(Google Drive'dan ayrıntılı bilgi aiabileceğiniz adres linki aşağıdadır.
https://drive.google.com/file/d/0B8Gk6LbWA1roSkhyc25PQjRYNmYyRTdDcjdWNzVNeWloSVFB/view?usp=sharing
1 - ASGARDIA GİRİŞ
a) Kudret Menderes ŞENBİL
b) İskenderun - Hatay / Türkiye
c) ...
(Google Drive'dan ayrıntılı bilgi aiabileceğiniz adres linki aşağıdadır.
https://drive.google.com/file/d/0B8Gk6LbWA1roSkhyc25PQjRYNmYyRTdDcjdWNzVNeWloSVFB/view?usp=sharing
1 - ASGARDIA GİRİŞ
a) Kudret Menderes ŞENBİL
b) İskenderun - Hatay / Türkiye
c) #3 Türkçe Dil Bölgesi Parlamento Adayı
d) NEDEN ASGARDİA'YA KATILDIM ?
Herkese Merhaba!
Bugün sizlerin karşısında konuşabilme fırsatı bulduğum için çok şanslı bir adam olmalıyım. Ve bu fırsatı bana sunduğu için öncelikle başkanımız sevgili Igor Ashurbeyli'ye sonrasında ise değerli Asgardia CIVIC yetkililerine şükranlarımı sunuyorum. Ve sizlerinde huzurlarınızda, hem siz Asgardia Vatandaşlarını hemde Asgardia'yı bu seviyeye getirebilmek adına çalışan, çaba gösteren değerli parlemento ve hükümet adaylarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Milletvekilliği Seçim Bildirgemi, kısaca kendimden bahsederek açmak istiyorum. Adım Kudret. 42 yaşındayım. 1975'in 10'uncu ayında, 18'inci gününde Cumartesi gece 11:30 da Hatay'ın iskenderun ilçesinde inanılmaz bir çığlıkla gelmişim dünyaya. Babam Aslen Bosna'lı olup Ankara doğumludur. Ama kimliğinde Eskişehir yazar. Annem ise Antakya'lı bir hanımefendiydi. Maalesef ikisi de şu anda hayatta değiller.
Ama ben şu an da karşınızda kahverengi gözlü, bir zamanlar siyah, ama şimdi grileşmiş saçlarla 1.76 cm. ile hafif uzun sayılabilecek bir adam olarak duruyorum. Brokoli, havuç ve balığa bayılırım. İlk, orta, ve lise eğitimimi iskenderunda tamamladım. 2003 - 2012 yılları arasında Çamkes muteahhitlik firmasında dönüşümlü olarak 6 yıl saha şefi görevinde bulundum. 2012 - 2015, TURYAP Gayrimenkul Şirketi'nde gayrimenkul danışmanı olarak çalıştım. 2016'dan bu yana Suudi Arabistan'da özel bir şirketin muhasebesini tutuyorum. 6 aylık evliyim. Çok anlayışlı ve zeki bir eşim var. Onunla zaman geçirmeyi çok seviyorum. Ayrıca bir kız kardeşim ve iki küçük kız yiğenim var. Bana çok düşkünler. Bende onlara. Kalbimin diğer yarısı gibiler. Fırsat buldukça yanlarına gider veya onları yanıma çağırır uzun bir tatil yaparız.
Karakter olarak özgür, dış görünüşüne çok önem veren, lider olmayı önemseyen, hırslı, tuttuğunu koparan biriyim. Zaman, insan ve para yönetimini iyi bilirim. Spontaneden ziyade hazırlıklı olmayı tercih ederim. Hayatın içinde daha öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum ve öğrenmeye de açığım...
Peki neden mi buradayım? Çünkü önümdeki geleceği görüyorum. Düşündükçe beynimdeki her bir nöron deli gibi titreșiyor.
Buradayım. Çünkü herşey bir seçimle başlar ve bende bir seçim yaptım. Bu konu hakkında bir kitap yazabilirim. Ama özet geçmem gerekirse, ilk gençlik yıllarımda çok inatçı, bildiği bildik, kimsenin yol göstermesine izin vermeyen bir gençtim. O çılgın yaşlarda dünyayı değiştirmek isterdim.
Sonraları içimde, o fırtınanın ortasında bir uyum aramaya başladım. Zira bu inatçılığım, insanı, doğayı ve yaşamı algılama konusunda gözlerime perde çekiyordu. Kendimi değiştirmeliydim.
Zaman içinde daha uyumlu olabilme adına bir çok kaynaktan beslendim. Kitaplardan, meditasyonlardan, olması muhtemel gelecek senaryolarından hem dünyanın hem kendiminkinden ve seyahatlerden ama en çok da kayıplarımdan...
Tüm bu kurgular ve düşünsel süreçlerin süzgecinde sanırım kendi içimde az da olsa bişeyleri başardım. Ve bu değişimi, en olumlu şekilde, yaşam kadar değerli bir ülkü için paylaşma adına buradayım. Değiştirebileceğim şeyler veya değiștirebileceklerimiz, insanların yaşamlarına mutluluk verecekse eğer, enerjimi bu uğurda tüketmeye razıyım. Çünkü düşünmeden yaşanmış bir hayat yerine, seçenekler arasında özgürce seçimler yaparak yaşanan bir hayatı tercih ettim. İnsanlara da bunu sunmak için çıktığım serüvenimde ise dünyayı değiştirmek yerine dünyada nasıl fark yaratırım sorusunun cevabını ararken tanıştım Asgardia ile.
Artık o farkı nasıl yaratabileceğimi biliyorum.
2 - AMACIM !!!
Benim kişisel amacım; bu zamana kadar geliştirdiğimi düşündüğüm bilincimi ve hayatımı yönlendirmesini istediğim, sanat ve bilim ile bunu cesur bir şekilde yaşayabilme arzumu, sevgi ve şefkatin referansı ile çoğaltmak, bu şekilde başkalarının içindeki yüce ruhu da harekete geçirmeye yardım ederek bu dünyada huzur içinde yaşamak. Yaşarken de doğaya, yaşama ve insana doğru soruları sormak olarak niteleyebilirim.
Ne yapmalıyım ki, bu böyle olsun?
Ne zaman yapmalıyız ki bu sorun ortadan kalksın?
Nasıl yapabiliriz ki hayat her insana eşit şekilde dokunsun?
Ben özgürlükçü bir yapıya sahibim dolayısıyla daha küresel amaçlarımı Asgardia çatısı altında otonomi ve seçme özgürlüğümüzü maksimum oranda arttırmaya çalışırak; politik özgürlüğümüzü, gönüllü iş biliği ve bireysel karar önceliğimizle birleştirmek isterim. Bunun yanında en büyük sorun 2050 ye kadar öngörülen dünya nüfusunun 9 milyara ulaşması ve bu nüfusun ortalama 3/2 sinin şehirlerde yaşayacağını düşünürsek, gelecekte karşımıza alt yapı, konut, su, istahdam, ulaşım ve sağlık hizmetlerinden yeterli oranda faydalanma ve sanitasyon gibi problemler çıkacak...
Amacım; daha temiz bir dünyaya, daha yeşil bir dünyaya, aşırı karbon salınımından ve küresel ısınmadan ötürü can çekişen bu gezegene bi nefes verebilmek. İşbirliğinde olduğumuz ülke, kurum ve kuruluşlarla, organik tarımı arttırıp, sıfır enerjili kendi kendine yetebilen enerji kaynaklı şehirler kurulmasına öncülük etmek. Küresel ısınmanın karşısında yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yeşil enerjiyi hayata uyarlamak ve dengeyi korumak.
Amacım; sıfır karbon salınımlı şehirler oluşmasını teşvik etmek ve Asgardia'nın bu konuda öncülük etmesine olanak yaratmak. Ayrıca bu şehirlerde oluşacak çöp ve atıkların da tekrar işlenebilir enerjiye dönüştürülerek elde edilecek bu enerjiyi doğru yerlere kanalize etmek. Hibrid ve elektirikli ulaşım araçlarının yolunu açıp, fosil yakıtına olan bağımlılıktan kurtulmaya çalışmak. En erken 2050'ye kadar "0" Karbon Şehirler arasında çokciddi atılımlara imza atmak. Eğitimin, bilginin, teknolojiye ulaşma imkânının ve sağlığın, ilaç ve tıbbi olan herşeyin bedelsiz olarak her insana ulaşmasını sağlamak.
Bir ülkenin asıl zenginliği, vatandaşlarının refah düzeyi ve mutluluğu ile ölçülür. Dolayısıyla insanlarımızın mutluluğu, ülkelerin gayrisafi milli hasılasından daha önemli olduğunu anladığımızda, bu yaşam için çok önemli bir adım atmış olacağız. Eğer Asgardia Parlamentosunda sizleri temsil etme hakkı kazanırsam kesinlikle üzerinde duracağım konuların başında geliyor "yeşil dünya" projesi.
Siyaset bir meslek değildir. Yani kâr amacı güden, ailesini geçindirmek için uğraşı verilen bir alan değildir. Siyasetçi, siyaset yoluyla ülkesine veya beldesine hizmet götürme amacı güden kişi anlamına gelir. Bu mantık ve felsefe içerisinde atıldım bu yola. Şu an Dünya halklarının en büyük sorunu; Demokrasi, özgürlük ve eşitlik konularında temel sayılacak değerleri hala oturtamamış olmasıdır. Birçok insan kendi toplumlarında ki eşitsizlikleri, ekonomik şartları, insan haklarını, eğitimi, sağlık ve sigorta sistemini eleştirip şikayet ediyorlar.
İstisnasız her insan daha iyi bir dünyayı ve hayatı hakediyor. Bu hepimizin varoluşsal hakkıdır. Kıtlığın, açlığın, yoksulluğun, sömürünün olmadığı, sanatın, teknolojinin, bilginin ve bilimin insan hayatında daha ön planda olduğu bir yaşam şeklini yaratmak, uluslararası farklılıkları bir kenara bırakarak sürdürülebilir enerji kaynaklarını nasıl daha etkin bir şekilde kullanabileceğimizin yollarını yine tüm dünya uluslarıyla ortak bir şekilde aramak, en yüce ülkümüz olmalıdır.
Belki her insan her konuda eşit olamaz ama temel hak ve özgürlükleri sağladığımız bir dünya yaratabilirsek, sanırım hepimiz mutlu olabiliriz.
Böyle bir dünya için Amacım mı nedir???
ASGARDİA'yı gökyüzüne ulaştıracak piramide bir taş da koyabilmektir amacım.
Nedir mi amacım?
Ben buradayım. Varım, yaşıyorum. İşte budur benim en yüce amacım...
Ben Asgardia'yım ve doğmak istiyorum.
Ve her Asgard vatandaşı bu düşü aşsın, toplumumuzu bir üst basamağa taşısın istiyorum.
3 - SENİN İÇİN NE YAPABİLİRİM?
Değerli Asgardia Vatandaşları,
Neanderthaller ve bizim türümüz olan homo saphiens ler arasında ki en büyük fark sadece iki harften ibaret "ya" !!!
"Ya" yiyeceğim tükenirse,
"Ya" evimi su basarsa,
"Ya" aç kalırsam...
Bu iki harf yüzünden bizim türümüz evrim basamağının en üstünde bulunuyor. Her zaman geleceği düşünmek zorunda olduğumuzu hissedip ona göre önlemler aldığımız için...
Şimdi aynı gelecek kaygısını ve ona duyumsamamız gereken hassasiyeti gezegenimiz ve üzerinde yaşayan her tür için de göstermeliyiz. Zira gezegenimiz günden güne ölüyor... Eğer ki; kâr bazlı ekonomiden, kaynak bazlı ekonomiye geçmenin formülleri üzerinde çalışmazsak korkarım ki daha da kötüye gidecek. Ekonomik güç elbette ki önemlidir fakat bu, dünyayı içine pipet batırılıp emilen ve içi boşaltılan bir portakal gibi boşaltmadan olmalıdır.
Siyasetin her geçen gün daha da kanlı olduğu, şiddetin, dışlamanın ve hakaretin kol gezdiği dünyamızda bu kirlenmeleri, bu çürümeyi bertaraf edebilmek adına tek bir siyaseti öneriyorum, o da Asgardia ve bizleri yani insanlığı daha mutlu bir geleceğe taşımak için hep birlikte çalışmak. Bizim için karşı taraf diye birşey söz konusu değil, herkese eşit derecede hizmet sunmak ve her bireyi uluslararası arenada temsil etme adına burada bulunuyorum.
Yazımdan da anlaşılacağı gibi, eğer Asgardia'yı ve insanlarını temsil etme hakkı kazanırsam Asgard toplumu için yapacaklarımın içinde kâr bazlı ekonomi yerine kaynak bazlı ekonomiyi hayata geçirmek ve bu yolla ekonomimizi güçlendirmek geliyor ki, bunu yaparkan de inovatif ve temiz enerji üzerine çalışıp, halkımızın refah ve mutluluğunu arttıracak sistemleri hayata geçirmek olacaktır...
Önceki mesleklerim arasında, uzunca bir süre bir inşaat şirketinin saha sorumluluğu vardı. Daha sonraları ise pazarlama ve muhasebe geliyor. Bir dönem de Kişisel güvenlik ve güvenlik müdürlüğü...
Taktir edersiniz ki bu sektörlerin hepsi kendine has sorumluluk, planlama, halkla ilişkiler, yönetim ve organizasyon gerektiriyor.
Hayat sonsuz bir mücadeledir, bende mücadele etmeyi ve sorunlara meydan okumayı severim. Asgardia'nın ve bizlerin geleceğine yön vermeye dair, eğer seçilirsem bölgemi, sizleri hem kendi parlementomuzda hemde uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etme adına önce demokrasiye sonra da bana güvenmenizi istiyorum.
Bilimselliğin ve siyasetin birbirine karışmaması için azami çaba göstereceğim. Bu minvalde Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ün “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin” sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum....
Projelerimi ve oluşturmak istediklerimi bir alt sayfa da bulabilirsiniz...
a ) İLK YIL İÇİN STRATEJİM NEDİR ?
Değerli Asgardia Ulusu !!!
Aralıksız olarak ulusumuzun varolabilmesinde gösterdiğimiz çabalar ve harcanılan yoğun mesailer 2'nci yılına girmiş bulunmakta... Nice özverili ve güzel yürekli insanlar sayesinde kendimizi buralara kadar taşımayı başardık. Asgardia bilincinin ve kültürel gelişiminin tohumunu ekip, gelişmesini sağlamak için emekleri ve gösterdikleri fedakârlıktan ötürü burada ismini sayamayacağım herkese şahsım adına şükranlarımı sunuyorum.
Asgard'lılar... Yarına seslenen en etkili siyaset, iletişimdir. Bu sebeple öncelik, eşzamanlı olarak Asgard'lı her vatandaşa erişim sağlayıp, ulusu kalkındırmada herkesin evrensel ve söz sahibi olmasını sağlamaktır. Kadınları toplumun ve siysetin içinde olan bir ulus hem güçlü, hem demokrat, hemde daha medeni olur. Bu yüzden işe kadınlarımızı da aktif hayata dahil ederek yapmamız gerekenleri yapmaya başlayacağız.
Etkili bir yönetim şeklinin altyapısını felsefe, psikoloji ve siyaset biliminin oluşturması gerektiğine inanıyorum...
Zaman kayıplarını neredeyse tümüyle ortadan kaldıran, bir yerde yapılan işin başka bir yerde tekrarını kesinlikle önleyen, oluşturulan yapılar arasında etkin bir işbölümü ve işbirliğine olanak tanıyan, işlemleri önem sırasına göre aşamalandıran ve kullanılan araçlar arasında esnek geçişe izin veren bir yapının temellerini atmak ise asli görevlerimizden biridir. Asgardia Parlementosunun başlıca ilkesi şeffaflığın ve katılımcılığın en etkin şekilde sağlanması olmalıdır. Alt seviyelerdeki demokrasiyi halkın seçtiği üst seviyedeki bir parlamentoyla birleştiren bir sistem, halkıyla bütünleşen bir hükümet her yönüyle güçlü olur.
Yasama organını temsil eden parlementomuz ve yürütme organını temsil eden hükümetimiz kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden ayrı olması ilkesine dayanır. Lâkin bu kesin bir ayrılık olmayıp aynı zamanda etkileşmeye, karşılıklı işbirliği ve hukukî eşitlik esasına dayanan bir yapıyı da arz eder. İşte bu çatı altında işleyecek süreci, 1'nci ASGARDİA Hükümeti kurulduktan sonra, oluşturulan hükümet ve ardından bakanların listesi Başkana sunulması izleyecek. Başkanın kendisine sunulan yazıya binaen listedeki isimleri bakan olarak atadığını belirtir bir yazıyı hükümete göndermesi ve bu atamaların resmi gazetede yayınlanması hükümetin hayata geçirilmesindeki ilk somut aşama olacaktır. Ardından yargı sistemimizi oluşturup yasal bir düzeneğe oturtmalıyız.
Ülke statüsünü kazandıktan hemen sonra bir resmi gazete çıkarmak için çalışmalara başlayacağım. Zira parlementomuzun alacağı her karar şeffaf bir çatı içinde halk ile paylaşılmalıdır ve resmiyet kazandırılmalıdır.
E-devlet sistemini de bir an önce kurup vatandaşlarımızın, vatandaşlık işlemlerini nerede olurlarsa olsunlar yapabilmeleri, ulusumuz adına çok önemli bir adım olacaktır. Özellikle kimlik ve pasaport dağıtımını takip eden süreçten sonrasında. İlk nüfus sayımı da parlementomuzda öncelik arz eden bir başka konu. İlerleyen zamanda, yurttaşların hak ve özgürlüklerinin, yönetime karşı korunmasında bağımsız bir denetim organına ihtiyaç duyulacaktır. Parlamentonun işleyiş kazanacağı süreye kadar ombudsman lık mercisini de hayata geçirmek yine ilk yıl politikalarımız içinde yer alacaktır... Bu mekanizmanın işleyişindeki amaç; kamu görevlilerinin görev ve sorumluluklarını, bağlı bulundukları yasaya uygun ve gerektiği gibi yerine getirip getirmediğini kontrol etme ve bu konuda vatandaşların olası şikayetlerini incelemektir. Bu sebeble her vatandaş ombudsmana ulaşma imkanına sahip olmalıdır. Bunun yanında Ombudsman, özel hukuk ilişkileri ile ilgilenmeyip ayrıca kararları da tavsiye niteliği taşıyacaktır.
Bu süre içinde de global bir tv kanalı, internet tv ile Asgardia'nın ve gelişiminin sürekli takip edileceği bir dergi çalışmasıyla ilgili bir medya grubu oluşturulacaktır. Burada amaçlanan ise Asgard'ı, Dünya'ya tanıtmada sesimizi duymayan hiçbir toplum ve o toplumun hiçbir bireyinin kalmamasıdır.
Ardından temel olarak altyapısını oluşturacağımız ilk yıl hedeflerimizi konu başlıkları ile sıralamak gerekirse;
# Asgardia adına kısa, orta, uzun vadeli misyonlar belirlemek.
# 2050 misyonunu şekillendirmek.
# 2018 Bütçesini oluşturmak ve alt bütçeleri ortaya koymak
# Solar ve Lunar'ın ekonomiye kazandırılması
# Teknoloji alanında hedefleri belirlemek
# İnovatif çalışmalara hız kazandırmak
# Ar-Ge konusunda dünyanın bir çok ülkesinde, toplumun gereksinim duyduğu ve rekabet yaratacak teknolojik ürünleri "gelişmiş teknoloji" etiketiyle ile üretimine geçmek.
# Girişimcilik üzerine odaklanmak ve hayata uyarlamak.
Öncelikle devletin bütçesi oluşturulup alt bütçeler ve diğer gelirler belirlendikten sonra elimizde ki teknolojik, lojistik ve ekonomik gücümüz oranında, bizi tanıyan ve ortak ticaret anlaşmaı imzaladığımız ülkeler de ciro büyüklüğü ve ticari yeterlilikleri açısından ilk yüzde yer alan teknoloji firmalarının tespit ve analizlerinin alınmasına yönelik bir çalışma ekibi oluşturulup, dünya ekonomisinin en çok gereksinim duyulan şeylerin üretilmesine yol açacak biçimde yönlendirecek belirli sayıdaki işletmelerden "x sayıda" üst ve orta düzey yöneticiyle yüz yüze gelinerek toplu üretimler, iş anlaşmaları gerçekleştirilmelidir.
Kripto paramızın reel anlamda alınıp satılabilen yani piyasada sirküle edilen bir borsası olması elzemdir. İlk önce cari değeri üzerinden kolaylıkla ekonomide ve günlük alışverişlerde kullanımı ve hızla ekonomiye kazandırılmasının yollarının belirlenmesi gerek. Aynı zamanda da solar üzerinden işlem yapılabilecek, miktarı önceden belirlenmiş, güvenilir bir alt yapı ve dış müdahalelerden korunaklı bir zemin hazırlama yoluna girişeceğiz. İnternet üzerinden para kazanılacak çok farklı sektörler var. PTC siteleri de bunlardan biri. Kendi PTC şirketimizi kurarak yatırım yapacak üyelerimize ödemeyi kendi para birimimizle yapmak Soları piyasada sirküle etme de farklı bir yol olacaktır. Ticari ilişki içinde olduğumuz ve olacağımız her devlet, şirket ve kişilerle Soları kullanıma sokarak, değerini düzenli ve istikrarlı bir biçimde arttırma yollarını aramak yine ekonomik açıdan ulusumuzun gücüne güç katacak ilk aşamalardan biri olcaktır. Bunun doğal sonucu olarak da Solar hem ulusal hemde uluslararası piyasalarda değer kazanacaktır.
Bu düşüncelerim, parlementomuzda oy birliğine sunulup kabul edildiği taktirde, e-bay, amazon vb. siteler gibi bir e-ticaret platformu oluşturmak da bir sonraki ekonomik aksiyonlarımızdan biri olacaktır.
Verimlilik ve inovatif alanındaki gelişmelerin, yeniliklerin veri ve analizler yoluyla etkili ve deneyimli personeller aracılığıyla değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen durum analizleri, raporlar ile desteklenmelidir. Geleceğin fütüristik çalışmaları, yenilenebilir ve sürekli enerji kaynaklarının keşfedilmesi yine ilk yıl stratejilerimiz arasındadır... Bu yönde yapılacak çalışmalarımızı, yatırımcı sayımızı arttırarak, bilim ve teknoloji fuarlarında gerçekleştirdiğimiz projelerimizi destekleyecek finansmanlarla görüşüp gerekli destekleri almakla güçlendireceğiz.
Burada kullanacağımız enstrümanlar şunlar olmalıdır.
Yatırım Ortamı ve Sermaye
Fiziksel Sanayi
Sürdürülebilir Üretim
Ar-Ge ve Teknoloji
Ve Bunların onucunda Öne Çıkan Sorunlar
Ülke bazında teşvik ve kredi sisteminde gerek Dünya Bankası ve IMF, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) gerekse de kişi ve kurumlar bazında Avrupa Birliği ve Kalkınma Ajansları, sisteminin çok sayıda kurum eliyle yürütülüyor olmasının teşviklerin koordinasyonunu ve etkilerinin izleme ve değerlendirilmesi yönündeki uygulamaları sekteye uğratması; etkin bir izleme ve denetim mekanizmasına ihtiyaç duyulması, ki burada çıkacak başka bir soru IMF ye üye olmak Doğrudan Dünya Bankası ve onun alt gruplarına da üye olmak anlamına gelir. Her ne kadar Dünya siyasetinden bağımsız bir ulus olsak da, aynı Dünya'da ticaret yapabilmek için Asgardia olarak bu kurumlara üye olunup olunmama konusunu asgardia parlamentosunda oylamaya sunmak belkide en önemli konu başlığımızı oluşturacak...
b ) 2-4 YIL İÇERİSİNDE Kİ EYLEMLERİM
Sonraki yıllar arasında hayata geçirmeyi planladığımız konularımız ise aşağıdaki gibidir...
# EĞİTİM ve KÜLTÜR
Parlamentonun ve hükümetin kurulmasının 2'nci yılı. Geride kalan 1 yıl içerisinde, Parlamento ve hükümet çalışanları birbirini iyice tanıdı ve kurumların işleyişi karşılıklı bilgi, etkileşim, işbirliği ve hukuki eşitlik ilkesi doğrultusunda hız kazandı. Artık çıraklık dönemi bitti ve kalfalık dönemine girmiş bulunmaktayız. Lâkin yolumuz uzun. Bu ulusu lâyık olduğu gibi bir gökyüzü, uzay ulusu yapmamız gerek. Bunun içinde gelecek misyonumuzu şimdiden sağlam temeller üzerine oturtmalıyız. Eğitim ve Kültürden yoksun bir toplum yok olmaya mahkûmdur. Dolayısıyla parlamentomuzun 2'nci yılına, eğitim ve kültürel sistemimizin temellerini atarak başlayacağız.
Eğitim sistemimizi gelişen ve hızla ilerleyen dünyaya ve teknolojik yeniliklere kolaylıkla entegre olabilecek şekilde bir üst model reformist bir sistem ile sonraki nesli geliştirmemiz gerekiyor. İnternet tv veya Ulusal tv.miz aracılığıyla Geleceğin Asgardia'sının temellerini, misyonunu etik ve eğitimsel olarak ve halkımızın da katılımını sağlayarak e-okul tarzında ulusumuzla paylaşacağız. STEM eğitim modelinin, Asgardia'ya entegrasyonu için gerekli alt yapı çalışmaları ve denetçi kurumlar görevlendireceğiz. Denetçi kurumlar ulusumuzun hemen hemen her kademesınde görev yapacaklardır. Bunun sebebi ise biz yeni kurulan bir topluluğuz bu sebeble sistemimizin daha en başta muazzam doğrulukta işlediğinden emin olmalıyız. Gelecek zamanlarda sistem oturup kendi başına işler hale geldiğinde bu denetçi kurum ve kişiler lüûmu görüldüğü takdir de yavaş yavaş lağv edilebilirler. Gelecek yılların stratejilerini buna göre belirleyeceğiz. Henüz başlangıçta eğitim sistemimizi gelecek yıllara uyarlayarak oluşturmamız lazım gelir. Inovasyonu ve girişimcilik kültürünü ilk öğretim seviyesine çekerek, gelecek 10 yıl, 20 yıl, 30-40-50 yıllara göre hangi konulara eğilim göstermemiz gerektiğinin eğitim ve kültürel haritasını oluşturcağımız bir eğitim sistemimiz olacak.
Örneğin; ilk 5 yılda enerji üretimi, sağlık, ulaşım ve havacılık sektörü üzerinde planlanmış hedeflerimiz olacak. Yapay zeka teknolojisini, enerji alanında verimliliği ve güç üretimini % 10 arttırıp, maliyet ve teknik bakım oranlarını da %20 geriye çekmek için kullanabiliriz. Yeni nesil uçak motorları ve enerjiden ciddi anlamda tasarruf sağlayarak maliyeti düşüren yeni tip motor teknolojisinde 2030 da dünya lideri olacağız, kodlama da en genç beyin sıralamasında 2025 te dünya da söz sahibi olacağız gibi...
# AR – GE ve ÖZEL SEKTÖRÜN GELİŞİMİ
Ar-Ge ve özel sektör kendi başına ciltler dolusu kitap olacak konular, lâkin o kadar yerimiz ve zamanımız yok. Bu yüzden kısa başlıklar altında her konuya az biraz değinmek istiyorum.
İnsan sermayesi ve ona yapılan eğitimsel yatırım geleceğin en önemli bilim adamları, iş adamlarını oluşturmakta en önemli enstrümanlardır. Ve biz bunun bilincindeyiz. Halihazırda Ar-Ge ve inovasyon konusunda ciddi bir bilinç ve kültür eksikliği bulunmakta; bu alanda yapılan çalışmaların ve geliştirilen ürünlerin yeterli ölçüde ticarileştirilememesi şu an için önümüzdeki en büyük engeldir.
Görüldüğü üzere ekonomimizin kalbi diye niteleyebileceğimiz Ar-Ge ve inovasyon konusu üzerinde önemle durmamız gereken bir etmen. Bu minvalde gücümüz oranınca, dünya genelinde ekonomik ve siyasi sistemleri bizim sistemimize uyan ülkelerde Ar-Ge merkezleri, ortak inovasyon merkezleri ve eğitim merkezleri açmayı hedefliyorum. Ve bunun neticesinde ise yakın gelecekte yüksek teknoloji üreten ülkeler sınıfına en az bir patentli ürünle Asgardia'nın da adını yazacağımıza inanıyorum. Ayrıca çalışma yöntemine ilişkin kuralların da akılcılıkla parlamentarizm ilkelerine uygun düzenlenmiş olmasından dolayı son derece etkin ve verimli bir parlamento profili çıkacak karşımıza. Bir kez ekonomimizi sağlam bir yapıya bindirdiğimizde parlamentomuzun da yeni kurulan ülkemizin de sağlam bir sosyo-ekonomik temeller üzerine oturmuş olması tüm ulusumuzu geleceğe ve ülkelerine ve hükümetlerine güvenle bakmalarını sağlayacaktır.
# UZAY HUKUKU
NASA'nın uzay tanımı şu şekilde karşımıza çıkar.
Yakın uzay: Alçak dünya yörüngesinden (LEO) yüksek dünya yörüngesine (GEO) kadar olan kısım.
Dünya'dan Ay yüzeyine kadar Cis-Lunar
Derin Uzay: Cis-Lunar'ın dışında kalan tüm uzay
Dolayısıyla Hava sahası 0 ile 50 km. arasında olan aralık Devletlerin egemenlik alanı olarak kabul ediliyor. 50-120 km. arası ise Roket fırlatma işlemlerine zararsız geçiş hakkı verirken bu alanda sivil havacılık mevzuatları uygulanıyor. 120 km. üstü olan yükseklik sonrası ise uzay hukuku devreye giriyor. İşte bizim de konumuzun ve hatta geleceğimizin özü olan konu da burada başlıyor. Uzayın barışçıl sebebler ile keşfine olanak tanıyan aynı zamanda da hiçbir kitle imha silahının yörüngeye yerleşmesine izin vermeyen bu hukuk, hava sahasının nerede bittiğini ve uzayın nerede başladığını tanımlamaz. Bu yüzden Atmosfer dışında ve belirtilen yörüngede bir yerleşke kurmanın önündeki engeller, zaman içinde Asgardia lehine pozitif anlamda revize edilmesi hususunda elimizden gelen çabayı göstereceğiz.
# UZAY MADENCİLİĞİ
Bizler yani insanoğlu, yaşamak için hâlâ besinini hayvanları öldürerek veya doğayı sömürerek elde ediyor. Kendisine lâzım olan enerjiyi ise ya suları kullanarak ya da toprağın altından çıkardığımız için hala bir "medeniyet" sayılmayız. Enerjimizi uzay veya güneşten almaya başladığımız zaman bir galaktik veya uzay medeniyeti sayılabileceğiz.
Artık insan için yeni bir sanayi devriminin zamanı geldi. Şimdi ise insanoğlu, dünyadaki enerji kayanaklarına aterenatif olarak gözünü uzaya dikti. Bir tarafta petrol savaşları yaşanırken, diğer yandan da maden rezervlerinin azalması, astreoidlerden maden çıkarma fikrini cazip hale getirdi.
Astreoid madenciliğinin kalbi Amerikadadır. Bu ülkede bir çok şirket uzay madenciliği konusunda ilerleme kaydetti. 2003-2015 yılları arasında ESA (Avrupa UzayAjansı) da 6. Genel Müdür olarak görev yapan Jean Jacques Dordain Lüksemburg'un Uzay madenciliği programına danışmanlık yapacak. Kasım 2015'te A.B.D.'de kabul edilen ve vatandaşlarının uzayda ticari aramalar yapmalarına olanak tanıyan yasa, her ne kadar 104 ülkenin de dahil olduğu "Uluslararası Uzay Antlaşması'na" aykırı olduğu tartışılsa da sayıları günden güne artan şirketler ,çalışmalarına şimdiden hız kazandırdı gibi görünüyor. Dünya bunun gibi birçok örnekle dolu.
Bizim de fazla geçmeden en verimli kaynaklara ulaşmak için gereken uzay keşiflerini yapabileceğimiz bir çok uyduyu atmosfer dışına göndermemiz gerekiyor. Sonra özel sektör, yatırımcı ve siyasi otoriteyi aynı çatı altında toplayabileceğimiz kurumumuzu hayata geçirmemiz gerek. Sonraısında ise hem kendi bünyemizde madencilik için uygun astreoidleri tespit edip, işe yarayan değerli maden ve mineralleri çıkarabilecek uzay araçları tasarlayacağız hemde diğer yandan girişimci bünyemize önemli şirketleri dahil ederek gücümüzü katlayacağız. Eğer ki dünya ile bu yarışta aynı pota da olmak istiyorsak bu konuda bir fizibilite hazırlamak ve gerekli bütçeyi tespit edip harekete geçmemiz gerekiyor. Fakat bunun karşısında da şöyle bir gerçek var. Astreoidlerden çıkarılacak her türlü madenin dünyaya getirilmesi sırasında, oluşacak mali tablo dünyada ki pazar payını karşılayacak mı karşılamayacak mı? Bu kadar şirketin çalışması sonucu dünyaya getirilecek yoğun maden rezervleri, fiyatları ne yönde etkileyecek ? Bence cevabını vermemiz gerek en önemli soru bu olmalı.
Şu an birçok devlet uzay madenciliği konusunda yasalarını değiştirip, uyarlıyorlar. Bizim de kendi anayasamızda astreoidlerden çıkarılacak maden ve minerallerin mülkiyet haklarının kimde olacağına dair anayasal bir düzenleme yapmamız gerek.
# YAPAY ZEKA
Gün geçmiyor ki yapay zekâ destekli teknolojili bir yenilik hayatımıza girmesin. Yapay zekalı moda asistanından tutun, uykuya yardımcı yapay zeka, klinik, fotoğraf stüdyosu bunlardan sadece bir kaçı. Ulaşım, sağlık, bilim, finans ve daha birçok alanda kullanılacak olması modern yaşamı yeniden şekillendirecektir. Tabi bunun karşısında tehlikeleri de yok değil. İnsanlığın sonunu getirebilecek potansiyeli de içinde barındırması gibi. Birçok meslek grubunun şimdiden itirazı ise gelecekte işlerini yapay zekaya devredebilecek olmaları. Mesela Amazon'un sayısı milyonları aşan kullanıcıları tarafından kullanılan alexa isimli yapay zeka asistanı daha insansı hale getirilmeye çalışılıyor.
Peki biz bu gelişmelerin neresinde duracağız sorusu gelecektir eminim. Ulusumuz adına Bilim ve teknoloji bakanlığımız bünyesinde ele alınacak konuların zirve noktasınıda tam bu aşamada kuantum tabanlı bilgisayarlar, yapay zeka, artırılmış gerçeklik – sanal gerçeklik konularına odaklanmak oluşturuyor. Apple'ın Siri'si gibi, Microsoft'un Cortona'sı, Googel'ın Now'ı, IBM'in Watson'u gibi.. Yakın gelecekte, gittiğiniz bir hastanede, sizi etten kemikten oluşan bir doktor yerine plastik ve metalden bir doktor da karşılyabilir.
Bizimde ikinci yıl ve sonrası için oluşturacağımız icraatlarımız içinde yapay zeka işlemcili telefonlar, yazılımlar ve en önemlisi gelecekte oluşturulacak Asgardia Ark istasyonu için yapay zeka robotlar var. Uzay sanayisinde de kullacağımız yapay zeka özellikle de robot endüstrisi kendi robot işçilerini yaratıp, atmosfer dışında da zaman, iş gücü, ve kalitesinde pozitif oranda katkılar sağlayacaklardır.
C ) ASGARDIA'DA AKSİYONLARIMI ve POLİTİKALARIMI ŞEFFAF OLARAK NASIL SUNARIM
Günümüzde Geleneksel Devlet modeli yerini yavaş yavaş Elektronik Devlet Modeline bırakıyor. Zira Geleneksel Devlet modeli gelişen dünyaya uyum sağlayamamasından kaynaklı sorunlar herkesçe malum. Döneminin Siyasi iktidarın da etkisi kimi zaman bu modelin aksamasına sebeb oluyor. Oysa e-devlet modelinin gelişip yaygın hale gelmesi halinde hizmet verdiğimiz alanlarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin çok daha kolay uygulanması yoluyla daha şefaf bir yapıya bürünebileceğiz. Bu da temsil ettiğimiz vatandaşın bize, bizim de vatandaşa ulaşma konusunda ciddi bir yakınlık arzedecektir. Aynı zamanda daha ucuz ve daha iyi çalışan dinamik bir yapı olarak da ulusumuza güven verecek.
Sorunlar ve çözümler bu portalda adil bir şekilde paylaşılabilecektir. Vatandaşlarımıza sunacağımız hizmetleri her zaman ve her yerden alabilecekleri bütünüyle şaffaf bir ortam sağlayacağız. Bununla kastettiğimiz, kamunun otoritesini kullanan her kurumun icraatı, kapalı kapılar ardında kalmayacak, hem zaman içinde işleyiş süreci hem de sonuçlarının bilgisi vatandaşlar tarafından da ulaşılır olması sağlanacak... Şeffaf olmamızın ve kesinkes olmamız gerektiğinin ardında yatan en önemli sebeb ise kamunun otoritesine sahip olan her parlementere, her hükümet görevlisine veya en küçük birim çalışanına dahi bu gibi mevkilerin sahibi değil birer emanetçisi olduğu vurgusunun yapılmasıdır. Tüm bu yazılanların ışığında, toplumumuz siyasi veya idari her türlü yetkinin asıl sahibidir,...
4 - PARÇA KAYDIM
Asgardia ile ciddi anlamda ilgilenmeye başladığım andan itibaren uzun bir gözlem süreci içine girdim. Sayfalara girdim, sohpetleri, tartışmaları takip ettim. Yerel ve ulusal kanallarda ve internette oluşturulan makaleleri inceledim. Ve sonunda aday oldum.
Kişisel sayfa linkim aşağıdadır
https://www.facebook.com/kudret.senbil.5
Sadece Asgardia Vatandaşlarının Bulunduğu Sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderes.senbil.31
Asgardia.Dünyanın İlk Uzay Ülkesi adındaki sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderessenbil/notifications/
An itibariyle facebook üzerinden vermiş olduğum Asgardia tanıtım video slaytım 38698 kişiye ulaştı. Ve 15264 kişi videomu izledi. Bu demek oluyor ki ortalama 40 bin insanın zihnine ulaştık. Artık bu insanlar bizi biliyor.
"Bilimsizsiniz", "cosmo kitap" ve "Kozmik Anafor okur platformu Şeysi" isimli sitler ile görüşüp asgardinın tanıtımının yapılıp daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladık.
Sonuç olarak karşınızdayım. Ailevi nedenlerden ötürü üniversiteyi bitirmedim ama sahip olduğum beceriler ve yetenekler ile sorunları erken görme, olası sorunları belirleyip onlar gerçekleşmeden önlem alma, ve en etkili çözüm yöntemleri üretmeye yönelik donanımlıyım. Ve bunların bir yönetici adayında olması gereken en önemli özellikler olduğunu düşünüyorum. Bill Gates hayali uğruna Harvard'ı bıraktı. Amancio Ortega; Inditex'in kurucusu, 6 binin üzerinde iş yeri ve 92 bin çalışanıyla dünyanın her yerinde ticaret yapan bir girişimci. Okula gittiğine dair bir kayıt yok. Whatsaap, Tweeter, Facebook, Apple'ın kurucularını ve Einstein ile son olarak da Edison'u sayabilirim.
Beni Asgardia'ya kabul eden, adaylık yolumu açan, bu zamana kadar harika işler yapan tüm yönetim kadromuzu ve bana bu konuda destek olan oylarını esirgemeyen herkesi selamlıyorum.
5 – NİTELİKLER
İlk, orta, ve lise eğitimimi iskenderunda tamamladım. Iş hayatıma ise İ.D.Ç. Fabrikaları Savunma Sekreterliği'nde staj yaparak başladım. Buraya gelene kadar geçirmiş olduğum evreler ise; 2003 - 2012 yılları arasında Çamkes muteahhitlik firmasında dönüşümlü olarak 6 yıl saha şefi görevinde bulundum. 2012 - 2015, TURYAP Gayrimenkul Şirketi'nde gayrimenkul danışmanı olarak çalıştım. 2016'dan bu yana Suudi Arabistan'da özel bir şirketin muhasebesini tutuyorum.
Karakter olarak özgür, dış görünüşüne çok önem veren, lider olmayı önemseyen, hırslı, tuttuğunu koparan biriyim. Zaman, insan ve para yönetimini iyi bilirim. Spontaneden ziyade hazırlıklı olmayı tercih ederim. Eksik yönlerimi olasılık hesapları yaparak kapatmaya çalışıyorum. Hayatın içinde daha öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum ve öğrenmeye de açığım... Burada ilk defa böylesine hayal ötesi bir ailenin parçası olmanın hem şaşkınlığını hem de coşkusunu yaşıyorum. Asgardia'lı olma isteğim ve arzum, Cengiz Han'ın ordusunu kurarken ki siyasetinden kaynaklanıyor. Bu ulusta her birey artı ve eksileri ile eşit sayılması, bunun yanında ise liyâkat esaslı bir ulus olacağından, oluşacak her türlü sorumluluğun da bu değer esas alınarak verilecek olması, beni cezbeden en önemli unsurlardan biri olmuştur.
Bu liyâkatı ve ulusu temsil hakkını, halkımız ve yönetimimiz bana verirlerse şayet, bu onurlu davada Asgardia'ya hizmet etmek için gerek yaşım gerkese bilgi ve tecrübemi sonuna kadar kullanacağımı taahhüt ediyorum.
6 - PLATFORMUM
P1:
İletişim:
Aslında işimizin en zor ve en ciddi kısmı burada başlıyor. Yeryüzünde bir arazi parçasında kurulu bir yapımız olmadığından, hem kendi parlamenterlerimiz hem de vatandaşlarımızla iletişim internet üzerinden konferanslar yoluyla gerçekleşmek zorunda. Burada yaşanacak dil sorunları, saat farkları da ayrı bir sorun olarak karşımıza duruyor.
Bu sebeble öncelikle iletişim karmaşasını minimize etmek için, herhangi bir kanun tasarısını veya kararnamede önce her bölge kendi arasında tasarıyı gündeme taşır, tartışır ve bir sonuca bağlar. Sonra yine her bölge parlamenterleri, kendi içlerinde belirleyecekleri temsilci veya sözcüyü diğer bölge parlamenterlerinin sözcüleri ile karara bağlamak üzere yetkilendirir ve bu temsilci veya sözcü diğer bölge temsilcilerini video konferansa davet eder. Böylelikle 150 kişinin karmaşası 13 kişinin düzenine dönüşmüş olur.
Uluslararası ilişkiler parlamentomuzun yumuşak karnıdır. Bu zorlu süreci en rasyonel yollarla atlatmamız ise elzemdir. İlerleyen süreçte işlerlik kazanan parlamentomuz, iletişim sorununu çözmüş olacaktır. Dış ilişkilerimizde ise video konferans yolunu değil de daha fiziksel yolları seçmemiz daha uygun düşer diye düşünüyorum. Bu da Asgardia'nın ilgili bakanlığı ve milletvekili başkanlığında farklı bakanlıkların milletvekillerini de dahil ederek, heyetler oluşturup, yine ilgili ülke veya ülkelerin iktidar, muhalefet partilerine, medya organlarına, sivil toplum örgütlerine temaslar kapsamında ziyaretler düzenlemek suretiyle ilk resmi ziyaretlerimize başlayabileceğiz anlamına gelir.
Parlamentomuz ve Asgard vatandaşları arasında ki iletişim ise; yazımda da belirttiğim gibi, öncelikle Asgardia'nın reel anlamda ilk nüfus sayımı ile işe başlayacağız. E-Devlet modelini hayata geçireceğiz. Bununla eş zamanlı olarak önce gerçek anlamda vatandaş olan ile sadece kayıtta vatandaş olanı ayırt etmemiz gerekiyor ki kültürümüzün her evresinde vatandaşlarımızla sanal olmayıp fiziksel de bir bağlantımız bulunabilsin. Böylelikle değişen dünyaya göre uyum sağlayabilen entgre çözümler sunabilelim. Daha sonraları meclis yönetiminde acemilik dönemini atlatan her bölge parlamenterleri kendi dil bölgesinde alt birimler oluşturarak var olan nüfusa daha kolay ulaşabiecek somut adımlar atabilsin...
P2:
Yenilik:
Ar-Ge ve inovasyon konusu benim de en çok ilgi duyduğum konuların başında geliyor. Bu konuda diğer devletlerinde çok ciddi çalışmaları olduğu hepimizce malûm. Bir çok devlet ar-ge ve inovasyon merkezi kuran şirketlere gelir vergisi stopajı sağlıyor. Eğitim seviyesine göre %95'lere varan teşvik oranlarını da görüyoruz. Sigorta prim desteği, damga ve gümrük vergisi muafiyeti, istihdam teşviği de bu desteklerin arasındadır. Burada bizim hayata geçireceğimiz Asgardia Ulusal Merkez Bankamız devreye giriyor. O yüzden Bankacılık ile ilgili düzenlemelerimizi bir an önce hayat geçirmeliyiz. Bu konuya da üst yazılarımda değinmiş olup, dünyanın farklı bölgelerinde kendi kanunlarımıza uygun ve ulusal çıkarlarımızıa en uygun olan ülkelerde girişimcilerimizin ve yatırım ortaklarımızın desteği ve ortak çabası ile inovasyon ve eğitim merkezleri açarak mümkün kılacağız. Aynı zamanda üniversitelerle ortak çalışma alanları yaratabilmenin yollarını açacağız. Dünya bilim fuarlarında patentli ürünlerimizle Parlamentomuz, dünyada rekabetçi ve ciddi bir oyuncu olarak yerimizi almayı ve ekonomimizi orta seviyeden alıp üst seviyelere taşımayı hedeflemektedir. Bunu da devletler arası yapılacak olan ticaret anlaşmaları, teşvik ve desteklerle girişimcimizin önündeki taşları kaldırıp yolunu temizlemek ile gerçekleştirecektir.
P3:
Uzay:
Bu konu üzerine insanların birçok şüphe ve korkuları mevcut. En başta benim de endişe ettiğim bir konu var ki; devlet yönetiminin zaman içinde korporatokrasi'ye dönüşebilme olsaılığıdır. Şu an yeni kurulan ve tüm iyi niyetlerin tek bir merkezde toplandığı idealist bir noktadayız. Lâkin zaman ilerleyip Asgardia geliştiğinde çok uluslu ticari şirketlerin açıktan veya gizliden bu ulusun yönetimine sahip olabilme fikri, endişe duyduğum noktaları açıklar niteliktedir. Ki bir çok ülke bu sistemlere karşı duramamış olması da bir diğer faktör.
Önümüzde ki yüz yıl içinde öngörülen şu ki, dünyada ki tüm enerji kaynaklarını tüketecek olan insanoğlunun kendisine yeni enerji kaynakları yaratmak zorunda olduğu... Asgardia'nın ulusal hedefleri sadece dünyada tükenmek üzere olan doğal kaynakları yani madenleri göktaşlarından, gezegenlerden ve uydulardan elde etmek değil aynı zamanda yeni enerji kaynakları da yaratmak.
1967'de "DIŞ UZAY ANTLAŞMASI" oluşturuldu. Bu belgenin temel ilkeleri bize "dış uzayın keşfi ve kullanımı tüm ülkelerin yararı ve çıkarı gözetilerek yürütülür" diyor. Bu sebeble öncelikle ülke vasfını elde etmeliyiz. Bir futbol sahası kadar genişlikte olan ISS, 18 ülke ve 100 milyar dolarlık bir yatırımın ürünü olduğu düşünüldüğünde, ikincil öncelik gerekli finansmanı yaratmaktan geçiyor.
Asgardia'nın uzay hedefleri ve Atmosfer dışında gerçekleştirmek istediği Ark İstasyonu projesi için ya çok güçlü mali kaynaklar veya ISS gibi çok uluslu katılımın gerçekleştiği bir ortak proje ile hedefe ulaşılır.
NASA, ESA, ROSCOSMOS, Kısa adı CSA ASC olan Kanada Uzay Ajansı ve olmazsa olmazımız Japonya Uzay Araştırma Ajansı ile Fırlatma Motorları ve diğer ekipmanlar için BOEING firmasının yanı sıra şu günlerde yıldızı parlayan SPACEX şirketi, Japon OBAYASHI şirketinin inanılmaz bir projesi olan ilk etapta 36 bin kilometre uzunluğunda olacak olan uzay asansörü projesi, maliyetleri azaltıp süreci kısaltmak açısından ciddi avantajlar sağlayabilir. 2050 misyonuna kadar yapay zeka robot teknolojilerinin de gelişim evreleri düşünüldüğünde, bu robotların kendilerini klonlayıp atmosfer dışında gerekli iş gücünü tek başlarına, hiçbir insani riske girmeden ve hatasız bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Bunun yanında ilerleyen aşamalarda astronot yetiştirme programlarına başlamak için gerekli kurumları da harekete geçirmemiz gerekecek. Uzaydan dünyayı gözetlemek ve uzay araştırmaları yapabileceğimiz bir istasyon için; temel anlamda basınçlı modüller, destekleyici dış iskelet ve güneş panellerinden oluşan ekipmanların teminini kendi bünyemizde oluşturacağımız ar-ge laboratuvarlarda gerçekleştireceğiz. Lâkin tüm bunlar bir anda gerçekleşebilecek şeyler değil. 2050 misyonu için görüşülüp maliyet tablosuyla birlikte yukarıda saydığımız kurumlar veye onlara ekleneceklerle bu projeye ortak start verebiliriz.
P4: Bilimsel Dürüstlük:
Öncelikle hiçbir devletin siyaseti, bilimsel gerçeklerden önce gelmemelidir. Asgardia'da bu reailte üzerinde kuruldu ve bundan sonraki yaşamına da bu ilkeyi herşeyden önde tutarak devam edecektir. Bilimin de en temel ilkelerinden biri olan etik anlayışın öncesinde, dürüstlük bulunur. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki; bilimin hedeflerine ulaşmada ki en büyük engel, bilimsel etiğin ve dürüstlüğün eksik olduğu zamanlardır.
Bir bilim adamının misyonu; enfarmasyon ve sonucu saptıracak her eylemden kaçınmak, yalanlar ve yanlış sunumdan arı bir şekilde herhangibir araştırma işleminde her açıdan nesnel, dürüst ve tarafsız olmaktır...
Hele ki mesleki, uzmanlık ve bilimsel bilgiyi kamu adına ve adalete yol göstermek için kullanıyorsa, bu özen ve itina, daha çok önem kazanmaktadır. Fakat bilim insanlarının en büyük sorumluluğu ise kamu idaresine, topluma, yargıya, bilim ve türevleriyle uğraşan her türlü meslek insanlarına duyulan saygının ve güvenin örselenmemesi olmalıdır.
Eğer ki bilime siyaset, siyasete de bilim nüfuz ederse, burada tarafsız düşüncenin var olduğunu kim söyleyebilir. Gerçeği olduğu gibi sorgulayamayan bilimin getirdikleri ise sadece onu kendi amaçları doğrultusunda yöneten kişi veya zümreye hizmet eder duruma getirir ve evrenselliğini yitirir.
Bu sebeble öncelikle parlamentomuz çatısı altında bulunan milletvekillerimiz bilimsel bakış açısına sahip olması gerekiyor. Asgardia'nın dışında hizmet verecekleri herhangi bir kurum veya kuruluşun etkisinde olmamalılar. Bilim ve teknoloji Bakanlğımızın başına getireceğimiz kişi de bu etik ilkelere sahip olmalı. Bizim de asli görevimiz bu bilim insanlarımızın, bilimsel alanda yapacakları çalışmaları ve edindikleri misyonu, özgür bir şekilde hayata geçirecek ortamı onlara temin etmektir.
S5:
Eğitim:
Tarihin başlangıcından beri bilgiye ve teknolojiye sahip olan ülkeler daima dünyaya hükmetmişlerdir. Günümüzde ise; bilgiyi üreten, teknolojiyi üreten ve bunu kullanan ülkeler küresel ekonomide çok daha başarılılar. PISA (The Proggramme for International Student Assessment) ve TIMSS (Trends in International Mathematics and Science Study) gibi global anlamda araştırma ve değerlendirme yapan kuruluşlar şunu göstermişlerdir ki; STEM modelini eğitim modeli olarak benimseyen ülkelerin ekonomilerinde ciddi oranda bir iyileşme söz konusu. Asgardia nüfüsu da her geçen gün artıyor. Halihazırda ve geriden de gelecek genç nüfus gücünü, yenilikçi bir güce dönüştürmek bizim en asli görevimizdir. Bu nedenle bilgiyi kullanacak ve üretecek bireylerin sahip olması gereken niteliklerin başında
Bu noktada nitelikli nüfusu nasıl yetiştireceğiz sorusuyla karşılaşıyoruz. Öncelik, dünyada ki istatistikleri incelememiz gerekiyor. Son 30 yılda, özellikle sanayi ve otomasyonun hızla gelişmesiyle, dünya çapında STEM iş gücü ihtiyacı %60 oranında artış gösterdi. Son 10 yıl içinde, bu sistem alanındaki istihdam, bunun dışında kalan istihdama göre 3 kat daha büyüdü. Gelecek yıllarda bu sayı katlanarak büyüyecektir. Biz de eğitim modelini Asgardia için uyarlamadan önce, eğitimcilerimizi STEM'e uyumlu bireylerden seçmeliyiz. Öğreticinin bu sisteme entgere olmuş olması çok önemli. Daha sonra eğitim kurumlarımızın veya eğitim verdiğimiz her alanda tartışıp, gündemde kalmasını sağlamalıyız. Eğitim ve öğretimin he kademesinde, okul içinde ve dışında ki aktiviteler ile STEM alanlarını geleceğimizin teminatı gençler için cazip hale getirmeliyiz.
Bilimin can damarı "merak"tır. Biz de çocuklarımızın merakını en başta nasıl canlı tutarız bunun yollarını açacağız. Sadece STEM değil, STEM ile inovasyonu birleştirip, katma değeri olan iş alanları ve sektörler yaratma potansiyeline de sahip olacağız.
STEM alanları neler dir?
Science (fen), Technology (teknoloji) Engineering (mühendislik) Mathematics (matematik). Bu alanlara ilk öğretim kademesinden başlayarak, kademeli olarak, Fen alanında; uzay bilimleri, yer bilimleri, yaşam bilimleri, çevre bilimleri, genetik, patoloji, ve beslenmeyi koyacağız. Tekonoloji alanında verilecek eğitim; bilgisayar bilimleri, kriptoloji, programlama, yapay zeka vb. gibi olacak. Mühendislik; mekanik, endüstri, malzeme ve inşaat mühendislikleri gibi alanları kaplayacak. Matematik ise; geometri, cebir, istatistik ve oyun teorileri gibi alanlar olacak. İşte bu yüzden geleceğin uzay ulusunu yukarılara taşıyacak nesil için ,analitik, yaratıcı, eleştirel düşünen ve problem çözme yetenekleri üst seviyelerde olan bireyleri geliştirmek bizim sorumluluğumuzdadır. Biz bunun için buradayız.
S6:
İnternet:
Öncelikle şu konuya değineyim. Biz, ASGARDIA parlementerleri olarak, "suç" terimini uzaya taşıyamayız. Bu sebeble bu konuya çözümü henüz dünyada iken getirmeliyiz ve suç işlemeyen bir toplum yaratmalıyız. Bunun için de suçun varolma ve gelişme süreçlerini çok iyi incelememiz gerekiyor. Eğer ki Asgardia Parlamentosuna lâyık görülmem durumunda, ilerleyen zaman içinde, büyün vatandaşların yararına, güvenli bir ASGARDIA için, suç işlemeyen bir topluma dair nasıl bir proje geliştirmemiz gerek, bunu hep birlikte göreceğiz.
Fakat şu da bir gerçek ki; içinde yaşadığımız şu çağ da, tüm dünya internete bağımlı halde yaşıyor ve biz henüz yolun çok başındayız. Ve bu bağımlılık her geçen gün de artmaktadır. Bu yüzden sorunu iyi analiz etmemiz gerek. Yine bu konuda dünya üzerinde elde eilen verilere bakacağız. İnsanlar hergün biryerden bir yere, küresel iletişim ağından 290 milyar e-mail gönderiyor. 170 milyon dvd eş değerinde bilgi üretiliyor. Youtube'a ise günlük 865 bin saatlik video yüklenmekte. İnternet bağımlılık oranı tüm dünya'nın 3/2 sini kapsarken, yine aynı nüfusun %20'sinin sosyal medya üyelikleri bulunmakta. Yine dünya nüfusunun % 85'i cep telefonu kullanırken bu oranın % 15'i ise alışverişini sanal ortamdan gerçekleştiriyor. Ve sanal ortamda işlenen suç ve ortaya çıkan ciro yaklaşık 400 milyar dolar civarında olup, diğer organize suçlarda çok daha kârlı bir hale gelmesi, neden bizim güvenliğimizi koruma altına almamız ve bunun için neler yapabiliriz sorusunu sorgulamamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Hâl böyle olunca da internet ve güvenlik kelimeleri zorunlu olarak bir araya geliyor. Dünya üzerinde hiçbir suç yoktur ki, çıkarlarının ortak olduğu kamu ve özel menfaat sahipleriyle, kolluk kuvvetlerini koordinasyon halinde hareket etmesini gerektirsin. Ama buna karşın bu konunun karşı karşıya kaldığı engeller de yok değil. İstihbaratı gereken zamanda ve gerektiği gibi paylaşamamak, yargının yetkisi, bu suçu işleyen faillerin izinin sürülmesinin kolay olmaması, uzman personel sayısının yetersizliği, hukuki olanakların soruşturmaya ilişkin birbirine uyum göstermemesi vb. sayabiliriz.
Peki biz ne yapabiliriz? Ilk etapta siber-suç soruşturmalarının önünü açacak yüksek seviyede adli destek (tesis, araç ve yer gibi) ve şifreleme uzmanı sağlanmalıdır. Sonrasında bu suçun eğilimleri ve tehditlerini ortaya koyan yüksek kalitede stratejik raporlar vermek; yaygın suç biçimleri konusunda bilinç oluşturmak ve halkımızı bu konu da daha bilinçli hale gelmesini sağlamak. Çeşitli kaynaklardan beslenen bilgi tabanlı işlevsel bir istihbarat geliştirmek suretiyle, A.B. Interpol, Europol ile kordineli ortak bir merkez oluşturmak. Bu sadece A.B. Üye devletlerini kapsamamalı, her ülkeyi kapsamalı.
Ayrıca yargı makamlarıyla, kolluk kuvvetleri üzerinden sadece bilgi ve istihbarat değil, deneyim ve tecrübeler de paylaşılmalıdır. Bu bize bilgiyi daha sağlıklı aktarmanın kapısını açacaktır.
S7:
Küresel Sorunlar:
Konuya yine sorunu görerek başlamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Sorunumuz doğal afetler. Ve parlamentomuz ile bu aşamada küresel işbirliği anlamında nasıl bir iş birliği geliştiririz. 1980 ile 2015 yılları arasında dünyada oluşan doğal afetlerin %85'i fırtına, sel, dolu, yüksek sıcaklık gibi iklimsel değişikliklerden kaynaklı afetlerdir. Ve bu oran Avrupa'da %90'a ulaşmaktadır. Bu felaketler dünyanın farklı coğrafyalarında farklı şekillerde kendini göstermektedir. Örnek vermemiz gerekirse, Orta ve Batı Avrupa'nın nehirleri büyük olduğundan sel baskınları daha çok gözlemlenir. Güney Avrupa kuraklık ve orman yangınlarına maruz kalırken, Batı Avrupanın yüksek ve karlı dağları, çığ düşmeleri, fırtına ve toprak kaymalarıyla mücadele etmektedir.
Bu felaketleri ikiye ayırmak istiyorum. Olmadan önce ve olduktan sonra ne yapabiliriz? Öncelikle; olmadan önce yapılması gerekenleri basitçe sıralamak isterim. Buna bitki örüsü, doğal yaşamı elimizden gelidiğince koruyup geliştirmekle başlayacağız. Ve bunun için yasalar çıkartmamız gerekiyor. Böyle bir misyonu hiçbir ülke tek başına gerçekleştiremez. Bu sebeble diğer ülke hükümetleriyle bir araya gelip, gezegen için ortak bir konsorsiyum kurup ayrıca sempozyumlar düzenleyip ülkeler ve bünyelerinde istihdam ettikleri şirketlerle bu olayın ciddiyeti üzerine vurgular yapılmalıdır.. Bunun yanında uluslar, kendi coğrafyalarının en az %50 – 60 oranında bir araziyi yeşillendirmek ve ormana çevirmek zorunda olmalılar ve bunu yasalarla da sabit kılmalılar. Bunun için de olabildiğince ağaçlandırma faaliyeti yapmalıyız. Afet bölgeleri belirlenip, doğal setler, bariyerler oluşturmak, bir afet henüz gerçekleşmemişken yukarıdan uydular ve aşağıda da erken uyarı sistemleri kurmamız ve tüm bu birimleri küresel bir ağla birbirine bağlamamaya mecburuz. Bu mecburiyetimizi futbol oyunundan bir örnekle perçinleyebilirim. Kademeden düşen bir kanat oyunucusunun açığını en hızlı ve tkili şekilde kapatan takım başarılı olur. Bizde küresel bir ağ ile bağlandığımız sistemde, bir ülke, bir şehir veya bir bölge de herhangi bir afet söz konusu olduğunda, en hızlı ve en etkili sonucu verecek aksiyonu eyleme geçirmeliyiz.
Bunlar yeterli mi peki, kısmen belki ama hayır, yetmez. İnşaat faliyetleri ranta göre değil, çevresel uyum göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir. Gerekiyorsa nehir, dere yatakları değiştirilip, bataklıklar kurutulmalıdır. Ve bunlar kesinkes resmi ve devlet kontrolünde yapılmalıdır. Denetim şirketlerinin insiyatifinde değil. Tüm bunlar için bilimsel ve teknik faaliyetlerden yararlanacağız. Herhangi bir afet öncesinde ve sonrasında onunla başa çıkabilmek için neler yapılabilir, bunun üzerine eğitim ve toplumsal bilinçlendirme çalışmaları yapacağız. Ve küresel ağımız aracılığıyla, bilgimizi ve deneyimlerimizi diğer devletlerlede paylaşacağız.
Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz; Bu sorunlar, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, anormal mevsim değişimleri, buzullarda ki erime ve önümüz de bize doğru gelmekte olan buzul çağı... Asla yalnız başımıza çözülemeyeceğini anlamamız gerekiyor. Hem de en acil bir şekilde.
S8:
İklim Değişikliği:
Yerküremizin iklimi, dünya varolduğu zamanlardan beri sürekli değişmiştir. Bu küçük veya büyük değişiklikler genelde, Güneş'in yaşadığı değişimler veya dünya gezegeninin yörüngesel farklılıklarından kaynaklanıyordu. Lâkin son yıllarda bilim insanlarının yaptıkları ölçümler ve araştırmalar sonucunda bu ısı değişiminin gezegenin veya güneşin oluşturduğu durumlardan değil, bizzat insan iktivitelerinin bir sonucu olduğunu gördüler.
Aslında Dünya'yı insanların yaşayabileceği bir sıcaklıkta tutan şey, tek başına Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığı veya çok sıcak olan Venüs ile çok soğuk olan Mars'ın arasında kalması değil aynı zamanda atmosferimizin de kalınlığı çok önemli bir etkendir. Sera etkisi dediğimiz olay ise Güneş'ten gelen ışınların atmosferden geçip yeryüzüne çarparak yayılması ve içeride kalan ısı ile gezegenin ısınmasıdır. Atmosfer ne kadar kalınsa gezegen de o kadar fazla ısınır. Peki bu fazla ısınma küresel anlamda gezegene nasıl sorunlar yaratır?
En başta buzulların erimesi ile başlar süreç. Sonra yağmur miktarlarında ki artış kendini sağanak halinde gösterir. Bunu müteakip denizlerdeki su düzeyinde aşırı yükselme, fırtına ve sellerin artması gelir. En sonunda da tundraların eriyip, buharlaşma miktarında ki artış gezegeni kuraklığa ve çölleşmeye sürükler.
Peki gezegeni korumayı nasıl başarırız? Bir üst yazımda da belirttiğim gibi, sivil toplum kuruluşları ve devlet siyaseti ile halkı atmosfere verilen zararlara yönelik biliçlendirecek atılımlar yaparak başlanabilir. Bizler son 200 yıldır fosil atığı denen petrole bağımlı bir gezegen olduk. Bunu tersine çevirmek için hidrolik enerji ihtiyacımızı doğal enerji kaynaklarımızla değiştirmeliyiz. Gezegenimizde bolca bulunan, güneş, rüzgâr ve jeotermal enerjiler gibi yenilenebilir, dönüştürülebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz zorunludur. Her ülkenin bunu yapmaya gücü var. Küresel ısınma ve iklim değişikliği sorununa sadece yüzeyden dokunan ve 178 ülkenin katıldığı Kyoto protokolü çerçevesinde, salınım oranları yeniden güncellenerek her ülke mevcut salınım oranlarını azaltması konusuna, tüm ülkelerin vereceği destek ile inanıyorum ki; arzulanan temiz enerjiye ulaşılabileceğiz. Ve en önemli konu ise Boş arazilerin kesinlikle ağaçlandırılması ve onları yangınlara sebebiyet veren her türlü etkenlerden korumaktır.
Asgardia'nın da önerdiği üzere gelecek yıllarda bir uzay kalkanı projesine benzer bir proje üretebiliriz. Bir gökyüzü kalkanı. Bulut ekme yöntemiyle yağmur yağdırabiliriz. Yağmuru çok olan, sel ihtimalinin çok yüksek olduğu yerleşim birimleri üzerinde, gökyüzünde patlatılacak bir seri bombalar ile yağmurun önünü kesebiliriz. Kasparian şimşeğinin bir üst modeli 2012 de başarılı sonuçlar verdi. Bu yöntemle yıldırımları emebilir, hatta onları enerji olarak depolayabiliriz. Benim burada en büyük endişem, yaratılan her teknolojinin, potansiyel olarak silaha dönüştürülebilmesidir. Adı uzay kalkanı olsun veya gökyüzü kalkanı ya da kasparian şimşeği... Bu yüzden tüm ulusların birleşmesi kaçınılmazdır.
Yerel yönetimler bu konuda neler yapabilir. Yaşanılan kentteki bina ve caddeleri beyaza boyamak, siyah asfalttan daha serin tutacak olan gri boya ile boyamak uzun vadede pozitif bir etki yaratacaktır. Kısa vadeli sonuçları ise klima çalışma süresi ve derecesi kısaltılarak faturaların daha az ödenmesi sağlanabilir.
Bir çözüm daha var. Daha etkili ve kesin sonuç veren. Küresel anlamda çözüm. Sistemi değiştirmek. Dünya ekonomik sistemi, tüketim temelli bir sistemdir. Tüketime yetişebilmek için ise sürekli üretmek gerekiyor. Ve bu ikisi arasında oluşan dengesizlik kendisini bir çok kaos olarak açığa vuruyor. Kâr bazlı ve tüketim temelli bu sistem değişirse, hepimizin evi olan bu Dünya'yı da kurtarmış oluruz.
S9:
Ekonomi:
Ekonomik büyümeyi ve gelişmeyi teşvik etme ve sürdürülebilir kılma, içinde yaşadığımız çağın belki de en büyük sınavıdır. Bizler, bu adı geçen çeşitli hükümet organları ve özel kuruluşlar aracılığıyla, ulusumuz bünyesinde, gelecek vaad eden iyi iş fikirlerinin önünde ki finansman engelini aşmak, ekonomimizin ve girişimcilerimizin büyümesini desteklemek için öncelikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri kalkındırmamız gerektiğine inanıyoruz. Daha büyük kârlar elde etme adına büyük firmalar üzerine odaklanmak sadece tekelleşmeyi sağlayacağı gibi, bir süre sonrada toplumumuzda büyük düzey farklarına neden olacaktır. Bu da eşitlikçi ve özgür bir ulus kavramımıza ters düşer. Bu yüzden devlet veya kurumsal bazda yatırımcılar, ortalama 5 yıl içerisinde yatırımlarının geri döneceğine inandıkları projeleri destekleyip, girişimcilerine yine ortalama yüzde 50'ye varan (hatta çok özel şartlarda bu oran yukarı da çıkabilir) yatırım yapabilirler.
Destek araçlarının arttırılması
Enerji de kredi ve teşvik desteği
Gümrük vergi muafiyeti
Yatırım yeri ve tahsisi
Ama asıl soru henüz sorulmadı. Amerika ve Avrupa'daki ülkeler gibi gelişmiş ve sanayileşmiş ülkeler, boğuştukları finansal ve ekonomik krizlerde, kendi ekonomilerini bile büyütmekte zorlanırken bunu Asgardia olarak biz nasıl başaracağız?
Asgardia nüfusuna baktığımız zaman %60'ının 30 yaş ortalaması olduğu görülür. Gelişmiş bir ekonomiye nazaran yeni kurulan bir ülke olduğumuz gerçeğine de değinirsek, yıllık ortalama büyüme hızımız %7'nin altına düşmemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde yoksulluğu azaltarak kişi başına düşen milli geliri iki katına çıkarabiliriz. B.M.in yapmış olduğu istatistikleir göz önünde bulundurulduğunda, dünya nüfusu önümüzde ki 80 yıl içinde 11 milyara ulaşması öngörülüyor. Artan nüfus oranı beraberinde içme suyu, mineraller, enerji konusunda endişeleri de beraberinde getiriyor.
Kapitalizm özü itibariyle, sermaye ve diğer ticari sistemlerin devletin değilde özel sektörün eline bırakılmasıdır. Peki kapitalizmi tekrardan özel şirketlere değil de, kendi devletimize yani Asgardia'ya nasıl uyarlarız? Sonra da ekonomik büyümeyi ve toplumsal sorunları ortadan kaldırmak için bu vahşi kediyi nasıl sorun yaratan değil de sorun çözer hale getirebiliriz? Burada Özel sektörü, sadece kâr amacı güden bir yapıdan, sosyal hayatın içinde ki programların temin edilip oluşturulması konusunda daha çok rol almasına ikna edebiliriz.
S10:
Sosyal Destek:
Herşeyden önce belki de ilk aşamada önem arz eden konuların başında geliyor sosyal programlar ve topluluk oluşturma. Burada amaç; ilk başta sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıkların, birleştirici unsurlarını keşfetmek ve bunları yaratıcı bir şekilde kullanmaktır diyebiliriz. Nasıl ki her toplum bireylerden oluşur, biz de her bireyin, kişisel dezavantajlarının azaltılarak veya ondan tümden kurtulmasına yardım ederek toplumla bütünleşmesini ve sosyal hayata katılmasını sağlayacağız. Ayrıca bizim başından beri yapmış ve halen de yapmakta olduğumuz gönüllülük bilincinin arttırılması ile toplumda ki her bireyin, gözlemci rolünden alınıp katılımcı pozisyonuna getirilmesi hedefleniyor.
Kendimize klüpler kuracağız. Asgardia Sanat Klubü, Fen ve Teknoloji Klübü, Asgardia Edebiyat Topluluğu, Biyoteknoloji Klübü vb. Sonra onların alt klüpleri de olacak. Sanat Klübünün alt kolu olan, Resim ve görsel sanatlar topluluğu gibi. Edebiyat, felsefe klüpleri gibi. Eğitilecek, eğitecek... Böylelikle ulusumuzda ki her birey kendisini bu tolumun bir parçası kılan o ruhu yine kendisini özgür hissedeceği bir alanda bulacak. Bu toplumun gerçek anlamda bir bireyi olacak.
7 –
Son Sözlerim
ASGARDIA, GELECEK'TİR... ASGARDİA, UMUT'TUR... VE BİZ ASGARDIA'YIZ...
8 -
Bana Nasıl Ulaşabilirsiniz ?
Kişisel sayfa linkim aşağıdadır
https://www.facebook.com/kudret.senbil.5
Sadece Asgardia Vatandaşlarının Bulunduğu Sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderes.senbil.31
Asgardia.Dünyanın İlk Uzay Ülkesi adındaki sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderessenbil/notifications/
9 -
Sloganımız
BİZ GELİYORUZ. GELECEĞE HAZIR MISINIZ?
(Google Drive'dan ayrıntılı bilgi aiabileceğiniz adres linki aşağıdadır.
https://drive.google.com/file/d/0B8Gk6LbWA1roSkhyc25PQjRYNmYyRTdDcjdWNzVNeWloSVFB/view?usp=sharing
1 - ASGARDIA GİRİŞ
a) Kudret Menderes ŞENBİL
b) İskenderun - Hatay / Türkiye
c) ...
(Google Drive'dan ayrıntılı bilgi aiabileceğiniz adres linki aşağıdadır.
https://drive.google.com/file/d/0B8Gk6LbWA1roSkhyc25PQjRYNmYyRTdDcjdWNzVNeWloSVFB/view?usp=sharing
1 - ASGARDIA GİRİŞ
a) Kudret Menderes ŞENBİL
b) İskenderun - Hatay / Türkiye
c) #3 Türkçe Dil Bölgesi Parlamento Adayı
d) NEDEN ASGARDİA'YA KATILDIM ?
Herkese Merhaba!
Bugün sizlerin karşısında konuşabilme fırsatı bulduğum için çok şanslı bir adam olmalıyım. Ve bu fırsatı bana sunduğu için öncelikle başkanımız sevgili Igor Ashurbeyli'ye sonrasında ise değerli Asgardia CIVIC yetkililerine şükranlarımı sunuyorum. Ve sizlerinde huzurlarınızda, hem siz Asgardia Vatandaşlarını hemde Asgardia'yı bu seviyeye getirebilmek adına çalışan, çaba gösteren değerli parlemento ve hükümet adaylarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Milletvekilliği Seçim Bildirgemi, kısaca kendimden bahsederek açmak istiyorum. Adım Kudret. 42 yaşındayım. 1975'in 10'uncu ayında, 18'inci gününde Cumartesi gece 11:30 da Hatay'ın iskenderun ilçesinde inanılmaz bir çığlıkla gelmişim dünyaya. Babam Aslen Bosna'lı olup Ankara doğumludur. Ama kimliğinde Eskişehir yazar. Annem ise Antakya'lı bir hanımefendiydi. Maalesef ikisi de şu anda hayatta değiller.
Ama ben şu an da karşınızda kahverengi gözlü, bir zamanlar siyah, ama şimdi grileşmiş saçlarla 1.76 cm. ile hafif uzun sayılabilecek bir adam olarak duruyorum. Brokoli, havuç ve balığa bayılırım. İlk, orta, ve lise eğitimimi iskenderunda tamamladım. 2003 - 2012 yılları arasında Çamkes muteahhitlik firmasında dönüşümlü olarak 6 yıl saha şefi görevinde bulundum. 2012 - 2015, TURYAP Gayrimenkul Şirketi'nde gayrimenkul danışmanı olarak çalıştım. 2016'dan bu yana Suudi Arabistan'da özel bir şirketin muhasebesini tutuyorum. 6 aylık evliyim. Çok anlayışlı ve zeki bir eşim var. Onunla zaman geçirmeyi çok seviyorum. Ayrıca bir kız kardeşim ve iki küçük kız yiğenim var. Bana çok düşkünler. Bende onlara. Kalbimin diğer yarısı gibiler. Fırsat buldukça yanlarına gider veya onları yanıma çağırır uzun bir tatil yaparız.
Karakter olarak özgür, dış görünüşüne çok önem veren, lider olmayı önemseyen, hırslı, tuttuğunu koparan biriyim. Zaman, insan ve para yönetimini iyi bilirim. Spontaneden ziyade hazırlıklı olmayı tercih ederim. Hayatın içinde daha öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum ve öğrenmeye de açığım...
Peki neden mi buradayım? Çünkü önümdeki geleceği görüyorum. Düşündükçe beynimdeki her bir nöron deli gibi titreșiyor.
Buradayım. Çünkü herşey bir seçimle başlar ve bende bir seçim yaptım. Bu konu hakkında bir kitap yazabilirim. Ama özet geçmem gerekirse, ilk gençlik yıllarımda çok inatçı, bildiği bildik, kimsenin yol göstermesine izin vermeyen bir gençtim. O çılgın yaşlarda dünyayı değiştirmek isterdim.
Sonraları içimde, o fırtınanın ortasında bir uyum aramaya başladım. Zira bu inatçılığım, insanı, doğayı ve yaşamı algılama konusunda gözlerime perde çekiyordu. Kendimi değiştirmeliydim.
Zaman içinde daha uyumlu olabilme adına bir çok kaynaktan beslendim. Kitaplardan, meditasyonlardan, olması muhtemel gelecek senaryolarından hem dünyanın hem kendiminkinden ve seyahatlerden ama en çok da kayıplarımdan...
Tüm bu kurgular ve düşünsel süreçlerin süzgecinde sanırım kendi içimde az da olsa bişeyleri başardım. Ve bu değişimi, en olumlu şekilde, yaşam kadar değerli bir ülkü için paylaşma adına buradayım. Değiştirebileceğim şeyler veya değiștirebileceklerimiz, insanların yaşamlarına mutluluk verecekse eğer, enerjimi bu uğurda tüketmeye razıyım. Çünkü düşünmeden yaşanmış bir hayat yerine, seçenekler arasında özgürce seçimler yaparak yaşanan bir hayatı tercih ettim. İnsanlara da bunu sunmak için çıktığım serüvenimde ise dünyayı değiştirmek yerine dünyada nasıl fark yaratırım sorusunun cevabını ararken tanıştım Asgardia ile.
Artık o farkı nasıl yaratabileceğimi biliyorum.
2 - AMACIM !!!
Benim kişisel amacım; bu zamana kadar geliştirdiğimi düşündüğüm bilincimi ve hayatımı yönlendirmesini istediğim, sanat ve bilim ile bunu cesur bir şekilde yaşayabilme arzumu, sevgi ve şefkatin referansı ile çoğaltmak, bu şekilde başkalarının içindeki yüce ruhu da harekete geçirmeye yardım ederek bu dünyada huzur içinde yaşamak. Yaşarken de doğaya, yaşama ve insana doğru soruları sormak olarak niteleyebilirim.
Ne yapmalıyım ki, bu böyle olsun?
Ne zaman yapmalıyız ki bu sorun ortadan kalksın?
Nasıl yapabiliriz ki hayat her insana eşit şekilde dokunsun?
Ben özgürlükçü bir yapıya sahibim dolayısıyla daha küresel amaçlarımı Asgardia çatısı altında otonomi ve seçme özgürlüğümüzü maksimum oranda arttırmaya çalışırak; politik özgürlüğümüzü, gönüllü iş biliği ve bireysel karar önceliğimizle birleştirmek isterim. Bunun yanında en büyük sorun 2050 ye kadar öngörülen dünya nüfusunun 9 milyara ulaşması ve bu nüfusun ortalama 3/2 sinin şehirlerde yaşayacağını düşünürsek, gelecekte karşımıza alt yapı, konut, su, istahdam, ulaşım ve sağlık hizmetlerinden yeterli oranda faydalanma ve sanitasyon gibi problemler çıkacak...
Amacım; daha temiz bir dünyaya, daha yeşil bir dünyaya, aşırı karbon salınımından ve küresel ısınmadan ötürü can çekişen bu gezegene bi nefes verebilmek. İşbirliğinde olduğumuz ülke, kurum ve kuruluşlarla, organik tarımı arttırıp, sıfır enerjili kendi kendine yetebilen enerji kaynaklı şehirler kurulmasına öncülük etmek. Küresel ısınmanın karşısında yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yeşil enerjiyi hayata uyarlamak ve dengeyi korumak.
Amacım; sıfır karbon salınımlı şehirler oluşmasını teşvik etmek ve Asgardia'nın bu konuda öncülük etmesine olanak yaratmak. Ayrıca bu şehirlerde oluşacak çöp ve atıkların da tekrar işlenebilir enerjiye dönüştürülerek elde edilecek bu enerjiyi doğru yerlere kanalize etmek. Hibrid ve elektirikli ulaşım araçlarının yolunu açıp, fosil yakıtına olan bağımlılıktan kurtulmaya çalışmak. En erken 2050'ye kadar "0" Karbon Şehirler arasında çokciddi atılımlara imza atmak. Eğitimin, bilginin, teknolojiye ulaşma imkânının ve sağlığın, ilaç ve tıbbi olan herşeyin bedelsiz olarak her insana ulaşmasını sağlamak.
Bir ülkenin asıl zenginliği, vatandaşlarının refah düzeyi ve mutluluğu ile ölçülür. Dolayısıyla insanlarımızın mutluluğu, ülkelerin gayrisafi milli hasılasından daha önemli olduğunu anladığımızda, bu yaşam için çok önemli bir adım atmış olacağız. Eğer Asgardia Parlamentosunda sizleri temsil etme hakkı kazanırsam kesinlikle üzerinde duracağım konuların başında geliyor "yeşil dünya" projesi.
Siyaset bir meslek değildir. Yani kâr amacı güden, ailesini geçindirmek için uğraşı verilen bir alan değildir. Siyasetçi, siyaset yoluyla ülkesine veya beldesine hizmet götürme amacı güden kişi anlamına gelir. Bu mantık ve felsefe içerisinde atıldım bu yola. Şu an Dünya halklarının en büyük sorunu; Demokrasi, özgürlük ve eşitlik konularında temel sayılacak değerleri hala oturtamamış olmasıdır. Birçok insan kendi toplumlarında ki eşitsizlikleri, ekonomik şartları, insan haklarını, eğitimi, sağlık ve sigorta sistemini eleştirip şikayet ediyorlar.
İstisnasız her insan daha iyi bir dünyayı ve hayatı hakediyor. Bu hepimizin varoluşsal hakkıdır. Kıtlığın, açlığın, yoksulluğun, sömürünün olmadığı, sanatın, teknolojinin, bilginin ve bilimin insan hayatında daha ön planda olduğu bir yaşam şeklini yaratmak, uluslararası farklılıkları bir kenara bırakarak sürdürülebilir enerji kaynaklarını nasıl daha etkin bir şekilde kullanabileceğimizin yollarını yine tüm dünya uluslarıyla ortak bir şekilde aramak, en yüce ülkümüz olmalıdır.
Belki her insan her konuda eşit olamaz ama temel hak ve özgürlükleri sağladığımız bir dünya yaratabilirsek, sanırım hepimiz mutlu olabiliriz.
Böyle bir dünya için Amacım mı nedir???
ASGARDİA'yı gökyüzüne ulaştıracak piramide bir taş da koyabilmektir amacım.
Nedir mi amacım?
Ben buradayım. Varım, yaşıyorum. İşte budur benim en yüce amacım...
Ben Asgardia'yım ve doğmak istiyorum.
Ve her Asgard vatandaşı bu düşü aşsın, toplumumuzu bir üst basamağa taşısın istiyorum.
3 - SENİN İÇİN NE YAPABİLİRİM?
Değerli Asgardia Vatandaşları,
Neanderthaller ve bizim türümüz olan homo saphiens ler arasında ki en büyük fark sadece iki harften ibaret "ya" !!!
"Ya" yiyeceğim tükenirse,
"Ya" evimi su basarsa,
"Ya" aç kalırsam...
Bu iki harf yüzünden bizim türümüz evrim basamağının en üstünde bulunuyor. Her zaman geleceği düşünmek zorunda olduğumuzu hissedip ona göre önlemler aldığımız için...
Şimdi aynı gelecek kaygısını ve ona duyumsamamız gereken hassasiyeti gezegenimiz ve üzerinde yaşayan her tür için de göstermeliyiz. Zira gezegenimiz günden güne ölüyor... Eğer ki; kâr bazlı ekonomiden, kaynak bazlı ekonomiye geçmenin formülleri üzerinde çalışmazsak korkarım ki daha da kötüye gidecek. Ekonomik güç elbette ki önemlidir fakat bu, dünyayı içine pipet batırılıp emilen ve içi boşaltılan bir portakal gibi boşaltmadan olmalıdır.
Siyasetin her geçen gün daha da kanlı olduğu, şiddetin, dışlamanın ve hakaretin kol gezdiği dünyamızda bu kirlenmeleri, bu çürümeyi bertaraf edebilmek adına tek bir siyaseti öneriyorum, o da Asgardia ve bizleri yani insanlığı daha mutlu bir geleceğe taşımak için hep birlikte çalışmak. Bizim için karşı taraf diye birşey söz konusu değil, herkese eşit derecede hizmet sunmak ve her bireyi uluslararası arenada temsil etme adına burada bulunuyorum.
Yazımdan da anlaşılacağı gibi, eğer Asgardia'yı ve insanlarını temsil etme hakkı kazanırsam Asgard toplumu için yapacaklarımın içinde kâr bazlı ekonomi yerine kaynak bazlı ekonomiyi hayata geçirmek ve bu yolla ekonomimizi güçlendirmek geliyor ki, bunu yaparkan de inovatif ve temiz enerji üzerine çalışıp, halkımızın refah ve mutluluğunu arttıracak sistemleri hayata geçirmek olacaktır...
Önceki mesleklerim arasında, uzunca bir süre bir inşaat şirketinin saha sorumluluğu vardı. Daha sonraları ise pazarlama ve muhasebe geliyor. Bir dönem de Kişisel güvenlik ve güvenlik müdürlüğü...
Taktir edersiniz ki bu sektörlerin hepsi kendine has sorumluluk, planlama, halkla ilişkiler, yönetim ve organizasyon gerektiriyor.
Hayat sonsuz bir mücadeledir, bende mücadele etmeyi ve sorunlara meydan okumayı severim. Asgardia'nın ve bizlerin geleceğine yön vermeye dair, eğer seçilirsem bölgemi, sizleri hem kendi parlementomuzda hemde uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etme adına önce demokrasiye sonra da bana güvenmenizi istiyorum.
Bilimselliğin ve siyasetin birbirine karışmaması için azami çaba göstereceğim. Bu minvalde Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ün “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin” sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum....
Projelerimi ve oluşturmak istediklerimi bir alt sayfa da bulabilirsiniz...
a ) İLK YIL İÇİN STRATEJİM NEDİR ?
Değerli Asgardia Ulusu !!!
Aralıksız olarak ulusumuzun varolabilmesinde gösterdiğimiz çabalar ve harcanılan yoğun mesailer 2'nci yılına girmiş bulunmakta... Nice özverili ve güzel yürekli insanlar sayesinde kendimizi buralara kadar taşımayı başardık. Asgardia bilincinin ve kültürel gelişiminin tohumunu ekip, gelişmesini sağlamak için emekleri ve gösterdikleri fedakârlıktan ötürü burada ismini sayamayacağım herkese şahsım adına şükranlarımı sunuyorum.
Asgard'lılar... Yarına seslenen en etkili siyaset, iletişimdir. Bu sebeple öncelik, eşzamanlı olarak Asgard'lı her vatandaşa erişim sağlayıp, ulusu kalkındırmada herkesin evrensel ve söz sahibi olmasını sağlamaktır. Kadınları toplumun ve siysetin içinde olan bir ulus hem güçlü, hem demokrat, hemde daha medeni olur. Bu yüzden işe kadınlarımızı da aktif hayata dahil ederek yapmamız gerekenleri yapmaya başlayacağız.
Etkili bir yönetim şeklinin altyapısını felsefe, psikoloji ve siyaset biliminin oluşturması gerektiğine inanıyorum...
Zaman kayıplarını neredeyse tümüyle ortadan kaldıran, bir yerde yapılan işin başka bir yerde tekrarını kesinlikle önleyen, oluşturulan yapılar arasında etkin bir işbölümü ve işbirliğine olanak tanıyan, işlemleri önem sırasına göre aşamalandıran ve kullanılan araçlar arasında esnek geçişe izin veren bir yapının temellerini atmak ise asli görevlerimizden biridir. Asgardia Parlementosunun başlıca ilkesi şeffaflığın ve katılımcılığın en etkin şekilde sağlanması olmalıdır. Alt seviyelerdeki demokrasiyi halkın seçtiği üst seviyedeki bir parlamentoyla birleştiren bir sistem, halkıyla bütünleşen bir hükümet her yönüyle güçlü olur.
Yasama organını temsil eden parlementomuz ve yürütme organını temsil eden hükümetimiz kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden ayrı olması ilkesine dayanır. Lâkin bu kesin bir ayrılık olmayıp aynı zamanda etkileşmeye, karşılıklı işbirliği ve hukukî eşitlik esasına dayanan bir yapıyı da arz eder. İşte bu çatı altında işleyecek süreci, 1'nci ASGARDİA Hükümeti kurulduktan sonra, oluşturulan hükümet ve ardından bakanların listesi Başkana sunulması izleyecek. Başkanın kendisine sunulan yazıya binaen listedeki isimleri bakan olarak atadığını belirtir bir yazıyı hükümete göndermesi ve bu atamaların resmi gazetede yayınlanması hükümetin hayata geçirilmesindeki ilk somut aşama olacaktır. Ardından yargı sistemimizi oluşturup yasal bir düzeneğe oturtmalıyız.
Ülke statüsünü kazandıktan hemen sonra bir resmi gazete çıkarmak için çalışmalara başlayacağım. Zira parlementomuzun alacağı her karar şeffaf bir çatı içinde halk ile paylaşılmalıdır ve resmiyet kazandırılmalıdır.
E-devlet sistemini de bir an önce kurup vatandaşlarımızın, vatandaşlık işlemlerini nerede olurlarsa olsunlar yapabilmeleri, ulusumuz adına çok önemli bir adım olacaktır. Özellikle kimlik ve pasaport dağıtımını takip eden süreçten sonrasında. İlk nüfus sayımı da parlementomuzda öncelik arz eden bir başka konu. İlerleyen zamanda, yurttaşların hak ve özgürlüklerinin, yönetime karşı korunmasında bağımsız bir denetim organına ihtiyaç duyulacaktır. Parlamentonun işleyiş kazanacağı süreye kadar ombudsman lık mercisini de hayata geçirmek yine ilk yıl politikalarımız içinde yer alacaktır... Bu mekanizmanın işleyişindeki amaç; kamu görevlilerinin görev ve sorumluluklarını, bağlı bulundukları yasaya uygun ve gerektiği gibi yerine getirip getirmediğini kontrol etme ve bu konuda vatandaşların olası şikayetlerini incelemektir. Bu sebeble her vatandaş ombudsmana ulaşma imkanına sahip olmalıdır. Bunun yanında Ombudsman, özel hukuk ilişkileri ile ilgilenmeyip ayrıca kararları da tavsiye niteliği taşıyacaktır.
Bu süre içinde de global bir tv kanalı, internet tv ile Asgardia'nın ve gelişiminin sürekli takip edileceği bir dergi çalışmasıyla ilgili bir medya grubu oluşturulacaktır. Burada amaçlanan ise Asgard'ı, Dünya'ya tanıtmada sesimizi duymayan hiçbir toplum ve o toplumun hiçbir bireyinin kalmamasıdır.
Ardından temel olarak altyapısını oluşturacağımız ilk yıl hedeflerimizi konu başlıkları ile sıralamak gerekirse;
# Asgardia adına kısa, orta, uzun vadeli misyonlar belirlemek.
# 2050 misyonunu şekillendirmek.
# 2018 Bütçesini oluşturmak ve alt bütçeleri ortaya koymak
# Solar ve Lunar'ın ekonomiye kazandırılması
# Teknoloji alanında hedefleri belirlemek
# İnovatif çalışmalara hız kazandırmak
# Ar-Ge konusunda dünyanın bir çok ülkesinde, toplumun gereksinim duyduğu ve rekabet yaratacak teknolojik ürünleri "gelişmiş teknoloji" etiketiyle ile üretimine geçmek.
# Girişimcilik üzerine odaklanmak ve hayata uyarlamak.
Öncelikle devletin bütçesi oluşturulup alt bütçeler ve diğer gelirler belirlendikten sonra elimizde ki teknolojik, lojistik ve ekonomik gücümüz oranında, bizi tanıyan ve ortak ticaret anlaşmaı imzaladığımız ülkeler de ciro büyüklüğü ve ticari yeterlilikleri açısından ilk yüzde yer alan teknoloji firmalarının tespit ve analizlerinin alınmasına yönelik bir çalışma ekibi oluşturulup, dünya ekonomisinin en çok gereksinim duyulan şeylerin üretilmesine yol açacak biçimde yönlendirecek belirli sayıdaki işletmelerden "x sayıda" üst ve orta düzey yöneticiyle yüz yüze gelinerek toplu üretimler, iş anlaşmaları gerçekleştirilmelidir.
Kripto paramızın reel anlamda alınıp satılabilen yani piyasada sirküle edilen bir borsası olması elzemdir. İlk önce cari değeri üzerinden kolaylıkla ekonomide ve günlük alışverişlerde kullanımı ve hızla ekonomiye kazandırılmasının yollarının belirlenmesi gerek. Aynı zamanda da solar üzerinden işlem yapılabilecek, miktarı önceden belirlenmiş, güvenilir bir alt yapı ve dış müdahalelerden korunaklı bir zemin hazırlama yoluna girişeceğiz. İnternet üzerinden para kazanılacak çok farklı sektörler var. PTC siteleri de bunlardan biri. Kendi PTC şirketimizi kurarak yatırım yapacak üyelerimize ödemeyi kendi para birimimizle yapmak Soları piyasada sirküle etme de farklı bir yol olacaktır. Ticari ilişki içinde olduğumuz ve olacağımız her devlet, şirket ve kişilerle Soları kullanıma sokarak, değerini düzenli ve istikrarlı bir biçimde arttırma yollarını aramak yine ekonomik açıdan ulusumuzun gücüne güç katacak ilk aşamalardan biri olcaktır. Bunun doğal sonucu olarak da Solar hem ulusal hemde uluslararası piyasalarda değer kazanacaktır.
Bu düşüncelerim, parlementomuzda oy birliğine sunulup kabul edildiği taktirde, e-bay, amazon vb. siteler gibi bir e-ticaret platformu oluşturmak da bir sonraki ekonomik aksiyonlarımızdan biri olacaktır.
Verimlilik ve inovatif alanındaki gelişmelerin, yeniliklerin veri ve analizler yoluyla etkili ve deneyimli personeller aracılığıyla değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen durum analizleri, raporlar ile desteklenmelidir. Geleceğin fütüristik çalışmaları, yenilenebilir ve sürekli enerji kaynaklarının keşfedilmesi yine ilk yıl stratejilerimiz arasındadır... Bu yönde yapılacak çalışmalarımızı, yatırımcı sayımızı arttırarak, bilim ve teknoloji fuarlarında gerçekleştirdiğimiz projelerimizi destekleyecek finansmanlarla görüşüp gerekli destekleri almakla güçlendireceğiz.
Burada kullanacağımız enstrümanlar şunlar olmalıdır.
Yatırım Ortamı ve Sermaye
Fiziksel Sanayi
Sürdürülebilir Üretim
Ar-Ge ve Teknoloji
Ve Bunların onucunda Öne Çıkan Sorunlar
Ülke bazında teşvik ve kredi sisteminde gerek Dünya Bankası ve IMF, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) gerekse de kişi ve kurumlar bazında Avrupa Birliği ve Kalkınma Ajansları, sisteminin çok sayıda kurum eliyle yürütülüyor olmasının teşviklerin koordinasyonunu ve etkilerinin izleme ve değerlendirilmesi yönündeki uygulamaları sekteye uğratması; etkin bir izleme ve denetim mekanizmasına ihtiyaç duyulması, ki burada çıkacak başka bir soru IMF ye üye olmak Doğrudan Dünya Bankası ve onun alt gruplarına da üye olmak anlamına gelir. Her ne kadar Dünya siyasetinden bağımsız bir ulus olsak da, aynı Dünya'da ticaret yapabilmek için Asgardia olarak bu kurumlara üye olunup olunmama konusunu asgardia parlamentosunda oylamaya sunmak belkide en önemli konu başlığımızı oluşturacak...
b ) 2-4 YIL İÇERİSİNDE Kİ EYLEMLERİM
Sonraki yıllar arasında hayata geçirmeyi planladığımız konularımız ise aşağıdaki gibidir...
# EĞİTİM ve KÜLTÜR
Parlamentonun ve hükümetin kurulmasının 2'nci yılı. Geride kalan 1 yıl içerisinde, Parlamento ve hükümet çalışanları birbirini iyice tanıdı ve kurumların işleyişi karşılıklı bilgi, etkileşim, işbirliği ve hukuki eşitlik ilkesi doğrultusunda hız kazandı. Artık çıraklık dönemi bitti ve kalfalık dönemine girmiş bulunmaktayız. Lâkin yolumuz uzun. Bu ulusu lâyık olduğu gibi bir gökyüzü, uzay ulusu yapmamız gerek. Bunun içinde gelecek misyonumuzu şimdiden sağlam temeller üzerine oturtmalıyız. Eğitim ve Kültürden yoksun bir toplum yok olmaya mahkûmdur. Dolayısıyla parlamentomuzun 2'nci yılına, eğitim ve kültürel sistemimizin temellerini atarak başlayacağız.
Eğitim sistemimizi gelişen ve hızla ilerleyen dünyaya ve teknolojik yeniliklere kolaylıkla entegre olabilecek şekilde bir üst model reformist bir sistem ile sonraki nesli geliştirmemiz gerekiyor. İnternet tv veya Ulusal tv.miz aracılığıyla Geleceğin Asgardia'sının temellerini, misyonunu etik ve eğitimsel olarak ve halkımızın da katılımını sağlayarak e-okul tarzında ulusumuzla paylaşacağız. STEM eğitim modelinin, Asgardia'ya entegrasyonu için gerekli alt yapı çalışmaları ve denetçi kurumlar görevlendireceğiz. Denetçi kurumlar ulusumuzun hemen hemen her kademesınde görev yapacaklardır. Bunun sebebi ise biz yeni kurulan bir topluluğuz bu sebeble sistemimizin daha en başta muazzam doğrulukta işlediğinden emin olmalıyız. Gelecek zamanlarda sistem oturup kendi başına işler hale geldiğinde bu denetçi kurum ve kişiler lüûmu görüldüğü takdir de yavaş yavaş lağv edilebilirler. Gelecek yılların stratejilerini buna göre belirleyeceğiz. Henüz başlangıçta eğitim sistemimizi gelecek yıllara uyarlayarak oluşturmamız lazım gelir. Inovasyonu ve girişimcilik kültürünü ilk öğretim seviyesine çekerek, gelecek 10 yıl, 20 yıl, 30-40-50 yıllara göre hangi konulara eğilim göstermemiz gerektiğinin eğitim ve kültürel haritasını oluşturcağımız bir eğitim sistemimiz olacak.
Örneğin; ilk 5 yılda enerji üretimi, sağlık, ulaşım ve havacılık sektörü üzerinde planlanmış hedeflerimiz olacak. Yapay zeka teknolojisini, enerji alanında verimliliği ve güç üretimini % 10 arttırıp, maliyet ve teknik bakım oranlarını da %20 geriye çekmek için kullanabiliriz. Yeni nesil uçak motorları ve enerjiden ciddi anlamda tasarruf sağlayarak maliyeti düşüren yeni tip motor teknolojisinde 2030 da dünya lideri olacağız, kodlama da en genç beyin sıralamasında 2025 te dünya da söz sahibi olacağız gibi...
# AR – GE ve ÖZEL SEKTÖRÜN GELİŞİMİ
Ar-Ge ve özel sektör kendi başına ciltler dolusu kitap olacak konular, lâkin o kadar yerimiz ve zamanımız yok. Bu yüzden kısa başlıklar altında her konuya az biraz değinmek istiyorum.
İnsan sermayesi ve ona yapılan eğitimsel yatırım geleceğin en önemli bilim adamları, iş adamlarını oluşturmakta en önemli enstrümanlardır. Ve biz bunun bilincindeyiz. Halihazırda Ar-Ge ve inovasyon konusunda ciddi bir bilinç ve kültür eksikliği bulunmakta; bu alanda yapılan çalışmaların ve geliştirilen ürünlerin yeterli ölçüde ticarileştirilememesi şu an için önümüzdeki en büyük engeldir.
Görüldüğü üzere ekonomimizin kalbi diye niteleyebileceğimiz Ar-Ge ve inovasyon konusu üzerinde önemle durmamız gereken bir etmen. Bu minvalde gücümüz oranınca, dünya genelinde ekonomik ve siyasi sistemleri bizim sistemimize uyan ülkelerde Ar-Ge merkezleri, ortak inovasyon merkezleri ve eğitim merkezleri açmayı hedefliyorum. Ve bunun neticesinde ise yakın gelecekte yüksek teknoloji üreten ülkeler sınıfına en az bir patentli ürünle Asgardia'nın da adını yazacağımıza inanıyorum. Ayrıca çalışma yöntemine ilişkin kuralların da akılcılıkla parlamentarizm ilkelerine uygun düzenlenmiş olmasından dolayı son derece etkin ve verimli bir parlamento profili çıkacak karşımıza. Bir kez ekonomimizi sağlam bir yapıya bindirdiğimizde parlamentomuzun da yeni kurulan ülkemizin de sağlam bir sosyo-ekonomik temeller üzerine oturmuş olması tüm ulusumuzu geleceğe ve ülkelerine ve hükümetlerine güvenle bakmalarını sağlayacaktır.
# UZAY HUKUKU
NASA'nın uzay tanımı şu şekilde karşımıza çıkar.
Yakın uzay: Alçak dünya yörüngesinden (LEO) yüksek dünya yörüngesine (GEO) kadar olan kısım.
Dünya'dan Ay yüzeyine kadar Cis-Lunar
Derin Uzay: Cis-Lunar'ın dışında kalan tüm uzay
Dolayısıyla Hava sahası 0 ile 50 km. arasında olan aralık Devletlerin egemenlik alanı olarak kabul ediliyor. 50-120 km. arası ise Roket fırlatma işlemlerine zararsız geçiş hakkı verirken bu alanda sivil havacılık mevzuatları uygulanıyor. 120 km. üstü olan yükseklik sonrası ise uzay hukuku devreye giriyor. İşte bizim de konumuzun ve hatta geleceğimizin özü olan konu da burada başlıyor. Uzayın barışçıl sebebler ile keşfine olanak tanıyan aynı zamanda da hiçbir kitle imha silahının yörüngeye yerleşmesine izin vermeyen bu hukuk, hava sahasının nerede bittiğini ve uzayın nerede başladığını tanımlamaz. Bu yüzden Atmosfer dışında ve belirtilen yörüngede bir yerleşke kurmanın önündeki engeller, zaman içinde Asgardia lehine pozitif anlamda revize edilmesi hususunda elimizden gelen çabayı göstereceğiz.
# UZAY MADENCİLİĞİ
Bizler yani insanoğlu, yaşamak için hâlâ besinini hayvanları öldürerek veya doğayı sömürerek elde ediyor. Kendisine lâzım olan enerjiyi ise ya suları kullanarak ya da toprağın altından çıkardığımız için hala bir "medeniyet" sayılmayız. Enerjimizi uzay veya güneşten almaya başladığımız zaman bir galaktik veya uzay medeniyeti sayılabileceğiz.
Artık insan için yeni bir sanayi devriminin zamanı geldi. Şimdi ise insanoğlu, dünyadaki enerji kayanaklarına aterenatif olarak gözünü uzaya dikti. Bir tarafta petrol savaşları yaşanırken, diğer yandan da maden rezervlerinin azalması, astreoidlerden maden çıkarma fikrini cazip hale getirdi.
Astreoid madenciliğinin kalbi Amerikadadır. Bu ülkede bir çok şirket uzay madenciliği konusunda ilerleme kaydetti. 2003-2015 yılları arasında ESA (Avrupa UzayAjansı) da 6. Genel Müdür olarak görev yapan Jean Jacques Dordain Lüksemburg'un Uzay madenciliği programına danışmanlık yapacak. Kasım 2015'te A.B.D.'de kabul edilen ve vatandaşlarının uzayda ticari aramalar yapmalarına olanak tanıyan yasa, her ne kadar 104 ülkenin de dahil olduğu "Uluslararası Uzay Antlaşması'na" aykırı olduğu tartışılsa da sayıları günden güne artan şirketler ,çalışmalarına şimdiden hız kazandırdı gibi görünüyor. Dünya bunun gibi birçok örnekle dolu.
Bizim de fazla geçmeden en verimli kaynaklara ulaşmak için gereken uzay keşiflerini yapabileceğimiz bir çok uyduyu atmosfer dışına göndermemiz gerekiyor. Sonra özel sektör, yatırımcı ve siyasi otoriteyi aynı çatı altında toplayabileceğimiz kurumumuzu hayata geçirmemiz gerek. Sonraısında ise hem kendi bünyemizde madencilik için uygun astreoidleri tespit edip, işe yarayan değerli maden ve mineralleri çıkarabilecek uzay araçları tasarlayacağız hemde diğer yandan girişimci bünyemize önemli şirketleri dahil ederek gücümüzü katlayacağız. Eğer ki dünya ile bu yarışta aynı pota da olmak istiyorsak bu konuda bir fizibilite hazırlamak ve gerekli bütçeyi tespit edip harekete geçmemiz gerekiyor. Fakat bunun karşısında da şöyle bir gerçek var. Astreoidlerden çıkarılacak her türlü madenin dünyaya getirilmesi sırasında, oluşacak mali tablo dünyada ki pazar payını karşılayacak mı karşılamayacak mı? Bu kadar şirketin çalışması sonucu dünyaya getirilecek yoğun maden rezervleri, fiyatları ne yönde etkileyecek ? Bence cevabını vermemiz gerek en önemli soru bu olmalı.
Şu an birçok devlet uzay madenciliği konusunda yasalarını değiştirip, uyarlıyorlar. Bizim de kendi anayasamızda astreoidlerden çıkarılacak maden ve minerallerin mülkiyet haklarının kimde olacağına dair anayasal bir düzenleme yapmamız gerek.
# YAPAY ZEKA
Gün geçmiyor ki yapay zekâ destekli teknolojili bir yenilik hayatımıza girmesin. Yapay zekalı moda asistanından tutun, uykuya yardımcı yapay zeka, klinik, fotoğraf stüdyosu bunlardan sadece bir kaçı. Ulaşım, sağlık, bilim, finans ve daha birçok alanda kullanılacak olması modern yaşamı yeniden şekillendirecektir. Tabi bunun karşısında tehlikeleri de yok değil. İnsanlığın sonunu getirebilecek potansiyeli de içinde barındırması gibi. Birçok meslek grubunun şimdiden itirazı ise gelecekte işlerini yapay zekaya devredebilecek olmaları. Mesela Amazon'un sayısı milyonları aşan kullanıcıları tarafından kullanılan alexa isimli yapay zeka asistanı daha insansı hale getirilmeye çalışılıyor.
Peki biz bu gelişmelerin neresinde duracağız sorusu gelecektir eminim. Ulusumuz adına Bilim ve teknoloji bakanlığımız bünyesinde ele alınacak konuların zirve noktasınıda tam bu aşamada kuantum tabanlı bilgisayarlar, yapay zeka, artırılmış gerçeklik – sanal gerçeklik konularına odaklanmak oluşturuyor. Apple'ın Siri'si gibi, Microsoft'un Cortona'sı, Googel'ın Now'ı, IBM'in Watson'u gibi.. Yakın gelecekte, gittiğiniz bir hastanede, sizi etten kemikten oluşan bir doktor yerine plastik ve metalden bir doktor da karşılyabilir.
Bizimde ikinci yıl ve sonrası için oluşturacağımız icraatlarımız içinde yapay zeka işlemcili telefonlar, yazılımlar ve en önemlisi gelecekte oluşturulacak Asgardia Ark istasyonu için yapay zeka robotlar var. Uzay sanayisinde de kullacağımız yapay zeka özellikle de robot endüstrisi kendi robot işçilerini yaratıp, atmosfer dışında da zaman, iş gücü, ve kalitesinde pozitif oranda katkılar sağlayacaklardır.
C ) ASGARDIA'DA AKSİYONLARIMI ve POLİTİKALARIMI ŞEFFAF OLARAK NASIL SUNARIM
Günümüzde Geleneksel Devlet modeli yerini yavaş yavaş Elektronik Devlet Modeline bırakıyor. Zira Geleneksel Devlet modeli gelişen dünyaya uyum sağlayamamasından kaynaklı sorunlar herkesçe malum. Döneminin Siyasi iktidarın da etkisi kimi zaman bu modelin aksamasına sebeb oluyor. Oysa e-devlet modelinin gelişip yaygın hale gelmesi halinde hizmet verdiğimiz alanlarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin çok daha kolay uygulanması yoluyla daha şefaf bir yapıya bürünebileceğiz. Bu da temsil ettiğimiz vatandaşın bize, bizim de vatandaşa ulaşma konusunda ciddi bir yakınlık arzedecektir. Aynı zamanda daha ucuz ve daha iyi çalışan dinamik bir yapı olarak da ulusumuza güven verecek.
Sorunlar ve çözümler bu portalda adil bir şekilde paylaşılabilecektir. Vatandaşlarımıza sunacağımız hizmetleri her zaman ve her yerden alabilecekleri bütünüyle şaffaf bir ortam sağlayacağız. Bununla kastettiğimiz, kamunun otoritesini kullanan her kurumun icraatı, kapalı kapılar ardında kalmayacak, hem zaman içinde işleyiş süreci hem de sonuçlarının bilgisi vatandaşlar tarafından da ulaşılır olması sağlanacak... Şeffaf olmamızın ve kesinkes olmamız gerektiğinin ardında yatan en önemli sebeb ise kamunun otoritesine sahip olan her parlementere, her hükümet görevlisine veya en küçük birim çalışanına dahi bu gibi mevkilerin sahibi değil birer emanetçisi olduğu vurgusunun yapılmasıdır. Tüm bu yazılanların ışığında, toplumumuz siyasi veya idari her türlü yetkinin asıl sahibidir,...
4 - PARÇA KAYDIM
Asgardia ile ciddi anlamda ilgilenmeye başladığım andan itibaren uzun bir gözlem süreci içine girdim. Sayfalara girdim, sohpetleri, tartışmaları takip ettim. Yerel ve ulusal kanallarda ve internette oluşturulan makaleleri inceledim. Ve sonunda aday oldum.
Kişisel sayfa linkim aşağıdadır
https://www.facebook.com/kudret.senbil.5
Sadece Asgardia Vatandaşlarının Bulunduğu Sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderes.senbil.31
Asgardia.Dünyanın İlk Uzay Ülkesi adındaki sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderessenbil/notifications/
An itibariyle facebook üzerinden vermiş olduğum Asgardia tanıtım video slaytım 38698 kişiye ulaştı. Ve 15264 kişi videomu izledi. Bu demek oluyor ki ortalama 40 bin insanın zihnine ulaştık. Artık bu insanlar bizi biliyor.
"Bilimsizsiniz", "cosmo kitap" ve "Kozmik Anafor okur platformu Şeysi" isimli sitler ile görüşüp asgardinın tanıtımının yapılıp daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladık.
Sonuç olarak karşınızdayım. Ailevi nedenlerden ötürü üniversiteyi bitirmedim ama sahip olduğum beceriler ve yetenekler ile sorunları erken görme, olası sorunları belirleyip onlar gerçekleşmeden önlem alma, ve en etkili çözüm yöntemleri üretmeye yönelik donanımlıyım. Ve bunların bir yönetici adayında olması gereken en önemli özellikler olduğunu düşünüyorum. Bill Gates hayali uğruna Harvard'ı bıraktı. Amancio Ortega; Inditex'in kurucusu, 6 binin üzerinde iş yeri ve 92 bin çalışanıyla dünyanın her yerinde ticaret yapan bir girişimci. Okula gittiğine dair bir kayıt yok. Whatsaap, Tweeter, Facebook, Apple'ın kurucularını ve Einstein ile son olarak da Edison'u sayabilirim.
Beni Asgardia'ya kabul eden, adaylık yolumu açan, bu zamana kadar harika işler yapan tüm yönetim kadromuzu ve bana bu konuda destek olan oylarını esirgemeyen herkesi selamlıyorum.
5 – NİTELİKLER
İlk, orta, ve lise eğitimimi iskenderunda tamamladım. Iş hayatıma ise İ.D.Ç. Fabrikaları Savunma Sekreterliği'nde staj yaparak başladım. Buraya gelene kadar geçirmiş olduğum evreler ise; 2003 - 2012 yılları arasında Çamkes muteahhitlik firmasında dönüşümlü olarak 6 yıl saha şefi görevinde bulundum. 2012 - 2015, TURYAP Gayrimenkul Şirketi'nde gayrimenkul danışmanı olarak çalıştım. 2016'dan bu yana Suudi Arabistan'da özel bir şirketin muhasebesini tutuyorum.
Karakter olarak özgür, dış görünüşüne çok önem veren, lider olmayı önemseyen, hırslı, tuttuğunu koparan biriyim. Zaman, insan ve para yönetimini iyi bilirim. Spontaneden ziyade hazırlıklı olmayı tercih ederim. Eksik yönlerimi olasılık hesapları yaparak kapatmaya çalışıyorum. Hayatın içinde daha öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum ve öğrenmeye de açığım... Burada ilk defa böylesine hayal ötesi bir ailenin parçası olmanın hem şaşkınlığını hem de coşkusunu yaşıyorum. Asgardia'lı olma isteğim ve arzum, Cengiz Han'ın ordusunu kurarken ki siyasetinden kaynaklanıyor. Bu ulusta her birey artı ve eksileri ile eşit sayılması, bunun yanında ise liyâkat esaslı bir ulus olacağından, oluşacak her türlü sorumluluğun da bu değer esas alınarak verilecek olması, beni cezbeden en önemli unsurlardan biri olmuştur.
Bu liyâkatı ve ulusu temsil hakkını, halkımız ve yönetimimiz bana verirlerse şayet, bu onurlu davada Asgardia'ya hizmet etmek için gerek yaşım gerkese bilgi ve tecrübemi sonuna kadar kullanacağımı taahhüt ediyorum.
6 - PLATFORMUM
P1:
İletişim:
Aslında işimizin en zor ve en ciddi kısmı burada başlıyor. Yeryüzünde bir arazi parçasında kurulu bir yapımız olmadığından, hem kendi parlamenterlerimiz hem de vatandaşlarımızla iletişim internet üzerinden konferanslar yoluyla gerçekleşmek zorunda. Burada yaşanacak dil sorunları, saat farkları da ayrı bir sorun olarak karşımıza duruyor.
Bu sebeble öncelikle iletişim karmaşasını minimize etmek için, herhangi bir kanun tasarısını veya kararnamede önce her bölge kendi arasında tasarıyı gündeme taşır, tartışır ve bir sonuca bağlar. Sonra yine her bölge parlamenterleri, kendi içlerinde belirleyecekleri temsilci veya sözcüyü diğer bölge parlamenterlerinin sözcüleri ile karara bağlamak üzere yetkilendirir ve bu temsilci veya sözcü diğer bölge temsilcilerini video konferansa davet eder. Böylelikle 150 kişinin karmaşası 13 kişinin düzenine dönüşmüş olur.
Uluslararası ilişkiler parlamentomuzun yumuşak karnıdır. Bu zorlu süreci en rasyonel yollarla atlatmamız ise elzemdir. İlerleyen süreçte işlerlik kazanan parlamentomuz, iletişim sorununu çözmüş olacaktır. Dış ilişkilerimizde ise video konferans yolunu değil de daha fiziksel yolları seçmemiz daha uygun düşer diye düşünüyorum. Bu da Asgardia'nın ilgili bakanlığı ve milletvekili başkanlığında farklı bakanlıkların milletvekillerini de dahil ederek, heyetler oluşturup, yine ilgili ülke veya ülkelerin iktidar, muhalefet partilerine, medya organlarına, sivil toplum örgütlerine temaslar kapsamında ziyaretler düzenlemek suretiyle ilk resmi ziyaretlerimize başlayabileceğiz anlamına gelir.
Parlamentomuz ve Asgard vatandaşları arasında ki iletişim ise; yazımda da belirttiğim gibi, öncelikle Asgardia'nın reel anlamda ilk nüfus sayımı ile işe başlayacağız. E-Devlet modelini hayata geçireceğiz. Bununla eş zamanlı olarak önce gerçek anlamda vatandaş olan ile sadece kayıtta vatandaş olanı ayırt etmemiz gerekiyor ki kültürümüzün her evresinde vatandaşlarımızla sanal olmayıp fiziksel de bir bağlantımız bulunabilsin. Böylelikle değişen dünyaya göre uyum sağlayabilen entgre çözümler sunabilelim. Daha sonraları meclis yönetiminde acemilik dönemini atlatan her bölge parlamenterleri kendi dil bölgesinde alt birimler oluşturarak var olan nüfusa daha kolay ulaşabiecek somut adımlar atabilsin...
P2:
Yenilik:
Ar-Ge ve inovasyon konusu benim de en çok ilgi duyduğum konuların başında geliyor. Bu konuda diğer devletlerinde çok ciddi çalışmaları olduğu hepimizce malûm. Bir çok devlet ar-ge ve inovasyon merkezi kuran şirketlere gelir vergisi stopajı sağlıyor. Eğitim seviyesine göre %95'lere varan teşvik oranlarını da görüyoruz. Sigorta prim desteği, damga ve gümrük vergisi muafiyeti, istihdam teşviği de bu desteklerin arasındadır. Burada bizim hayata geçireceğimiz Asgardia Ulusal Merkez Bankamız devreye giriyor. O yüzden Bankacılık ile ilgili düzenlemelerimizi bir an önce hayat geçirmeliyiz. Bu konuya da üst yazılarımda değinmiş olup, dünyanın farklı bölgelerinde kendi kanunlarımıza uygun ve ulusal çıkarlarımızıa en uygun olan ülkelerde girişimcilerimizin ve yatırım ortaklarımızın desteği ve ortak çabası ile inovasyon ve eğitim merkezleri açarak mümkün kılacağız. Aynı zamanda üniversitelerle ortak çalışma alanları yaratabilmenin yollarını açacağız. Dünya bilim fuarlarında patentli ürünlerimizle Parlamentomuz, dünyada rekabetçi ve ciddi bir oyuncu olarak yerimizi almayı ve ekonomimizi orta seviyeden alıp üst seviyelere taşımayı hedeflemektedir. Bunu da devletler arası yapılacak olan ticaret anlaşmaları, teşvik ve desteklerle girişimcimizin önündeki taşları kaldırıp yolunu temizlemek ile gerçekleştirecektir.
P3:
Uzay:
Bu konu üzerine insanların birçok şüphe ve korkuları mevcut. En başta benim de endişe ettiğim bir konu var ki; devlet yönetiminin zaman içinde korporatokrasi'ye dönüşebilme olsaılığıdır. Şu an yeni kurulan ve tüm iyi niyetlerin tek bir merkezde toplandığı idealist bir noktadayız. Lâkin zaman ilerleyip Asgardia geliştiğinde çok uluslu ticari şirketlerin açıktan veya gizliden bu ulusun yönetimine sahip olabilme fikri, endişe duyduğum noktaları açıklar niteliktedir. Ki bir çok ülke bu sistemlere karşı duramamış olması da bir diğer faktör.
Önümüzde ki yüz yıl içinde öngörülen şu ki, dünyada ki tüm enerji kaynaklarını tüketecek olan insanoğlunun kendisine yeni enerji kaynakları yaratmak zorunda olduğu... Asgardia'nın ulusal hedefleri sadece dünyada tükenmek üzere olan doğal kaynakları yani madenleri göktaşlarından, gezegenlerden ve uydulardan elde etmek değil aynı zamanda yeni enerji kaynakları da yaratmak.
1967'de "DIŞ UZAY ANTLAŞMASI" oluşturuldu. Bu belgenin temel ilkeleri bize "dış uzayın keşfi ve kullanımı tüm ülkelerin yararı ve çıkarı gözetilerek yürütülür" diyor. Bu sebeble öncelikle ülke vasfını elde etmeliyiz. Bir futbol sahası kadar genişlikte olan ISS, 18 ülke ve 100 milyar dolarlık bir yatırımın ürünü olduğu düşünüldüğünde, ikincil öncelik gerekli finansmanı yaratmaktan geçiyor.
Asgardia'nın uzay hedefleri ve Atmosfer dışında gerçekleştirmek istediği Ark İstasyonu projesi için ya çok güçlü mali kaynaklar veya ISS gibi çok uluslu katılımın gerçekleştiği bir ortak proje ile hedefe ulaşılır.
NASA, ESA, ROSCOSMOS, Kısa adı CSA ASC olan Kanada Uzay Ajansı ve olmazsa olmazımız Japonya Uzay Araştırma Ajansı ile Fırlatma Motorları ve diğer ekipmanlar için BOEING firmasının yanı sıra şu günlerde yıldızı parlayan SPACEX şirketi, Japon OBAYASHI şirketinin inanılmaz bir projesi olan ilk etapta 36 bin kilometre uzunluğunda olacak olan uzay asansörü projesi, maliyetleri azaltıp süreci kısaltmak açısından ciddi avantajlar sağlayabilir. 2050 misyonuna kadar yapay zeka robot teknolojilerinin de gelişim evreleri düşünüldüğünde, bu robotların kendilerini klonlayıp atmosfer dışında gerekli iş gücünü tek başlarına, hiçbir insani riske girmeden ve hatasız bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Bunun yanında ilerleyen aşamalarda astronot yetiştirme programlarına başlamak için gerekli kurumları da harekete geçirmemiz gerekecek. Uzaydan dünyayı gözetlemek ve uzay araştırmaları yapabileceğimiz bir istasyon için; temel anlamda basınçlı modüller, destekleyici dış iskelet ve güneş panellerinden oluşan ekipmanların teminini kendi bünyemizde oluşturacağımız ar-ge laboratuvarlarda gerçekleştireceğiz. Lâkin tüm bunlar bir anda gerçekleşebilecek şeyler değil. 2050 misyonu için görüşülüp maliyet tablosuyla birlikte yukarıda saydığımız kurumlar veye onlara ekleneceklerle bu projeye ortak start verebiliriz.
P4: Bilimsel Dürüstlük:
Öncelikle hiçbir devletin siyaseti, bilimsel gerçeklerden önce gelmemelidir. Asgardia'da bu reailte üzerinde kuruldu ve bundan sonraki yaşamına da bu ilkeyi herşeyden önde tutarak devam edecektir. Bilimin de en temel ilkelerinden biri olan etik anlayışın öncesinde, dürüstlük bulunur. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki; bilimin hedeflerine ulaşmada ki en büyük engel, bilimsel etiğin ve dürüstlüğün eksik olduğu zamanlardır.
Bir bilim adamının misyonu; enfarmasyon ve sonucu saptıracak her eylemden kaçınmak, yalanlar ve yanlış sunumdan arı bir şekilde herhangibir araştırma işleminde her açıdan nesnel, dürüst ve tarafsız olmaktır...
Hele ki mesleki, uzmanlık ve bilimsel bilgiyi kamu adına ve adalete yol göstermek için kullanıyorsa, bu özen ve itina, daha çok önem kazanmaktadır. Fakat bilim insanlarının en büyük sorumluluğu ise kamu idaresine, topluma, yargıya, bilim ve türevleriyle uğraşan her türlü meslek insanlarına duyulan saygının ve güvenin örselenmemesi olmalıdır.
Eğer ki bilime siyaset, siyasete de bilim nüfuz ederse, burada tarafsız düşüncenin var olduğunu kim söyleyebilir. Gerçeği olduğu gibi sorgulayamayan bilimin getirdikleri ise sadece onu kendi amaçları doğrultusunda yöneten kişi veya zümreye hizmet eder duruma getirir ve evrenselliğini yitirir.
Bu sebeble öncelikle parlamentomuz çatısı altında bulunan milletvekillerimiz bilimsel bakış açısına sahip olması gerekiyor. Asgardia'nın dışında hizmet verecekleri herhangi bir kurum veya kuruluşun etkisinde olmamalılar. Bilim ve teknoloji Bakanlğımızın başına getireceğimiz kişi de bu etik ilkelere sahip olmalı. Bizim de asli görevimiz bu bilim insanlarımızın, bilimsel alanda yapacakları çalışmaları ve edindikleri misyonu, özgür bir şekilde hayata geçirecek ortamı onlara temin etmektir.
S5:
Eğitim:
Tarihin başlangıcından beri bilgiye ve teknolojiye sahip olan ülkeler daima dünyaya hükmetmişlerdir. Günümüzde ise; bilgiyi üreten, teknolojiyi üreten ve bunu kullanan ülkeler küresel ekonomide çok daha başarılılar. PISA (The Proggramme for International Student Assessment) ve TIMSS (Trends in International Mathematics and Science Study) gibi global anlamda araştırma ve değerlendirme yapan kuruluşlar şunu göstermişlerdir ki; STEM modelini eğitim modeli olarak benimseyen ülkelerin ekonomilerinde ciddi oranda bir iyileşme söz konusu. Asgardia nüfüsu da her geçen gün artıyor. Halihazırda ve geriden de gelecek genç nüfus gücünü, yenilikçi bir güce dönüştürmek bizim en asli görevimizdir. Bu nedenle bilgiyi kullanacak ve üretecek bireylerin sahip olması gereken niteliklerin başında
Bu noktada nitelikli nüfusu nasıl yetiştireceğiz sorusuyla karşılaşıyoruz. Öncelik, dünyada ki istatistikleri incelememiz gerekiyor. Son 30 yılda, özellikle sanayi ve otomasyonun hızla gelişmesiyle, dünya çapında STEM iş gücü ihtiyacı %60 oranında artış gösterdi. Son 10 yıl içinde, bu sistem alanındaki istihdam, bunun dışında kalan istihdama göre 3 kat daha büyüdü. Gelecek yıllarda bu sayı katlanarak büyüyecektir. Biz de eğitim modelini Asgardia için uyarlamadan önce, eğitimcilerimizi STEM'e uyumlu bireylerden seçmeliyiz. Öğreticinin bu sisteme entgere olmuş olması çok önemli. Daha sonra eğitim kurumlarımızın veya eğitim verdiğimiz her alanda tartışıp, gündemde kalmasını sağlamalıyız. Eğitim ve öğretimin he kademesinde, okul içinde ve dışında ki aktiviteler ile STEM alanlarını geleceğimizin teminatı gençler için cazip hale getirmeliyiz.
Bilimin can damarı "merak"tır. Biz de çocuklarımızın merakını en başta nasıl canlı tutarız bunun yollarını açacağız. Sadece STEM değil, STEM ile inovasyonu birleştirip, katma değeri olan iş alanları ve sektörler yaratma potansiyeline de sahip olacağız.
STEM alanları neler dir?
Science (fen), Technology (teknoloji) Engineering (mühendislik) Mathematics (matematik). Bu alanlara ilk öğretim kademesinden başlayarak, kademeli olarak, Fen alanında; uzay bilimleri, yer bilimleri, yaşam bilimleri, çevre bilimleri, genetik, patoloji, ve beslenmeyi koyacağız. Tekonoloji alanında verilecek eğitim; bilgisayar bilimleri, kriptoloji, programlama, yapay zeka vb. gibi olacak. Mühendislik; mekanik, endüstri, malzeme ve inşaat mühendislikleri gibi alanları kaplayacak. Matematik ise; geometri, cebir, istatistik ve oyun teorileri gibi alanlar olacak. İşte bu yüzden geleceğin uzay ulusunu yukarılara taşıyacak nesil için ,analitik, yaratıcı, eleştirel düşünen ve problem çözme yetenekleri üst seviyelerde olan bireyleri geliştirmek bizim sorumluluğumuzdadır. Biz bunun için buradayız.
S6:
İnternet:
Öncelikle şu konuya değineyim. Biz, ASGARDIA parlementerleri olarak, "suç" terimini uzaya taşıyamayız. Bu sebeble bu konuya çözümü henüz dünyada iken getirmeliyiz ve suç işlemeyen bir toplum yaratmalıyız. Bunun için de suçun varolma ve gelişme süreçlerini çok iyi incelememiz gerekiyor. Eğer ki Asgardia Parlamentosuna lâyık görülmem durumunda, ilerleyen zaman içinde, büyün vatandaşların yararına, güvenli bir ASGARDIA için, suç işlemeyen bir topluma dair nasıl bir proje geliştirmemiz gerek, bunu hep birlikte göreceğiz.
Fakat şu da bir gerçek ki; içinde yaşadığımız şu çağ da, tüm dünya internete bağımlı halde yaşıyor ve biz henüz yolun çok başındayız. Ve bu bağımlılık her geçen gün de artmaktadır. Bu yüzden sorunu iyi analiz etmemiz gerek. Yine bu konuda dünya üzerinde elde eilen verilere bakacağız. İnsanlar hergün biryerden bir yere, küresel iletişim ağından 290 milyar e-mail gönderiyor. 170 milyon dvd eş değerinde bilgi üretiliyor. Youtube'a ise günlük 865 bin saatlik video yüklenmekte. İnternet bağımlılık oranı tüm dünya'nın 3/2 sini kapsarken, yine aynı nüfusun %20'sinin sosyal medya üyelikleri bulunmakta. Yine dünya nüfusunun % 85'i cep telefonu kullanırken bu oranın % 15'i ise alışverişini sanal ortamdan gerçekleştiriyor. Ve sanal ortamda işlenen suç ve ortaya çıkan ciro yaklaşık 400 milyar dolar civarında olup, diğer organize suçlarda çok daha kârlı bir hale gelmesi, neden bizim güvenliğimizi koruma altına almamız ve bunun için neler yapabiliriz sorusunu sorgulamamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Hâl böyle olunca da internet ve güvenlik kelimeleri zorunlu olarak bir araya geliyor. Dünya üzerinde hiçbir suç yoktur ki, çıkarlarının ortak olduğu kamu ve özel menfaat sahipleriyle, kolluk kuvvetlerini koordinasyon halinde hareket etmesini gerektirsin. Ama buna karşın bu konunun karşı karşıya kaldığı engeller de yok değil. İstihbaratı gereken zamanda ve gerektiği gibi paylaşamamak, yargının yetkisi, bu suçu işleyen faillerin izinin sürülmesinin kolay olmaması, uzman personel sayısının yetersizliği, hukuki olanakların soruşturmaya ilişkin birbirine uyum göstermemesi vb. sayabiliriz.
Peki biz ne yapabiliriz? Ilk etapta siber-suç soruşturmalarının önünü açacak yüksek seviyede adli destek (tesis, araç ve yer gibi) ve şifreleme uzmanı sağlanmalıdır. Sonrasında bu suçun eğilimleri ve tehditlerini ortaya koyan yüksek kalitede stratejik raporlar vermek; yaygın suç biçimleri konusunda bilinç oluşturmak ve halkımızı bu konu da daha bilinçli hale gelmesini sağlamak. Çeşitli kaynaklardan beslenen bilgi tabanlı işlevsel bir istihbarat geliştirmek suretiyle, A.B. Interpol, Europol ile kordineli ortak bir merkez oluşturmak. Bu sadece A.B. Üye devletlerini kapsamamalı, her ülkeyi kapsamalı.
Ayrıca yargı makamlarıyla, kolluk kuvvetleri üzerinden sadece bilgi ve istihbarat değil, deneyim ve tecrübeler de paylaşılmalıdır. Bu bize bilgiyi daha sağlıklı aktarmanın kapısını açacaktır.
S7:
Küresel Sorunlar:
Konuya yine sorunu görerek başlamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Sorunumuz doğal afetler. Ve parlamentomuz ile bu aşamada küresel işbirliği anlamında nasıl bir iş birliği geliştiririz. 1980 ile 2015 yılları arasında dünyada oluşan doğal afetlerin %85'i fırtına, sel, dolu, yüksek sıcaklık gibi iklimsel değişikliklerden kaynaklı afetlerdir. Ve bu oran Avrupa'da %90'a ulaşmaktadır. Bu felaketler dünyanın farklı coğrafyalarında farklı şekillerde kendini göstermektedir. Örnek vermemiz gerekirse, Orta ve Batı Avrupa'nın nehirleri büyük olduğundan sel baskınları daha çok gözlemlenir. Güney Avrupa kuraklık ve orman yangınlarına maruz kalırken, Batı Avrupanın yüksek ve karlı dağları, çığ düşmeleri, fırtına ve toprak kaymalarıyla mücadele etmektedir.
Bu felaketleri ikiye ayırmak istiyorum. Olmadan önce ve olduktan sonra ne yapabiliriz? Öncelikle; olmadan önce yapılması gerekenleri basitçe sıralamak isterim. Buna bitki örüsü, doğal yaşamı elimizden gelidiğince koruyup geliştirmekle başlayacağız. Ve bunun için yasalar çıkartmamız gerekiyor. Böyle bir misyonu hiçbir ülke tek başına gerçekleştiremez. Bu sebeble diğer ülke hükümetleriyle bir araya gelip, gezegen için ortak bir konsorsiyum kurup ayrıca sempozyumlar düzenleyip ülkeler ve bünyelerinde istihdam ettikleri şirketlerle bu olayın ciddiyeti üzerine vurgular yapılmalıdır.. Bunun yanında uluslar, kendi coğrafyalarının en az %50 – 60 oranında bir araziyi yeşillendirmek ve ormana çevirmek zorunda olmalılar ve bunu yasalarla da sabit kılmalılar. Bunun için de olabildiğince ağaçlandırma faaliyeti yapmalıyız. Afet bölgeleri belirlenip, doğal setler, bariyerler oluşturmak, bir afet henüz gerçekleşmemişken yukarıdan uydular ve aşağıda da erken uyarı sistemleri kurmamız ve tüm bu birimleri küresel bir ağla birbirine bağlamamaya mecburuz. Bu mecburiyetimizi futbol oyunundan bir örnekle perçinleyebilirim. Kademeden düşen bir kanat oyunucusunun açığını en hızlı ve tkili şekilde kapatan takım başarılı olur. Bizde küresel bir ağ ile bağlandığımız sistemde, bir ülke, bir şehir veya bir bölge de herhangi bir afet söz konusu olduğunda, en hızlı ve en etkili sonucu verecek aksiyonu eyleme geçirmeliyiz.
Bunlar yeterli mi peki, kısmen belki ama hayır, yetmez. İnşaat faliyetleri ranta göre değil, çevresel uyum göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir. Gerekiyorsa nehir, dere yatakları değiştirilip, bataklıklar kurutulmalıdır. Ve bunlar kesinkes resmi ve devlet kontrolünde yapılmalıdır. Denetim şirketlerinin insiyatifinde değil. Tüm bunlar için bilimsel ve teknik faaliyetlerden yararlanacağız. Herhangi bir afet öncesinde ve sonrasında onunla başa çıkabilmek için neler yapılabilir, bunun üzerine eğitim ve toplumsal bilinçlendirme çalışmaları yapacağız. Ve küresel ağımız aracılığıyla, bilgimizi ve deneyimlerimizi diğer devletlerlede paylaşacağız.
Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz; Bu sorunlar, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, anormal mevsim değişimleri, buzullarda ki erime ve önümüz de bize doğru gelmekte olan buzul çağı... Asla yalnız başımıza çözülemeyeceğini anlamamız gerekiyor. Hem de en acil bir şekilde.
S8:
İklim Değişikliği:
Yerküremizin iklimi, dünya varolduğu zamanlardan beri sürekli değişmiştir. Bu küçük veya büyük değişiklikler genelde, Güneş'in yaşadığı değişimler veya dünya gezegeninin yörüngesel farklılıklarından kaynaklanıyordu. Lâkin son yıllarda bilim insanlarının yaptıkları ölçümler ve araştırmalar sonucunda bu ısı değişiminin gezegenin veya güneşin oluşturduğu durumlardan değil, bizzat insan iktivitelerinin bir sonucu olduğunu gördüler.
Aslında Dünya'yı insanların yaşayabileceği bir sıcaklıkta tutan şey, tek başına Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığı veya çok sıcak olan Venüs ile çok soğuk olan Mars'ın arasında kalması değil aynı zamanda atmosferimizin de kalınlığı çok önemli bir etkendir. Sera etkisi dediğimiz olay ise Güneş'ten gelen ışınların atmosferden geçip yeryüzüne çarparak yayılması ve içeride kalan ısı ile gezegenin ısınmasıdır. Atmosfer ne kadar kalınsa gezegen de o kadar fazla ısınır. Peki bu fazla ısınma küresel anlamda gezegene nasıl sorunlar yaratır?
En başta buzulların erimesi ile başlar süreç. Sonra yağmur miktarlarında ki artış kendini sağanak halinde gösterir. Bunu müteakip denizlerdeki su düzeyinde aşırı yükselme, fırtına ve sellerin artması gelir. En sonunda da tundraların eriyip, buharlaşma miktarında ki artış gezegeni kuraklığa ve çölleşmeye sürükler.
Peki gezegeni korumayı nasıl başarırız? Bir üst yazımda da belirttiğim gibi, sivil toplum kuruluşları ve devlet siyaseti ile halkı atmosfere verilen zararlara yönelik biliçlendirecek atılımlar yaparak başlanabilir. Bizler son 200 yıldır fosil atığı denen petrole bağımlı bir gezegen olduk. Bunu tersine çevirmek için hidrolik enerji ihtiyacımızı doğal enerji kaynaklarımızla değiştirmeliyiz. Gezegenimizde bolca bulunan, güneş, rüzgâr ve jeotermal enerjiler gibi yenilenebilir, dönüştürülebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz zorunludur. Her ülkenin bunu yapmaya gücü var. Küresel ısınma ve iklim değişikliği sorununa sadece yüzeyden dokunan ve 178 ülkenin katıldığı Kyoto protokolü çerçevesinde, salınım oranları yeniden güncellenerek her ülke mevcut salınım oranlarını azaltması konusuna, tüm ülkelerin vereceği destek ile inanıyorum ki; arzulanan temiz enerjiye ulaşılabileceğiz. Ve en önemli konu ise Boş arazilerin kesinlikle ağaçlandırılması ve onları yangınlara sebebiyet veren her türlü etkenlerden korumaktır.
Asgardia'nın da önerdiği üzere gelecek yıllarda bir uzay kalkanı projesine benzer bir proje üretebiliriz. Bir gökyüzü kalkanı. Bulut ekme yöntemiyle yağmur yağdırabiliriz. Yağmuru çok olan, sel ihtimalinin çok yüksek olduğu yerleşim birimleri üzerinde, gökyüzünde patlatılacak bir seri bombalar ile yağmurun önünü kesebiliriz. Kasparian şimşeğinin bir üst modeli 2012 de başarılı sonuçlar verdi. Bu yöntemle yıldırımları emebilir, hatta onları enerji olarak depolayabiliriz. Benim burada en büyük endişem, yaratılan her teknolojinin, potansiyel olarak silaha dönüştürülebilmesidir. Adı uzay kalkanı olsun veya gökyüzü kalkanı ya da kasparian şimşeği... Bu yüzden tüm ulusların birleşmesi kaçınılmazdır.
Yerel yönetimler bu konuda neler yapabilir. Yaşanılan kentteki bina ve caddeleri beyaza boyamak, siyah asfalttan daha serin tutacak olan gri boya ile boyamak uzun vadede pozitif bir etki yaratacaktır. Kısa vadeli sonuçları ise klima çalışma süresi ve derecesi kısaltılarak faturaların daha az ödenmesi sağlanabilir.
Bir çözüm daha var. Daha etkili ve kesin sonuç veren. Küresel anlamda çözüm. Sistemi değiştirmek. Dünya ekonomik sistemi, tüketim temelli bir sistemdir. Tüketime yetişebilmek için ise sürekli üretmek gerekiyor. Ve bu ikisi arasında oluşan dengesizlik kendisini bir çok kaos olarak açığa vuruyor. Kâr bazlı ve tüketim temelli bu sistem değişirse, hepimizin evi olan bu Dünya'yı da kurtarmış oluruz.
S9:
Ekonomi:
Ekonomik büyümeyi ve gelişmeyi teşvik etme ve sürdürülebilir kılma, içinde yaşadığımız çağın belki de en büyük sınavıdır. Bizler, bu adı geçen çeşitli hükümet organları ve özel kuruluşlar aracılığıyla, ulusumuz bünyesinde, gelecek vaad eden iyi iş fikirlerinin önünde ki finansman engelini aşmak, ekonomimizin ve girişimcilerimizin büyümesini desteklemek için öncelikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri kalkındırmamız gerektiğine inanıyoruz. Daha büyük kârlar elde etme adına büyük firmalar üzerine odaklanmak sadece tekelleşmeyi sağlayacağı gibi, bir süre sonrada toplumumuzda büyük düzey farklarına neden olacaktır. Bu da eşitlikçi ve özgür bir ulus kavramımıza ters düşer. Bu yüzden devlet veya kurumsal bazda yatırımcılar, ortalama 5 yıl içerisinde yatırımlarının geri döneceğine inandıkları projeleri destekleyip, girişimcilerine yine ortalama yüzde 50'ye varan (hatta çok özel şartlarda bu oran yukarı da çıkabilir) yatırım yapabilirler.
Destek araçlarının arttırılması
Enerji de kredi ve teşvik desteği
Gümrük vergi muafiyeti
Yatırım yeri ve tahsisi
Ama asıl soru henüz sorulmadı. Amerika ve Avrupa'daki ülkeler gibi gelişmiş ve sanayileşmiş ülkeler, boğuştukları finansal ve ekonomik krizlerde, kendi ekonomilerini bile büyütmekte zorlanırken bunu Asgardia olarak biz nasıl başaracağız?
Asgardia nüfusuna baktığımız zaman %60'ının 30 yaş ortalaması olduğu görülür. Gelişmiş bir ekonomiye nazaran yeni kurulan bir ülke olduğumuz gerçeğine de değinirsek, yıllık ortalama büyüme hızımız %7'nin altına düşmemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde yoksulluğu azaltarak kişi başına düşen milli geliri iki katına çıkarabiliriz. B.M.in yapmış olduğu istatistikleir göz önünde bulundurulduğunda, dünya nüfusu önümüzde ki 80 yıl içinde 11 milyara ulaşması öngörülüyor. Artan nüfus oranı beraberinde içme suyu, mineraller, enerji konusunda endişeleri de beraberinde getiriyor.
Kapitalizm özü itibariyle, sermaye ve diğer ticari sistemlerin devletin değilde özel sektörün eline bırakılmasıdır. Peki kapitalizmi tekrardan özel şirketlere değil de, kendi devletimize yani Asgardia'ya nasıl uyarlarız? Sonra da ekonomik büyümeyi ve toplumsal sorunları ortadan kaldırmak için bu vahşi kediyi nasıl sorun yaratan değil de sorun çözer hale getirebiliriz? Burada Özel sektörü, sadece kâr amacı güden bir yapıdan, sosyal hayatın içinde ki programların temin edilip oluşturulması konusunda daha çok rol almasına ikna edebiliriz.
S10:
Sosyal Destek:
Herşeyden önce belki de ilk aşamada önem arz eden konuların başında geliyor sosyal programlar ve topluluk oluşturma. Burada amaç; ilk başta sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıkların, birleştirici unsurlarını keşfetmek ve bunları yaratıcı bir şekilde kullanmaktır diyebiliriz. Nasıl ki her toplum bireylerden oluşur, biz de her bireyin, kişisel dezavantajlarının azaltılarak veya ondan tümden kurtulmasına yardım ederek toplumla bütünleşmesini ve sosyal hayata katılmasını sağlayacağız. Ayrıca bizim başından beri yapmış ve halen de yapmakta olduğumuz gönüllülük bilincinin arttırılması ile toplumda ki her bireyin, gözlemci rolünden alınıp katılımcı pozisyonuna getirilmesi hedefleniyor.
Kendimize klüpler kuracağız. Asgardia Sanat Klubü, Fen ve Teknoloji Klübü, Asgardia Edebiyat Topluluğu, Biyoteknoloji Klübü vb. Sonra onların alt klüpleri de olacak. Sanat Klübünün alt kolu olan, Resim ve görsel sanatlar topluluğu gibi. Edebiyat, felsefe klüpleri gibi. Eğitilecek, eğitecek... Böylelikle ulusumuzda ki her birey kendisini bu tolumun bir parçası kılan o ruhu yine kendisini özgür hissedeceği bir alanda bulacak. Bu toplumun gerçek anlamda bir bireyi olacak.
7 –
Son Sözlerim
ASGARDIA, GELECEK'TİR... ASGARDİA, UMUT'TUR... VE BİZ ASGARDIA'YIZ...
8 -
Bana Nasıl Ulaşabilirsiniz ?
Kişisel sayfa linkim aşağıdadır
https://www.facebook.com/kudret.senbil.5
Sadece Asgardia Vatandaşlarının Bulunduğu Sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderes.senbil.31
Asgardia.Dünyanın İlk Uzay Ülkesi adındaki sayfam
https://www.facebook.com/kudretmenderessenbil/notifications/
9 -
Sloganımız
BİZ GELİYORUZ. GELECEĞE HAZIR MISINIZ?
Herkese Merhaba!
Bugün sizlerin karşısında konuşabilme fırsatı bulduğum için çok şanslı bir adam olmalıyım. Asgardia CIVIC yetkililerine şükranlarımı sunuyorum asgardia'ya gönderiyoruz. ...
Herkese Merhaba!
Bugün sizlerin karşısında konuşabilme fırsatı bulduğum için çok şanslı bir adam olmalıyım. Asgardia CIVIC yetkililerine şükranlarımı sunuyorum asgardia'ya gönderiyoruz. Ve sizlerinde huzurlarınızda, hem siz Asgardia Vatandaşlarını hem de Asgardia'yı bu seviyeye getirebilmek adına çalışan, çaba gösterip değerli Parlamento adaylarımızı, bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Buradayım. Çünkü önümdeki geleceği görüyorum.
Buradayım. Çünkü onu beynimdeki bir nöron deli gibi titreşiyor.
Buradayım. Çünkü herşey bir seçimle başlar ve bende bir seçim yaptım. Bu konu hakkında bir kitap yazabilirim. Ama özet geçmem gerekirse, ilk gençlik yıllarımda çok inatçı, bildiği bildik, kimsenin yol gösteresine izin vermeyen bir gençtim. Aslında o çılgın yaşlarda dünyayı değiştirmek istiyordum. Sonraları içimde, o deli fırtınanın tam ortasında bir uyumla arama ihtiyacı hissettim. Zira bu inatçılığım, insanı, doğayı ve yaşamı algılama özelliği gözlerime. Kendimi değiştirmeliydim. Zamanla daha uyumlu olabilme adına bir çok kaynaktan beslendim. Kitaplardan, seyahatlerden, meditasyonlardan, ihtiyarlardan geleceğin senaryoları, hem kendimin hem dünyanın. Ama en çok da kayıplarımdan.
Bütün bunlara ve düşünce işlemlerin süzgecinde sanırım kendi içimde az da olsa birşeyleri başardım. Ve bu değişimi, en olumlu şekilde, yaşam için değerli bir ülkü için paylaşma adına buradayım. Değiştirebileceğim şeyler veya değiştirebileceklerimiz, insanların yaşamlarına mutluluk verecekse, enerjimi bu uğurda tüketmeye hazırım. Bir düşünün, bir yaşam yerine, seçenekler arasında, özgürce seçimler yaparak yaşanan bir hayatı tercih ettim. Asgardia ile. Asgardia ile. Asgardia ile.
Artık o farkı nasıl yaratabileceğimi biliyorum...
Herkese Merhaba!
Bugün sizlerin karşısında konuşabilme fırsatı bulduğum için çok şanslı bir adam olmalıyım. Asgardia CIVIC yetkililerine şükranlarımı sunuyorum asgardia'ya gönderiyoruz. ...
Herkese Merhaba!
Bugün sizlerin karşısında konuşabilme fırsatı bulduğum için çok şanslı bir adam olmalıyım. Asgardia CIVIC yetkililerine şükranlarımı sunuyorum asgardia'ya gönderiyoruz. Ve sizlerinde huzurlarınızda, hem siz Asgardia Vatandaşlarını hem de Asgardia'yı bu seviyeye getirebilmek adına çalışan, çaba gösterip değerli Parlamento adaylarımızı, bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Buradayım. Çünkü önümdeki geleceği görüyorum.
Buradayım. Çünkü onu beynimdeki bir nöron deli gibi titreşiyor.
Buradayım. Çünkü herşey bir seçimle başlar ve bende bir seçim yaptım. Bu konu hakkında bir kitap yazabilirim. Ama özet geçmem gerekirse, ilk gençlik yıllarımda çok inatçı, bildiği bildik, kimsenin yol gösteresine izin vermeyen bir gençtim. Aslında o çılgın yaşlarda dünyayı değiştirmek istiyordum. Sonraları içimde, o deli fırtınanın tam ortasında bir uyumla arama ihtiyacı hissettim. Zira bu inatçılığım, insanı, doğayı ve yaşamı algılama özelliği gözlerime. Kendimi değiştirmeliydim. Zamanla daha uyumlu olabilme adına bir çok kaynaktan beslendim. Kitaplardan, seyahatlerden, meditasyonlardan, ihtiyarlardan geleceğin senaryoları, hem kendimin hem dünyanın. Ama en çok da kayıplarımdan.
Bütün bunlara ve düşünce işlemlerin süzgecinde sanırım kendi içimde az da olsa birşeyleri başardım. Ve bu değişimi, en olumlu şekilde, yaşam için değerli bir ülkü için paylaşma adına buradayım. Değiştirebileceğim şeyler veya değiştirebileceklerimiz, insanların yaşamlarına mutluluk verecekse, enerjimi bu uğurda tüketmeye hazırım. Bir düşünün, bir yaşam yerine, seçenekler arasında, özgürce seçimler yaparak yaşanan bir hayatı tercih ettim. Asgardia ile. Asgardia ile. Asgardia ile.
Artık o farkı nasıl yaratabileceğimi biliyorum...
Tüm Asgardiyanları oy kullanmaya davet ediyorum!
Tüm Asgardia'lıları oy kullanmaya davet ediyorum!
Tüm Asgardiyanları oy kullanmaya davet ediyorum!
Tüm Asgardia'lıları oy kullanmaya davet ediyorum!
Uluslararası farklılıkları nasıl giderebilirizin adıdır ASGARDİA ...
Sürdürülebilir enerji kaynaklarını nasıl daha etkin kullanabilirizin adıdır ASGARDİA ...
...
Uluslararası farklılıkları nasıl giderebilirizin adıdır ASGARDİA ...
Sürdürülebilir enerji kaynaklarını nasıl daha etkin kullanabilirizin adıdır ASGARDİA ...
Teknolojiyle yaşamı ve insan hayatını nasıl değiştirebiliriz ??
Bir cevaptır ASGARDİA..
Bugün kendimi harika hissediyorum. Sabah uyandığımda aklıma ilk alındı düşünce "Dünyanın yüz yüzlerce ülkesinden binlerce insan tek bir amaç ve tek düşünce etrafında toplanıyor, bu ne güzel birşey" dedim kendime ...
Bugün kendimi harika hissediyorum. Sabah uyandığımda aklıma ilk alındı düşünce "Dünyanın yüz yüzlerce ülkesinden binlerce insan tek bir amaç ve tek düşünce etrafında toplanıyor, bu ne güzel birşey" dedim kendime ...
Sınıfsal ve ekonomik ayrılıklarımızı, dini ve etnik farklılıklarımızı düşünmeden ortak bir gelecek, daha mutlu ayrılıklarım için birlikte hareket etmek ... İşte Dünya'nın ihtiyacı olan şeyde tam olarak bu ...
O geleceğin, o düşün adı, Asgardia'dır...
Gelişmiş yabancı bir medeniyete ait olan düşünülen devasa bir yapı keşfedildi!
NASA'nın uzay araştırmaları son hız iler ederken, Kepler teleskobu tarafından herkesi şaşırtan bir keşif yapıldı. ...
Gelişmiş yabancı bir medeniyete ait olan düşünülen devasa bir yapı keşfedildi!
NASA'nın uzay araştırmaları son hız iler ederken, Kepler teleskobu tarafından herkesi şaşırtan bir keşif yapıldı. Kepler teleskobu gelişmiş bir medeniyete ait olan düşünülen, devasa uzaylı yapıları keşfetti!
Kepler Teleskobu, gelişmiş yabancı bir uygarlık keşfedildi iddia edilen, heyecan verici, yabancı bir medeniyetin inşa edildi devasa bir yapıyla karşılık karşılaştı.
Bildiğiniz üzere Kepler teleskopu sadece uzak yıldızların etrafında dönen küçük, kayalık gezegenleri araştırmakla kalmıyor, aynı zamanda yıldızların üzerindeki lekeleri, yıldız parıltılarını ve gezegenin sahip olduğu halkalar gibi birçok ilginç uzay olayını da bulup, keşfedebiliyor.
Dostlarım ...
Tüm Yurttaşlar ... ...
Dostlarım ...
Tüm Yurttaşlar ...
Duyun Sesimi, kulak verin söyleyeceklerime. Doğuya sesleniyorum, Batıya sesleniyorum! Güneye ve Kuzeye. Ve ikisinin arasında kalan tüm uluslara sesleniyorum ...
Asgardia'nın şemsiyesi altına gelin.
Toplanın bin yılların yeniçağının yıldızları altında ... Şu bir gerçek ki;
Asgardia'ya inanç en temel bağlılığımızdır.
Her birimizin değişik inançları ve bu inançları temelledirdiği farklı inanç sistemleri var. Eminim ki yaşam alanınızın her bir noktasında görmüş ve hâlâ da görmektesinizdir ki, hayatın içi inandığı gibi yaşamayan, inandığı gibi yaşayıp da ona uygun hükmetmeyen insanlarla dolu.
Dünyaya kılavuzluk eden bilinçtir. Ve Asgardia bu bilincin bir üst basamağıdır. Geleceğin toplumunun temelini bugünden atmak istiyorsak, inanmanın tek başına yetmediği bu çağı gözlemlemiş olmalısınız.
Aday arkadaşlarım,
YOLDAŞLAR,
Liyakat ile hizmet edip geleceğin ulusunu inşa etmek için, tek başına Asgardia'ya inanmak yetmez. ASGARDIA'yı yaşamamız da gerekir.
Biz o günleri göremesek bile, gelecek nesil bizden daha çok bilimsel düşünen, bizden daha fazla anlayan ve anlatan olacak. Çünkü bizim neslimizi biz, ona göre yetiştireceğiz. Günü kurtaracak bilinçleri değil, yarını yaratacak, yarını kurtaracak bilinçler yetişecek ... Gerçek bir Asgardia'lı olma bilinci ile ...
Sizleri Asgardia'ya, inanmaya davet ederek, sonradan havarisi olacağınız fikir tarafından hipnotize edilmiş kimselere dönüştürmek değildir amacımız. Bu, tek başına inancın sonucudur. ASGARDIA'yı yaşayın. Yaşayan ASGARDIA olun.
Yolumuz barış ve hoşgörü olsun. Korkmayın değişimden ve değişmekten ... İçimezde yenmeye mecbur olduğumuz her bir duyguyu, imkânsızlıkları, muhteşem ızdırapları bir kenara atarak, inanın ve yaşayın. Dünya, biraz ısrar ve biraz daha kararlılık ile nice çaresiz görünen yenilgileri, görkemli bir başarıya dönüştürmemiş midir? Hayat ve tarih bunun sayısız örnekleri ile dolu değil midir?
Kardeşlerim, birkaç zaman öncesine kadar, hiçbirimiz böyle bir dünyanın içinde bulunacağını hayal bile edemezdi.
Şimdi neredeyiz, neler başarmışız bir bakın.
Bunun için ne yaptık nelere sahiptik?
Kapıdan içeri girdiğimizde bir telefon, tablet veya bir PC'miz var ama beraberinde kocaman bir hayale sahiptik.
İşte tüm bunları başarmamızda etken olan şey tam olarak buydu.
Hayallerimizin büyüklüğü!
Sizi bulunduğunuz yerden buraya getiren o görünmez köprü, her neyse yıkın onu, kesin iplerini ve yaşadığımız dünyaya, hayatımıza, kendimize ve yaşam kalitemize ve geleceğe iz bırakmak için birlikte var gücümüzle çalışalım.
Her birinizi İnancın gücü ve Işığın Sonsuzluğu ile Kucaklıyorum...
BİR ASGARDİA BELGESELİ
Sevgili Asgardia Yurttaşları ...
Bugün, burada sesimizi ulaştırabildiğimiz ve ulaştıramadığımız tüm vatandaşları "Asgardia Türkiye" adına sevgi ve ışık ...
BİR ASGARDİA BELGESELİ
Sevgili Asgardia Yurttaşları ...
Bugün, burada sesimizi ulaştırabildiğimiz ve ulaştıramadığımız tüm vatandaşları "Asgardia Türkiye" adına sevgi ve ışık ile selamlıyorum.
Hepiniz Hoşgeldiniz ...
Her birimizin hayatında dönüm noktaları olmuştur.
Bazen inancımızı kaybetmiş, bazende dış etkenlerin duygusal çekiminde kalmışızdır.
Ve birçok kez doğru seçmek reddetmiştir içmek.
Aklımız ve mantığımız bunun doğru olduğunu bildiği halde yine de şiddetle, kimi zaman çaresizce reddetmiştir.
Peki "neden" ???
Çünkü o yol zor olandı.
Çünkü onu zorla "kork" ona korkuttu ...
Biz de bu birliktelik tüm bu güzel yürekli insanlarla beraber böylesi dar ve zor bir yola girdik.
Bilinçlerimizin inançla sınandığı bir yola.
Ne olur, ona ilerleyen çizgiler değineceğim.
Lâkin tam da bu anda dikkatlice şu noktaya çekmek isterim.
Tarihler boyunca dünyaya yön verici, yaşamın ve tarih akışının etki eden kişiliklerin hepsi aynı ve dar olan yoldan yürüdü.
Yapamazsın dediler, güldüler, taşladılar hatta öldürdüler.
Galileo Galilei'nin neden hatırlayacağı yargılandığını.
Batlamyus'un dünya merkezli gökbilimi yerine Kopernik'in görece gökbilimini savunduğu için.
Evrenin sonsuzluğunu ve eşdünyamını yaşamak, dünyadan başka yere gitmek ve Roma'da diri diri yakılarak öldürülen Giordano Bruno'yu anımsayın.
Alman İmparatoru 2 'nci Wilhelm'in ilk otomobil fabrikası ve arabaları için 1905'te söylediğim şu söyleme kulak verin.
"Bu mücadeleden atın galip çıkacağına inanıyorum, otomobil geçici bir heves olacak" ifadelerini kullandı.
Şimdi Alman otomotiv sektörü geldiğimiz nokta hepimizce malûm ...
Siz 1903'te banka kredisi talep eden Henry Ford, otomotiv sektörü geleceği konusunda ekspertiz raporu veriyor banka müdürünün şu sözünden sonra kendini o "dar" ve "zor" olduğu için yolun içinde kalan düşünüp geriye dönüp gitseydi, Bugün Ford'a bir otomobil markası olmayacaktı.
"Herzaman'da kullanlacaklar, bir de moda olabilirler."
Şimdi bu marka ilk üretildiği 1908'den 1930'a kadar 16.5 milyonun üzerinde satarak o zamanın şartlarına göre inanılmaz bir başarıya imza attı.
Hepimiz bir Hollywood filmi başladığında yapımcı şirketin logosunda yazan şu ismi biliriz.
"Twentieth Century Fox"
Peki bu devasa şirketin başkanı Daryik Zanuck'ın televizyonunda söylediği şu sözü hatırlamakınız var mı?
"Televizyonda en geç 6 ay içinde piyasadan siliniyor." İnsanlar her akşam böylesi bir kutuya bakmak istemezler. "
Uçak, bilim, internet, fizyoloji, denizaltı, mikroçipler, hatta ve hatta Einstein için bile ne acımasız yorumlar, yargılar yapılmış hepimizce malûm ...
Peki şimdilerde dünyanın dört bir yanından binlerce insanın uzay vatandaşlığı elde etmek için sıraya girdiği, uzayda 'Asgardia' adlı bir ülke kurmayı hedefleyen bu büyük proje nedir?
Uzayda hayat var mı?
İnsanoğlu uzun zamandır bu soruya cevap arıyor.
Bilim insanları bu soruya henüz net bir yanıt bulamamış olsalarda kimi zaman çılgın projelere imza atmıyorlar da değil.
lSS, mars biri, X alanı bunlardan sadece birkaçı.
İşte bu projelerden biri de ASGARDİA
İlk 12 Ekim 2016'da Paris'te Düzenlenen Bir konferansta Dr. İgor Ashurbeyli Tarafından duyurulan mitolojisi ettik Adını İskandinav ettik İron man isimli filmden tanıdığımız Thor karakterinin ülkesi Olan Asgard dan alan bu proje ile ilk uzay ülkesinin kurulması hedeflenmişti .
İlk 100 saat içinde 100 bin vatandaşlık başvurusu ile inanılmaz bir rekor kırarak adını daha o dakika tarihe yazdırmıştı.
Şu an itibariyle ülkelere farklı ülkelerden yüzbinlerce insan, dünyanın yörüngesinde kurulacak olan uzay istasyonundan vatandaşlık elde etmek için sıraya girmiş durumda ...
Igor Ashurbeyli ve mimarları Rumen, Rus, Uzay ve Uzay Araştırmaları Merkezi'nin kurucusu , Kanadalı ve Amerikalı bilim insanları oluyor bu aynı zamanda meteor, uzay çöpü ve diğer birtakım uzayla ilgili tehditlere karşı dünyayı korumaya çalışacak.
Asgardia'nın vazgeçilmezi bir şey değil mi? "" Asgardia'nın vatandaşları sadece bir başka ülkede yaşıyor olacaklar. "Dedi. Bu bayrak," Yeryüzündeki diğer ülkelerin kısıtlamalarından tamamen bağımsız, özgür bir ortam "sloganıyla kurulması planlanıyor. Bayrağı, İgor
Ashurbeyli, Asgardia'lı olmak isteyen kişilerin, yeryüzüne ait vatlanstanlıklar vazgeçmek zorunluluğun üstesinden gelmek için sabırsızlıkla beklenmedik. olmacağını belirtti.
Asgardia teknik bir anlam ifade eder, aynı zamanda bir laboratuvar değil tıpkı Türkiye, ABD gibi bir ülke olmayı hedeflediğini de sözlerine eklemek gerek.
Peki neden Asgardia ??
Ramazan ayıraçları bir konuşmayla damga vuran Araştırmacı Ram Jakhu'ya kulak verelim.
Yine optimistik bir tavır sergileyerek, "Daha küçük bir yapı için bir zamanlar orada yaşayan, çalışan bir topluluk olmayın, bir millet olmaya başlayacağız."
ifadelerini kullandı.
Yapıcı olarak bir ilki gerçekleştirmenin yanı sıra öncelikle bu kültürel bir devrimdir.
Insanlığın başlangıcının afrikadan tüm dünyaya yayıldığını düşünecek olursak, büyümek, gelişmek ve terketmek doğamızda var.
İşte gelişim sürecinde yaşanan her türlü yozlaşmak doğallık olarak dünyadaki maden ve doğal kaynaklar tüketeniyor.
Tabiki benzin, demir, alüminyum ve diğer metaller tümüyle tükenmez ama ekonomik değerini kaybedecek kadar azalıyor.
Kendini yeni sistemler ve kaynaklar yaratmak zorundayız.
İşte bu noktada Asgardia bizim çözümümüz olumlu.
Yeryüzü'ndeki diğer ülkelerin kısıtlamalarından tamamiyle bağımsız, özgür bir ortam sunuyor.
Asgardia'nın özü "Uzayda Barış" tır.
Amacımız Dünya'da yaşadığımız çatışmaların uzaya taşınmasını önlemek.
Her zaman bir insanlığa hizmet etmek için tanımlanabilecek bir felsefi yaklaşımımız var.
Yani, uzatılan insanlığın bir aynası olarak Noosphere 'dijitalize etmek, bunu yaparken de dil, din ve ayrımını ayrılıyorum geride bırakmaktır.
Günümüzde, günümüz uluslararası kanunları ile çözülememektedir.
Amacımız uzay kanunlarının orman kanununa dönüşmesini engellemek dir.
Asgardia dünya politikası ile ilgilenmez, uluslararası kanunlar ve jeopolitiğin yerini evrensel uzay kanunu ve astropolitika almalıdır.
Oluşumun bilimsel ve teknolojik yönü şu üç kelime ile betimlenir: Barış, erişim ve koruma.
İlki uzatmak için barışçıl amaçlar için kullanılacak.
İkincisi Dünya'yı uzaydan gelebilecek tehditlere karşı korumaktır.
Bu tehditler 7 adettir: magnetosfer değişiklikleri, asteroidler, insan yapımı yurt kirliliği, iklim değişikliği, kozmik radyasyon ve meteoridler tarafından gelebilecek mikroorganizmalar.
Üçüncüsü ise, uzayda askeri olmayan ve herkese açık bir bilimsel veri tabanı oluşturmasıdır.
Bir Asgardia Vatandaşı gibi, kenarda durup olanları seyrediyormuş ve sadece bir gözlemciymişsiniz gibi hissetmek çok kolay.
İnsanlara olayların içerisine girmek ve bir sürü vermek istiyorlar ama kendilerine hükümete katılmaya adamak için gerekli zaman ya da kaynaklara sahipleri.
Ancak, bu mazeretler gerçeklerden bu kadar da uzak olamazdı.
Asgardia vatandaşları bu projenin tam ortasında yer alıyorlar.
Asgardia'nın en önemli parçaları Asgardia vatandaşlarıdır.
İnsanlar için bir ulus hiçbir şeydir!
Asgardia'nın seçim işlemleri sizin için dikkatinize gerekenacı var.
Sizler için çalışmak ve hepinizin hayallerini kurmak Asgardia'yı inşa etmek isteyen, ancak oylamaya yeterli seviyeye katılmayanlar nedeniyle çok fazla mücadele eden Parlamento seçimleri için adaylar da var.
İşte tam nokta benim de kalbim pır pır atıyor, kanım damarlarımdan taşıyor.
İşte bu noktada kenidimi o ilk başta sorduğum "neden" sorusunu cevaplarken buluyorum.
Çünkü daha iyisini yapabileceğimizi biliyorum.
Herkes için bir dünya, rahat ve güvenli bir gelecek, gelecekte kaygısı olmadan geleceğe miras bırakabileceğimiz çocuklarımız ve herşey için.
Asgardia'yı şekillendirebilirsiniz. Biz geleceği şekillendiriyoruz.
Asgardia'yı daha iyi yapabilmek için farklı bakış açılarına sahip farklı adaylar var.
Sizlerin bakış açılarını temsil edebilecek bir adaya oyun bana bir gelişmek için mükemmel bir yol olacak.
Bunun için yapmanız gereken tek şey profil bilgilerinizi güncelleyerek, belli ki adaylıkları silenen adaylara oy veren vatandaşlarımız varsa yeniden oy verme hakları ve şansları neler değerlemesidır ...
Şimdi gelelim en çok cevap aranan iki vursun sorumuza Uzaya gidecek miyiz / Uzay istasyonu kurulacak mı?
Pasaport ve kimlikleriniz olacak mı?
Hayır, ya da büyük ihtimalle hayır.
Şu ana kadar Asgardia'nın uzaya uydu fırlatma ve tüm dünya insanları ilk uzay ulusu olarak birleştirme planları vardır - ama şu an herkesi uzaya taşımak mümkün değildir.
Bu nedenle şimdilik Asgardia'lıları uzaya göndermak için bir plan yoktur.
Kimlik kartları ise, kimlik kartları ve nihayetinde pasaportlar olacak, kimlik kartları ve nihayetinde pasaportlar olacak.
Bu işlem çok hızlı gerçekleştirmeyecektir.
Yapılan gereken şeylerin;
işe yaradığından ve evrensel olarak çalıştığından ve güvenli olduğu ve bu modern dünyada tamamen emniyetli olması için, çok titizlikle ve tekrar tekrar yapılacaktır.
Kendilerine gerçek kişi olarak tanımlayıp, Anayasa'ya oy vermiş olanlara, kimlik kartı ve pasaport verilmesi mümkün olacak.
Şu anda çevrimiçi olan sistemimizde, insanların gerçekleri ve kontrolü için bir dizi kontrol mekanizmamız var.
Budur nedenlerinden biri için oy kullanmaya devam et.
Geçen sefer konuşmuştum.
Fakat tekrar söyleyeceğim bilişim ekibimiz oy verenlerin aslında 18 yaşın üstündeki gerçek kişiler inanıyorum ve sadece bir kez oy kullanabildiklerini doğruluyorlar.
Bu yüzden geçerli değil oylamalar siliniyor.
Bu işlem tamamlanıp, kontrol edilip onaylandıktan ve sonuçlan yayınlandıktan sonra, oy kullanan ve onaylananlar, nihayetinde kimlik belgesi ve pasaport talep etme hakkına sahip olacaklar.
Fakat ellerindeki mevcut belgelerle kendilerini tanıtmak için kalacaklar.
Uzun süre tek bir muamele yapılacaktır.
Fakat ellerindeki mevcut belgelerle kendilerini tanıtmak için kalacaklar.
Uzun süre tek bir muamele yapılacaktır.
Fakat ellerindeki mevcut belgelerle kendilerini tanıtmak için kalacaklar.
Uzun süre tek bir muamele yapılacaktır.
Onun kıta için bir Büyükelçilik olacak.
Ayrıca Asgardia'nın temsil ettiği şeyleri felsefi ve pratik olarak temsil eder, çünkü Dünya'ya yukarıdan baktığınızda sınırları göremezsiniz.
Haritadaki o duvarları göremezsiniz.
Uzaydan yalnızca kıtaların şekillerini görebilirsiniz.
Sınırlar haritalar üzerine çizilir, sınırlar aklımızdadır.
Öyleyse, Dünya Tarihi'nde, Uzay Ülkesi olan Asgardia, birleşmiş insanlık için uzay kavramı aracılığıyla ayakta duruyor.
İş bu bağlamda Asgardia'yı piyanoda to sol notası olarak düşünebilirsiniz.
O, Da vinci'nin Mona Lisa'sının gülümseyişidir.
Asgardia koca okyanusta küçük bir balıktır.
Bir duadır, bir lotus çiçeğidir.
Ama herşeyden öte Asgardia "sen" günahı "ben" im, hergün kapısından geçtiğin esnaf arkadaşındır.
Kullandığın teknolojidir.
"GELECEK" tir Asgardia ve birgün için düşünü kurduğumuz o dünya mutlaka gelecektir ...
Herbirinizi Sevginin Gücü ve Işığı Sonsuzluğu ile Kucaklıyorum
3.NCÜ BÖLGE PARLEMENTO ADAYI
Kudret Menderes ŞENBİL
Değerli Asgardia Vatandaşları ...
Asgardia'yı diğer ülkelerden daha özel ve daha iyi yapan nedir ???
Eşitlikçi, bağımsız ve özgür olmak mı yoksa ilk uzay ulusu olma özelliği mi? ...
Değerli Asgardia Vatandaşları ...
Asgardia'yı diğer ülkelerden daha özel ve daha iyi yapan nedir ???
Eşitlikçi, bağımsız ve özgür olmak mı yoksa ilk uzay ulusu olma özelliği mi?
Elbette ki bunlar en asta gelen etkenler... Lâkin tüm ülkelerde bu saydıklarımız farklı oranda ve yüzdelerle mevcut. Dünya da, birleşmiş milletlere üye ve uluslararası ortamda tanınan 193 ülke var. Milletlere üye olmayan ve uluslararası ortamda tanımayan ülkelerle bu sayı 206 ya yükselir.
Ama hayır cevap bu da olmamalı. Dünya standartlarının çok gerisindeler, dünya standartlarının çok gerisindeler.
Ülkeler arası sıralamada Amerika da bile okur - yazarlık için% 7-10 arası hiç bilmeyen bir kesim var. Bilimde 20'lerdeler, ortalama yaşam süresinde 50'inci, bebek ölümlerinde 150'inci, işsizlikte dünya da 38'inci sıradalar. Peki ya bizde ve tüm ülkelerde, cinayetlerde, trafik kazalarında, kadına şiddette, bebek ölümlerinde ve daha sayamayacağım insan hak ve hürriyetlerinde neredeyiz dünyayla birlikte, bu oran çok daha üst seviyelerinde ...
Sevgli Yurttaşlar ....
Asgardia'yı diğer ülkelerden daha özel ve iyi üretmek tüm bu olumsuzlukların çözümünü sağlamış yeni bir anayasal düzen yatmalıdır. Sağlam bir eğitim sistemi.
Bilimde kaçıncıyız, Ar-Ge çalışmalarına ne kadar bütçe harcıyoruz, refah düzeyi ne seviyede ... OECD ülkelerinde 65 ülkeye yapılanmada araştırma geldi Fen bilimlerinde 43'üncüyüz. Matematikte 44, okuma yeterliliğinde 42 'nci, ki okuma diyorum, kendi diliyle okuma ve okuduğunu anlama da 42'nciyiz, genel sıralamada ise 45'inciyiz.
Sevgili Yurttaşlar, bu yaanlar mı geleceğe taşıyacak, o oranlar mı gelecekte düşünü kurduğumuz o ülkeyi ve dünyayı yaratacak. Teknolojinin her türlü nimetlerin hayatımıza girdiği, refah ve bolluk seviyesinin üst düzeyde olduğu ve insanların gelecek kaygısı gelecekteki yaratıcılıklarına odaklandığı o dünyayı bu oranlar mı gelecek nesillere sunacak.
Bizi yaratan, Asgardia'yı diğer ülkelerden daha özel ve iyi üreten şey bilimi ve teknolojiyi nasıl kullandığımızı ve tüm saydıklarımla beraber dünyadaki yerimizdir. Ancak bu şekilde mutlu, ekonomik kaygısı olmayan, geleceğe güvenle bakan nesiller yetiştirip, her türlü ayrımcılıktan kaynaklanan savaşların yaşanmadığı, insanların diline, dinine, mezhebine, ırkına, cinsiyetine ve sosyal statüsüne bakılmadan hür ve paylaşım bir dünya kurabilir ve geleceğe miras bırakabiliriz. ..
Bu yazıyı buraya kadar okuma sabrı gösteren herkese teşekkür ederim. Ve bu konuda düşünün, büyük onur duyarım. Sen de parlemento adaylık profilleri ve düşünce sizlerin yönlendirusundaysa oynamayı esirgememenizi rica edeceğim.
https://asgardia.space/en/elections/candidates/Turkish/21457/
Her zaman sevgi ve ışık ile kucaklıyorum ...
3'üncü Bölge Parlemento Adayı
Kudret Menderes ŞENBİL
Sevgili Asgardia Yurttaşları ...
Bu düşü görenler ve ona yürekten inanan sizler ...
Bu satırlar buluştuğumuza göre siz bana değil ben size hoşgeldim. ...
Sevgili Asgardia Yurttaşları ...
Bu düşü görenler ve ona yürekten inanan sizler ...
Bu satırlar buluştuğumuza göre siz bana değil ben size hoşgeldim. Tam da bu sebep ile sizlere "Hoşbuldum" dememe izin verin lütfen ...
Bir buluşma, bir nefes olabilmek, sesinizi sesim yapabilmektir. Muhakkak Sustuklarınız da benim özlemlerimdir. Seslerimizi, özlemlerimizi ve düşlerimizi birleştirme adına buradayız.
Bu şanlı ülkun karşısında bir politikacı nidasıyla hitap etmek istemiyorum. Zira politikacıların sorun çözme konusunda ki yetkinsizlikleri aşikar.
Bu ulusun bir vatandaşı olarak yine bu ulusu vizyon ve misyon olarak geleceğe taşıyabilmek için birlikte yapılacaklar kararlaştırmak ve bu kararı kendi ulusumuz adına parlementoya taşıyabilme adına izninize başvurmak için bulunuyorum ..
Projelerinizi ve projelerinizi özgürlükçü ve saygı çerçevesinde onun daim tartışabiliriz. Şu bir gerçek ki; hiçbirimiz hepimizden daha akıllı değildir ... Bu konularda ilginizi çığırtın, sizi oy vermeye davet edebilir miyim?
https://asgardia.space/en/election/candidates/Turkish/21957/
Bu linki kullanarak profil profili gezebilir ve beni bir nebze olsun tanıyabilir, tanışabiliriz ... Sizden düşüncelerim sizlere ve mantalitenize uygun ki sizden istirhamım oyunuzu vermenizdir.
(Yalnız ilk bölümü site ingilizceden kötü bir çeviri yapmış devam eden satırlarda Türkçe olan bölümü okuyabilirsiniz)
Asgardia'nın değerli yurttaşları,
Sizler, Parlementoya adaylığını koyan bilge yoldaşlar ... Ve bu düşü bizlerle birlikte yürekten duyumsayan ve paylaşan Asgardia'nın cesur vatandaşları ...
Sözlerimin ulaştığı herkesi, bir bireyi sevgi ve saygıyla kucaklıyorum ...
3üncü Bölge Parlemento Adayı
Kudret Menderes ŞENBİL
Bir düşünce, eğer en başta saçma görünmüyorsa, o zaman o fikirden hiç ümit yoktur...
Albert Einstein
vote me
At the beginning of a new age, hello to a new day...
Yeni bir çağın başlangıcında, yeni bir güne merhaba...
Ben İzciyim I'm scout...
Jondar Hamdarone
The future belongs to the aspirants so let us make our future