Radovan Karadziç, Sırp Ordusu Komutanı Ratko Mladiç, Genelkurmay Başkanı Ljubisa Beara, Güvenlik Şefi Drago Nikoliç ve Polis Müdürü Ljubomir Borovcanin'in de aralarında çok katkısı olan katliamdan sorumlu olduğu gerekçelerle yargılanır.
Soykırımın adı:
Srebrenitsa
Şüphesiz bu katliamlar içinde Srebrenitsa'ya ayrı bir yer ayırmak gerekir.
Bu bir soykırımından büyük bir ihanet ve alçaklıktır.
Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM ile güvenli bölge ilan edildi ve 400 Hollandalı “Barış Gücü” askeri korumalı Srebrenitsa'ya sığınır.
11 Temmuz 1995'te Hollandalı askerler tarafından Sırp Ordusu'na teslim edildi.
Erkekler kamyonların kasalarına doldurularak ölüme götürülür.
Kadınlara tecavüz edilir.
Çocuklara dahi acımazlar!
Sırp kurşunu, hatta ihanetiyle birleşir.
Katliamda çok küçük olan acımasızca öldürüldüğü belgelerle kanıtlanmıştır.
Bilanço ağırdır: 8 bin 372 kişi!
Srebrenitsa;
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra büyüktü soykırım olarak tescillenir.
Geriye küçük bir ortamda ağzından dökülen sözler kalır: